Newroz ve Ramazan bayramı

• Newroz’u Newroz yapan, zulme karşı başkaldırı olması ve zalimleri alt etme karakteridir. Ramazan bayramını bayram yapan da, ahlakı tamamen yok olmuş Arap toplumunun yeniden ahlakla buluşturulması ve maneviyatın yüceltilmesidir.

2025 Mart ayında iki bayramı birden ihya edeceğiz. Biri Ramazan Bayramı, diğeri ise Newroz bayramıdır. Bayramların anlam ve önemini, onların neden bayram olduklarını anlamak ve o şuurla bayram kutlamak, bayramların hakkını vermek şahıslar ve toplumlar açısından değerlidir. Ramazan Arapça bir ayın adı olduğu gibi aynı zamanda Kur’an’ın da indirildiği bir aydır.

Kur’an ayı olarak isimlendirilen bu ayda, bireysel ibadetler olan namaz ve oruç gibi ibadetler ile kendisini değerlendirme ve muhasebeye çekme, günah ve eksiklerden arınma, kötü huy ve karakterlere karşı mücadele başlatma ve onu bir değişime uğratma hedefleri vardır. Mümin şahsiyet Kur’an ı okur, onda anlatılan yaşam prensiplerini ölçü alarak kendi nefsinin muhasebesini yapar, kabul ve ret ölçülerini netleştirir, maddi ve manevi arınmaya kendisini alarak kamil insan olma yolundaki yürüyüşünü sürdürür.

Kendini eğiterek dönüştüren ve ona göre bir yaşam mefkuresi oluşturan bu şahsiyet, hayatını ahlak ölçüleri içerisinde örmeye çalışır.

Kur’an’ın deyimi ile: “Yemin olsun, güneşe ve kuşluğuna; Işığı onun ardından geldiğinde aya; Onu (dünyayı) aydınlattığında gündüze; Onu karanlıkta örttüğünde geceye; Göğü ve onu kuran kudrete; Yere ve onu yayıp döşeyene; Nefse ve ona düzen verene; Ona kötü ve iyi olma yeteneklerini yerleştirene ki, Nefsini arındıran elbette kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere boğan da ziyan etmiştir.” (Şems 1-10) Bu ayetler bizlere yaşam düzenimizi öğretirken, yaşamı yaratanın aklımızı çalıştırmak için kullandığı örnekler ve kendimizi ıslah etmek için kullanacağımız emeklerin kurtuluşa götürecek olan hakikatin yoluna çağırmaktadır.

Kendisini temizleyenlerin kurtuluşa erdiği belirtilen bu ayetlerin bireysel arınma ile kişi kendisini temizlediğinde, bu temizliği topluma yaymak için cehd (emek) etmesi gerektiğini de başka ayetlerle tamamlamaktadır.

Bireysel ibadetler ile kişilik olgunlaşması yaşayan Mümin; toplumsal farzlar (zekat, sadaka, fitre, kardi-hasan ve infak) ile iktisadi olarak toplumla yardımlaşmaya yönlendirilmektedir. Ahlaki olarak olgunlaşan şahıs egoizm ve bencillikten kendisini kurtaracak, toplumun sorunlarını çözmek için aktif iyinin öznesi haline gelecektir. Kur’an a göre böyle şekillenmiş birey ve toplumlar, adalet, eşitlik, huzur ve özgürlüğe kavuşmuş olacaklardır.

Kur’an’ın deyimi ile kendisini arındırmış mümin ve mümineler, dünyevi ve uhrevi felaha kavuştukları gibi, içinde yaşadıkları toplumu da iyilik açısından bir üst aşamaya çıkarma imkanına kavuşacaklardır.

Bunu gerçekleştirenlerin bayram yapması ve bugüne ulaşanların sevinçlerini toplumsallaştırmaları elbette kıymetlidir. Sevinçlerin, huzurun, maneviyatın, iktisadın, barışın, güvenliğin ve özgürlük ortamının sağlanması ile ancak bayramlar hakiki anlamlarına kavuşacaklardır.

