Mızraklı'nın rehineliğine devam
- Yargıtay'ın bozması üzerine yeniden yargılanan Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı'nın rehineliğine son verilmedi. Mızraklı, "Boyun eğmedik, eğmeyeceğiz" dedi.
Yerine kayyum atandıktan sonra tutuklanan Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın yeniden yargılandığı davada tahliye talebi reddedildi. Avukatları, şunun altını çizdi: "Bu bir suç ve ceza davası değil, bu bir kayyum davasıdır. Bu davanın kaynağı egemenliğe itirazdır. Müvekkilimin cezaevinde olmasının nedeni bu egemenliğe yaptığı itirazdır."
Görevden alındıktan sonra yerine kayyum atanan Amed Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davada 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası almış, söz konusu ceza Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu. Mızraklı’nın yeniden yargılandığı davanın ilk duruşması, dün Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mızraklı, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. Mızraklı’nın avukatları Mehmet Emin Aktar, Cihan Aydın ve Muhsin Bilal, duruşmada hazır bulundu. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Erzirom Milletvekili Meral Danış Beştaş ile çok sayıda siyasetçi de duruşmayı izledi.
Bir iftiracının beyanlarıyla
Hakkındaki iddialara karşı savunma yapan Mızraklı, "Yaklaşık dört yıldır bir iftiracının beyanlarıyla tutuklu bulunuyorum. Aynı iftiracının beyanlarıyla yargılananların beraat ettiğini biliyorum. Benim ise yaklaşık dört yıldır tutuklu bulunmam mahkemenizin hukuki takdirinin çok ötesinde bir durumu gösteriyor. Bu durum hukukla açıklanamaz. Bu bir kumpas davasıdır" dedi.
Hukukun ayar vidası
Dava sürecindeki hukuksuzluklara değinen Mızraklı, "Bu davada bir özel hukuk, özel bir sistem kurularak bugüne geldik. Beraat kararı verseydiniz kayyumluk sürdürülemezdi. Hukukta bir ayar vidası oluyor. Tıpkı bizim yaşadığımız süreç gibi. Burada hukukun ayar vidası ben ve bu dava oluyor. Tüm bu yargısal süreç ve hukuksuzlukların nedeni, Kürt sorununun çözülmemesidir" şeklinde konuştu.
Soylu'nun itirafı
Mızraklı, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun seçim sürecinde "İçişleri Bakanı oldum. Cumhurbaşkanımız beni çağırdı. 'Süleyman, ben bu Güneydoğu'daki HDP'nin, PKK'nın belediyelerinden rahatsızım. Bunları derhal görevden alacaksın' dedi. Ya benim istediğim bir göz Tayyip Erdoğan verdi bana iki göz. İki gün geçti, sabah 8'de bir operasyon hepsini görevden aldık” sözlerini hatırlattı. Mızraklı, davanın siyasi otoritenin istemiyle açıldığına dikkat çekti. İktidarın kayyum atama için ilk olarak "Örgüte para gönderdiği" ve "Usulsüz işe alım" iddiasıyla İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin görevlendirildiğini, müfettişlerin bu yönde bir bulguya ulaşmadıklarına dair rapor hazırladıklarını hatırlattı.
Açık tanık Hicran Berna Ayverdi'nin iddiaları üzerine tutuklandığına dikkat çeken Mızraklı, Ayverdi'nin "Ameliyathaneyi hazırladık, Selçuk Mızraklı'ya haber verdik, geldi ameliyat etti" sözlerine değindi. Mızraklı, "Bir hekim olarak muayene etmeden, teşhis koymadan, yöntem belirlemeden bir hastayı ameliyathaneye alacaklar ben nasıl gider ameliyat ederim. Bu akla aykırı" diye konuştu. Mızraklı, Kürt liderlerin idam edilme biçimlerine ve onların "boyun eğmeyen" tutumlarına işaret ederek, "Biz de direncimizi buradan alıyoruz. Hiçbir zaman boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bir kayyum davasıdır
Mızraklı’nın savunması ardından avukatları söz aldı. Av. Cihan Aydın, "Bu davanın özeti, Soylu'nun sözleridir" dedi. Davanın algı operasyonuyla başlatıldığını ve yürütüldüğünü vurgulayan Aydın, "Örgüte elaman kazandırma", "Hendeklerin kazılmasında belediye araçları kullanılması" ve açık tanık Berna Ayverdi'nin beyanları üzerinden algı operasyonu yürütüldüğünü belirtti. Aydın, "Berna Ayverdi'nin beyanlarıyla yargılananlar beraat etti ama Selçuk Mızraklı tutuklu bulunuyor. Bu bir suç ve ceza davası değil, bu bir kayyum davasıdır. Yargıtay davayı bozdu. Mahkemenin bakış açısını değiştirmesi lazım. Mahkemenin, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları doğrultusunda bakış açısını değiştirmeye ihtiyacı var" dedi.
Mızraklı'nın avukatı Mehmet Emin Aktar ise davanın Yargıtay tarafından 6 başlık nedeniyle bozulduğuna işaret etti. Davanın Kürt halkı üzerinde kurulan egemenlik ilişkisinden kaynaklandığını dile getiren Aktar, "Bu davanın kaynağı egemenliğe itirazdır. Müvekkilimin cezaevinde olmasının nedeni bu egemenliğe yaptığı itirazdır" diye kaydetti. Aktar, müvekkilinin tahliyesini istedi.
Duruşma Eylül'e ertelendi
Savcı, mütalaasında suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kaçma ve saklanma şüphesi ve suçun alt ve üst sınırı ile verilmesi beklenen cezaya göre adli kontrol tedbirinin yetersiz kaldığını belirtti. Savcı, Mızraklı’nın tahliye edilmesi yönündeki talebin reddini istedi. Mahkeme verdiği kısa aranın ardından tahliye talebini reddederek, duruşmayı 11 Eylül'e erteledi.
Efendileri öyle istiyor
Duruşmanın ardından Yeşil Sol Parti Erzirom Milletvekili Meral Danış Beştaş, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) üyeleri Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Mızraklı'nın tahliye talebine karşılık mahkemenin tutukluluğun devamına karar vermesine tepki gösteren Beştaş, bir sonraki duruşmasının tarihini işaret ederek, Mızraklı'nın dört ay daha hukuksuz şekilde cezaevinde kalmaya devam edeceğini kaydetti. Mızraklı'ya toplamda 9 yıl ceza verildiğini, cezanın Yargıtay tarafından bozulduğunu hatırlatan Beştaş, karara tepkisini şöyle dile getirdi: "Mızraklı dört yıldır tutuklu olmasına rağmen mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi. Neden mi? Efendiler öyle istiyor, Saray öyle istiyor? Belediye başkanlarının cezaevinde rehin tutulmasını istiyorlar. Mahkemeler talimatlarla bu kararları veriyorlar.” AMED