Kızımı kuşlara, ağaçlara soruyorum

Kadın Haberleri —

Bedriye Doku

Bedriye Doku

  • Telefon her çaldığında,  ‘Kesin Gülistan arıyor’ diye açıyorum. Dersim’e her gidişimde ağaçlarla, taşla, toprakla, kuşlarla konuşuyorum, kızımı görmüşler mi diye. Toprağa bile basmaya korkuyorum, kızım altında olabilir diye. 

YILMAZ KAYA / AMED

Üniversite öğrencisi Gülistan Doku'dan 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. 

Gülistan'ı bir gün önce darp eden ve kaybolduğu tarihte birlikte son görüldüğü erkek arkadaşı Zainal Abarakov, valinin bilgisi dahilinde Rusya’ya gönderildi. Ne Zainal Abarakov'un ne de Gülistan’ın darp edildiği gün aynı evde olan üvey babası, annesi ve kardeşinin telefonları, bilgisayarları hiç incelenmedi. Abarakov’un olay günü tekerleri çamurlu olan aracında ve evinde hiçbir inceleme yapılmadı. Üç gün sonra ancak ifadesine başvuruldu. Gülistan'ı size teslim edeceğim' diyen Vali, aylarca onun intihar ettiğini ileri sürerek, arama çalışmalarını Uzunçayır Barajı ile Dinar Köprüsü’ne yönlendirdi. Soruşturmayı Zainal Abarakov'un üvey babası Engin Yücel'in de içinde yer aldığı Asayiş Büro Amirliği yürüttü. Kent merkezinde yüzlerce Mobese kamerası olması, kente hakim tepelerde ve şehrin giriş-çıkışlarında yüzlerce gözetleme kulesi ve güvenlik kameraları bulunmasına rağmen, Gülistan'ın kaydına 'ulaşılamadı'. 'Kameralar bozuk, kameralar o alanı görmüyor' denildi. 

.
Anne Bedriye Doku

Tüm oklar Zainal’ı gösteriyor

Erkek arkadaşı Zainal Abarakov'un evinde, kaybolmadan bir gün önce darp edilen, daha sonra evden çıkartılarak zorla araca bindirilip götürülmek istenen, ancak polisin müdahalesi ile kurtarılan, geceyi öğretmeninin evinde geçiren ve sabah en son erkek arkadaşı ile görüştüğü tespit edilen Gülistan, Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2. sınıf öğrencisiydi. Gülistan’ın ailesi 2 yıldan fazla bir süredir onun canlı ya da cansız bedenine ulaşmak ve baş şüpheli olan erkek arkadaşı ile ailesinin yargılanması için mücadele ediyor. Ailenin ve avukatlarının birçok şüpheli durumun araştırılması, delillerin ortaya çıkarılması için yaptığı başvurulardan henüz bir sonuç yok. Soruşturma dosyasındaki gizlilik kararı sürüyor. 

.
Gülistan Doku

İki hafta önce konuştuk: ‘Gelicem’ dedi

Doku ailesi, Amed'e yaklaşık 70 km uzaklıktaki 500 haneli Sincik (Çayırdere) köyünde yaşıyor. Kendi halinde, 7 çocuklu, geçimlerini hayvancılık yaparak sağlayan bir aile. Gülistan ailenin en küçüğü. "Ben Gülistan'ı yumurta satarak, süt satarak okuttum" diye anlatıyor annesi Bedriye Doku (60). Kızının intihar ettiği iddialarını reddeden anne, "En son kaybolmadan iki hafta önce onunla konuştum. 'Kızım gel özledik seni' dedim. 'Anne sınavlarım var, bitsin geleceğim' dedi. Hatta bana ayakkabı aldığını, yeğenlerine kolye, küpe ve bileklik aldığını, onlara sürpriz yapacağını söyledi. İntihar etmeye karar veren kişi bunları söyler mi? Kaybolduktan sonra yurttaki odasını, eşyalarını topladık. Bahsettiği kolye, küpe ve bileklikler çantasındaydı. Onları halen saklıyorum” diyor. 