Kur’an’ın mümini olan böylesi bireyler hem kendisinde hem de yaşadığı toplumda bu ali değerleri inşa ettiğinde, hakiki bayramı da yakalamış olacaktır.

Ne yazık ki Kur’an’a inandıklarını söyleyen bizlerin bayramları sıradan ve gelenekselleşen bir şeker bayramı olmaktan öteye geçememektedir. İslam’ı iktidarlarına alet edenler, bu Ramazan’da ve bayramda da yönettiklerini ve yönetemediklerini öldürmeye, zulüm etmeye, fakir ve aç bırakmaya, onları aldatarak sömürmeye ve ceplerini doldurmaya devam ettiler. Bu durum kendisini tekrar ettikçe bayramlarda şekerlerle çocukları, sahte din ile de toplumları aldatma aracı olarak kalmaya devam edecektir.

Newroz’a gelince;

Bundan yıllarca önce din adına haram sayılan ve onu kutlayanların günah işlediğini söyleyenler, bugün “Nevruz” bayramı kardeşlik ve barış bayramıdır ninnileri ile gafil kesimleri uyutmaya devam etmekteler. Birkaç yıl önce haram olan ve cami minberlerinden maaşlı memurların Cuma hutbesi olarak “Nevruz”a katılanların katline sebebiyet verenler, bugün “Nevruz” resmi bayram olsun diye meclise teklif vermeyi önermekteler.

Binlerce yıldır, zulme karşı direniş ve kurtuluş bayramı olarak kutlanan bayramı yasaklayanlar, Allah’a ve İslam’a iftira ederek Newroz’u haram yapanların düştükleri duruma bakar mısınız?

ABD başkanlarından Avrupa’ya, Çin’den İsrail’e kadar her kesimin Newroz mesajı paylaştığı bu dönemde Newroz’a katılanlara kurşun yağdırıp katl edenler de “Nevruz bizim bayramımızdır" demekte, ateşin üzerinden atlamakta, demir dövmekte ve yumurta tokuşturmaktalar.

On binlerce gencimizin kanı ile Newroz kendi hakikati ile buluşturulmuştur. Newroz zulme karşı mücadelenin sembolü olarak kendisini yenilemiştir. Kürtler dünya çapında verdikleri mücadele ile Newroz bayramını insanlığa tekrardan armağan etmişlerdir.

Elli yılı aşkın süredir kan ter içinde kalan kahraman Kürtler, Newroz’a hakiki anlamını kazandırmışlardır. Bu mananın yaşatılması lazım ve içeriğinin boşaltılıp anlamsızlaştırılmasına asla müsade edilmemelidir. 

Bayramların bayram olabilmeleri için maddi ve manevi mücadele yürütmek lazım gelir. Mücadele ve emekle elde edilmiş bir kazanım elbette kıymetli olur, şahsa ve topluma ahlaki değerler katarak gelişim sağlar. Genel olarak iktidarlar emek, gözyaşı ve zahmetlerle elde edilmiş değerleri kendilerine mal ederek, içeriğini boşaltarak iktidar devşirirler. İslam bayramlarının içeriğini boşaltanlar, Newroz’u yasaklayanlar ve sonra da ondan iktidar devşirmeye çalışanların profillerine bakıldığında, tarihteki iktidarcı münafıkların da sorunları nasıl ele aldıkları daha rahat anlaşılacaktır.

Halkımızın Newroz ruhu ile değerler oluşturduğunu ve bunun cihana mal olduğunu görmekteyiz. Newroz’u Newroz yapan, zulme karşı başkaldırı olması ve zalimleri alt etme karakteridir. Ramazan bayramını bayram yapan da, ahlakı tamamen yok olmuş Arap toplumunun yeniden ahlakla buluşturulması ve maneviyatın yüceltilmesidir.

Bu manada bayramları kutlayan her kesin bayramları mübarek olsun. Bayramlar bizlere ve toplumlarımıza ahlak, hürriyet, selamet, barış ve esenlik getirsin.