İmralı'ya üç aylık yasak daha
- Kendisinden 38 aydır haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a, “disiplin cezası” gerekçesiyle üç aylık yeni bir aile görüş yasağı getirildi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde mutlak tecrit altında rehin tutulan ve 38 aydır kendisinden hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş'a üç aylık yeni bir aile görüş yasağı verildi.
Bursa İnfaz Hakimliği, avukatların aile görüşünün sağlanması talebiyle yaptığı başvuruya yanıt verdi. Mahkeme, 28 Mart’ta Abdullah Öcalan’a Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından verilen yeni bir “disiplin cezası” olduğunu; kararın 12 Nisan’da kesinleştiğini bildirdi. Sürecin kendilerinden habersiz yürütüldüğüne dikkat çeken avukatlar, 26 Nisan’da disiplin kararının, dosya ve delillerinin verilmesi yönünde başvuru yaptı, ancak başvurular reddedildi. Avukatların “disiplin cezası” kararına karşı yaptıkları itirazlar ise kararın kesinleşmiş olması gerekçe gösterilerek reddedildi.
Avukatlardan yeni başvuru
Abdullah Öcalan’ın avukatları, müvekkilleri ile görüşme talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne dün yeni başvurularda bulundu. Başvurular, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, Rezan Sarıca, Faik Özgür Erol ve Mazlum Dinç tarafından yapıldı. Avukatlar, İmralı’daki diğer müvekkilleri Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için de görüşme başvuruları yaptı.
Bakanlık tecridi reddediyor
DEM Parti milletvekillerinin tecridin kaldırılması, aile ve avukat ziyaretlerinin yapılması için 7 Aralık 2023'te Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığına (İHİK) yaptığı başvuruya Adalet Bakanlığına bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yanıt vermişti. Müdürlük, Abdullah Öcalan’ın haklarından faydalandığını ve tecridin olmadığını iddia etmişti. Müdürlük, disiplin cezaları nedeniyle aile görüşmelerinin engellendiğini belirtiyor fakat örneğin bu disiplin cezalarının hangi sebeplerle oluşturulduğu, neden üçer aylık periyotlar halinde (15 Mart 2023-26 Haziran 2023-27 Eylül 2023) verildiği ve disiplin yargılama süreçlerinin neden avukatlardan bilhassa gizlenerek yürütüldüğünü izah etmiyor.
Gizli ve hukuk dışı
Asrın Hukuk Bürosu, aile görüşleriyle hiçbir ilgisi olmayan bir konuda, tamamen dayanaksız, keyfi ve avukatlardan gizlenerek gerçekleşen disiplin yargılamasına dikkat çekiyor. Avukatları engelleyen infaz hakimliği kararlarının da gizli, keyfi ve hukuk dışı yürütüldüğünü belirten Asrın Hukuk Bürosu, İmralı Cezaevi’nin son 8 yılı aralıksız kurulan bu sistematik ve keyfi disiplin cezaları ile avukat yasaklamalarıyla örüldüğünü vurguluyor.
Tüm hakları gasp ediliyor
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı’da bütün hakların sistematik bir şekilde ihlal edildiği, aile ve avukatların hiçbir şekilde görüştürülmedikleri, kendilerine gönderilen çok sayıda mektuba tek bir cevabın geri gelmediği, telefon iletişiminin sağlanamadığı, sağlık ve koşulları hakkında hiçbir bilginin olmadığı, dış dünya ile tüm bağlarının kesildiği işkence koşullarına işaret ediyor. Asrın Hukuk Bürosu'nun verdiği bilgiler şöyle:
* Abdullah Öcalan ile 27 Temmuz 2011'den bu yana, 2019'daki (2 Mayıs 2019, 22 Mayıs 2019, 12 Haziran 2019, 18 Haziran 2019 ve en son 7 Ağustos 2019) 5 avukat görüşü dışında yaklaşık 13 yıldır tek bir avukat görüşü gerçekleştirilemedi. 6 Ekim 2014'ten bu yana 5 aile görüşü (11 Eylül 2016, 12 Ocak 2019, 5 Haziran 2019, 12 Ağustos 2019 ve en son 3 Mart 2020) dışında bütün aile görüşmeleri engellendi.
* Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar ile İmralı’ya götürüldükleri 9 yılı aşkın süre boyunca tek bir avukat görüşü gerçekleştirilemedi. Aktaş ve Konar, 2015’ten bu yana aileleri ile yalnızca üç defa; Yıldırım yalnızca iki defa görüşebildi. Diğer bütün görüşme talepleri reddedildi.
* 27 Nisan 2020 ve 25 Mart 2021'de yapılan telefon görüşmeleri dışında başka telefon görüşmesi yapılamadı.
* İmralı’ya avukatları tarafından düzenli olarak gönderilen mektuplara ise son 38 aydır tek bir yazılı cevap gelmedi.
* Abdullah Öcalan'ın 25 Mart 2021'de kardeşi Mehmet Öcalan ile 4-5 dakika sürüp kesilen telefondan bu yana da kendilerinden hiçbir şekilde haber alınamadı.
İnsanlık dışı işkence biçimi
Asrın Hukuk Bürosu'na göre; İmralı’da üç yılı aşkın haber alamama hali tecridin katmerleşmiş hali olarak insanlık dışı bir işkence biçimidir. İmralı’yı hukuksal bir karadeliğe dönüştürmek tecrit siyasetini, tecrit uygulamasına dair idari ve politik kararı görünmez kılmaya yetmemektedir. Artık İmralı’daki ağırlaştırılmış ve olağanüstü rejimin taşınamadığı, sürdürülemediği ve izah edilemediği ortadadır.
Büro, Adalet Bakanlığı ve İmralı yargı çevresini, mevcut hukuk düzeninin dışında yürütülen mutlak iletişimsizlik koşullarına, özgürlüğü gasp eden kararlara son vermeye, Türkiye Meclisi Başkanlığı, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyelerini ve milletvekillerini, kamuoyunu demokratik bir hukuk düzeni ile barışçıl bir gelecek için duyarlılığa ve söz konusu uygulamalara dur demeye çağırıyor. BURSA
* * *
Aktaş'ın rehineliği sürüyor
Asrın Hukuk Bürosu, Veysi Aktaş’ın 30 yıllık infaz sürecinin 28 Nisan 2024'te tamamlanmasına rağmen idari ve keyfi bir kararla serbest bırakılmadığını hatırlatarak, şu bilgileri verdi: Aktaş’ın tahliyesini bir yıl erteleyen İmralı İdare ve Gözlem Kurulu kararına yaptığımız itiraz 2 Mayıs 2024'te reddedildi. Taleplerimiz içerisinde kararın bir örneğinin tarafımıza verilmesi istenmişse de bu talep, Bursa 3. İnfaz Hakimliğinin 2024/3518 Esas sayılı kararında; '…Bursa 2. İnfaz Hakimliğinin 31 Ekim.2023 tarihli 2023/8937 Esas, 2023/8936 sayılı karar ile 5275 sayılı CGTİHK’nın 59. Maddesinin 8. Fıkrası uyarınca hükümlünün avukatları ile görüşmesine kısıtlama getirilmiş olduğundan hükümlü vekillerinin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir' şeklinde reddedildi. Söz konusu karar ile Adalet Bakanlığın 'görüşmeler engellenmiyor' şeklindeki açıklamaları arasındaki çelişki açıktır.
5275 sayılı yasanın 59. Maddesi, bir bütün olarak cezaevinde avukatın yaptığı ziyareti düzenlemektedir. Gerekçe yapılan infaz hakimliği kararı da avukat ile mahpusun cezaevinde görüşmesini yasaklarken, bu karara dayanarak mahkemeye taşınmış bir dosyadan örnek alınmasının engellenmesi mümkün değildir. Bu uygulamanın tek izahı Aktaş’ı ve İmralı’yı, adada olduğu gibi dış dünyada da avukatsız bırakmanın arayışından ibarettir. Böylelikle 'yeni' bir 'yasa kuralı' inşa edilirken yasama organı da devre dışı bırakılmaktadır. Bu İmralı yargı pratiğinin geldiği yeni bir seviyedir. Ayrıca 5275 sayılı yasanın 59. Maddesi, avukat hakkını toptan yasaklamamakta, belli koşullarda yalnızca kısıtlama yapılabileceğini öngörmektedir. İnfaz hakimlikleri burada da yasal düzenlemenin dışına çıkarak Öcalan ve üç tutsağı avukattan tamamen mahrum bırakma şeklinde uygulamaktadır.