.
Gülistan Doku

Kaybolan kedi gibi davrandılar

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Soylu'ya kadar birçok yetkili ile görüştüklerini ve Gülistan'ın bulunacağı sözüne rağmen hala kızını aradıklarını kaydeden Bedriye Ana, Dersim'deki yetkililerin de ısrarla 'intihar etti' diyerek olayı kapatmaya çalıştığını söyledi. Dönemin valisi Tuncay Sonel’in arama çalışmalarını farklı yöne kaydırdığının altını çizen anne şunları belirtiyor: ”Kaybolma haberini aldıktan bir gün sonra Dersim'e gittik. Karakola kayıp başvurusunda bulunduk. Sanki bir kedi kaybolmuş ve aramaya gelmişiz gibi bize davrandılar. Vali, kızımın telefonun en son Dinar Köprüsü üzerinde sinyal verdiğini ve köprüden atlayarak intihar etmiş olabileceğini söyleyerek, 'Gülistan'ı sana getireceğim' dedi. Ancak hem Valilik hem de savcılığa sunduğumuz tüm delillere ve tüm şüpheli durumların araştırılmasına rağmen hiçbir talebimiz dikkate alınmadı.”

Gülistan hariç hepsinin cenazesi çıktı

Defalarca dalgıçlarla yapılan su altı ve su üstü arama çalışmasını bir umutla izlediğini anlatan Bedriye Ana şöyle devam ediyor: "Sudan çıkan dalgıçlardan biri, 'Anne, kızın su altında değil, olsa bulurduk' dedi. Ama bizi sürekli o baraja yönlendirdiler. Vali, ısrarla dalgıçları haftalarca orada arama yapmaya gönderdi. Hatta arama çalışmalarında bir askerin suda cenazesi bulundu. Orada suda boğulanların tamamının cenazesi ortaya çıkmış. Ama iki yılı geçti, Gülistan bulunamadı. Çünkü kızım intihar ederek o suya atlamadı. Kızım öldürüldü. Bunun sorumlusu da Zainal ve ailesidir. 

.
Gülistan Doku ve yeğenleri

Toprağa basmaya korkuyorum

Kızımı canlı ya da ölü istiyorum. Eğer öldürmüşler ise öldürdükleri yeri söylesinler. Cenazesini köye getireyim ona mezar yapayım, Fatiha okuyayım. Telefon her çaldığında, kimin aradığını okuyamadığım için 'Kesin Gülistan arıyor' diye açıyorum. O olmayınca da ağlıyorum. Dersim'e her gidişimde ağaçlarla, taşla, toprakla konuşuyorum. 'Gülistanımın başına ne geldi, siz görmüşsünüzdür. Onu silahla mı vurdular, bıçakla mı kestiler bana söyleyin' diyorum. Kuşlarla konuşuyorum, kızımı görmüşler mi diye. Toprağa bile basmaya korkuyorum, kızım altında olabilir diye. İki yıldır bu acıyı yaşıyoruz tüm ailece."

.
Baba Halit Doku

Polis bize yalan söyledi 

Gülistan'dan haber alamayan arkadaşlarının araması ile Dersim’e gittiklerini anlatan baba Halit Doku (61), "Önce arkadaşlarıyla görüştük, ardından karakola gittik. Kızımın bir gün önce Zainal denilen arkadaşı tarafından darp edildiğini, sık sık onunla görüştüğünü öğrendik. Polise sorduğumda bu kişinin ifadesini aldıklarını söylediler. Daha sonra amirleri geldiğinde 'ifadesini almadık' dedi. Yani bize yalan söylediler. Bu kişinin ifadesini ancak 3 gün sonra aldılar” diyerek polisin Zainal’ı koruduğunu aktarıyor. 

Ailesi bizden saklanıyordu

Dersim’de gittikleri ilk gün Zainal'in ailesine ulaşmaya çalıştıklarını kaydeden baba Halit, "Bizim yanımıza bile gelmediler. Hep bizden saklandılar. Kızım bir gün önce onların evinde darp edilmiş. Bu olaya üvey babası, annesi, kardeşi şahit. Darp edildikten sonra zorla araca bindirilip götürülmek isteniyor. Oradakiler müdahale edip polisi arıyor. Polis olay yerine geliyor ve buna engel oluyor. O sırada evde olan polis üvey babası 'ben babasıyım' diyor. Polisler de sadece rapor tutup gidiyorlar. Kızım o gece yurda gitmeyip, üniversitedeki hocasının Atatürk mahallesindeki evinde kalıyor. Gündüz Zainal ile görüştükten sonra ise bir daha haber alınamıyor" diye aktarıyor o gün yaşananları. 

Delilleri kararttılar

"Dersim gibi her tarafı asker-polis kaynayan, onlarca arama noktası, her cadde ve sokakta Mobese kamerası, şehrin her yüksek noktasında onlarca güvenlik kulesi ve kamerası bulunan bir yerde bir insan nasıl kaybolabilir" diye soran baba Halit, delillerin bilerek karartıldığında ısrarcı. "Karakolda söyledik, her taraf kamera, her taraf kontrol noktası, hepsinde kamera var. Kenti yukarıdan gören tepelerde gözcü noktaları var, her tarafı gözetliyorlar. Neden kızımın hiçbir görüntüsü yok? Bize söyledikleri 'ya kameralar bozuk kayıt almamış ya da görüş alanı dışında'. Tek bir görüntü var. O da kızımın o kişi ile görüştüğü pastaneden çıkışı. Sadece tek bu görüntü de bilerek servis edildi. Amaçları, o çocuğu aklamak" diyen baba, Zainal'in üvey babasının Asayiş Şube'de görevli olduğu için, soruşturmayı yürüten polislerin delilleri kararttığından ya da yok ettiğinden şüphelendiğini söylüyor. 

 

.
Aygül Doku

Katil korunuyor

Tüm şikayet ve taleplerine rağmen soruşturma dosyasında somut bir şey bulunmadığını, Zainal'in telefonunun ve bilgisayarının incelenmeden onun apar topar Rusya'ya gönderildiğini belirten abla Aygül Doku (25) da olayın örtbas edilmeye çalışıldığını vurguluyor: "Düşünün kardeşimle 8 ay arkadaşlık yapmışlar. Bunların hiçbir mesajlaşma bilgisi yok. Rusya'ya gittiğinde telefonunu atıyor. Vali Tuncay Sonel'in bilgisi dahilinde olaydan sonra Rusya'ya gönderiliyor. Bunu biz söylemiyoruz. Annesi Cemile, CİMER'e yazdığı dilekçede bunları açık açık anlatıyor. Daha sonra aile çocuklarını Türkiye'ye getiriyor. Gülistan'a ne olduğunu Zainal biliyor. Evinde, arabasında kriminal inceleme yapılmadı. Aracı çamura batmış, tekerleklerinde çamur izleri vardı, bu incelenmedi. Hiç gözaltına alınmadı. Bunlar olunca, bir şeylerin bizden saklandığına, bu kişinin birileri tarafından korunduğuna yönelik şüphelerimiz daha da artıyor.”

.

İntihar edecek biri bunları yapar mı?

Kaybolmadan iki gün önce kardeşiyle konuştuğunu söyleyen Aygül Doku, “Benden kitap istemişti. Anneme ayakkabı, yeğenlerime takılar aldığını, gelince getireceğini söyledi. Hayata dair, geleceğe dair planları vardı. İntihar edecek biri kalkıp bunları yapar mıydı? İntihar etti deniliyorsa, peki hani çantası, hani başındaki beresi? Bunlar suda ortaya çıkmaz mı? İntihar ettiğine kesinlikle inanmıyoruz. Soruşturmanın ilk başından itibaren bizi bu şekilde şartlandırmaya çalıştılar. Hep sustular, sustular, sustular... İnsanlık suçu işleniyor ama hep susuyorlar” diyerek tepkisini dile getiriyor. 

Ne ev ne de araçta arama yapılmadı

Kaybolma olayının hemen sonrasında Zainal'in ailesinin evlerini taşımak istediklerini ve buna karşı çıktığı için ceza aldığını kaydeden abla Aygül şöyle devam ediyor: "Biz ilk gün orada iken, arama çalışmalarını sürdürürken bunlar evlerini kentten taşımak istediler. Buna izin vermedim. Evlerinin önüne gelip bunu engelledim. Çünkü o evde hiç inceleme yapılmadı. Deliller olabilir, belki Gülistan'ın bir parçası o evdedir. Polise ve savcılığa giderek suç duyurusunda bulundum. 'O evde arama yapın, mutlaka bir delil bulacaksınız' dedim. Ancak ne evde ne araçta arama yapılmadı. Babaları beni, 'tehdit, hakaret ve mala zarar vermekle' suçladı. 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanıp 5 ay hapis, 2.500 lira da hapis cezasına çarptırıldım. Hüküm ertelendi.”

.
Gülistan Doku-8 Mart etkinliğinde gözüküyor.

 

8 Mart’ta alanlardaydı

Ailenin en küçüğü olan Gülistan'ı küçükken sabahları uyandırmaya kıyamadığını belirten abla Aygül Doku, "Ailenin en çok sevileniydi. Herkesle iletişimi çok iyiydi. Tek bir kötü laf ağzından çıkmamıştır. Hiç kimseye 'hayır' diyemiyordu. Cebinden, gönlünden vermesini biliyordu. İnsanlara yardım eder, elindekini paylaşırdı. Güçlü bir kadındı. 8 Mart'ta alanlardaydı hep. Gülistan böyle bir kaybolmayı hak edecek biri değildi” diyerek, adalet beklediklerini vurguluyor. 

 

Gülistan Doku soruşturması

Hukukçular ve dosyayı takip eden STK'lar, gizlilik kararı getirilen Gülistan Doku dosyası soruşturmana ilişkin eksiklikleri şöyle sıralıyor: 

  • Gülistan için ailesi, 6 Ocak'ta kayıp başvurusunda bulundu ve en son birlikte görüldüğü eski erkek arkadaşı Zainal Abarakov'un bu olayda baş şüpheli olduğunu iddia ederek hakkında suç duyurusunda bulundu.
  • 17 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 30 metre derinliğe sahip baraj gölünde farklı tarihlerde birçok arama yapıldı. 187 gün boyunca kıyıya yakın alanlarda, baraj kapaklarının bulunduğu bölümlerde yapılan arama çalışmalarında, farklı tarihlerde kaybolan iki kişinin cesedine ulaşılmasına rağmen, Gülistan'a dair herhangi bir iz bulunamadı.
  • 25 Ekim 2020 tarihinde baraj suyu azaltılarak dalgıçlarla 38 günlük bir arama çalışması başlatıldı. Bundan da bir sonuç alınamadı.  
  • Zainal, gözaltına alınmadı, telefon ve teknik cihazlarına el konulmadı. Soruşturma işlemleri Asayiş Büro tarafından yürütüldü. Zainal'ın polis olan üvey babası bu büroda görev yapıyordu. Delillerin yok edilmesi ihtimaline rağmen soruşturma biriminin değiştirilmesi talebi savcılıkça değerlendirilmedi.
  • Dinar Köprüsü ve bin 900 metrelik Mobese kameralarının bulunduğu alanı gören, Munzur Üniversitesi'ne ait kamera sisteminin teknik incelemesi yapılmadı. Zainal ve üvey babasının 5 Ocak günü nerede olduklarına dair bir tespit yapılmadı.
  • Gülistan'ın suya atladığı iddia edilen köprünün 4 Ocak 2020 tarihine ait kamera görüntülerini inceleyen ulusal kriminal büro, saat 12.25 sıralarında tutulan tutanağın doğru olmadığını ve suya düşenin bir nesne değil, efekt olduğunu belirtti. 

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.