Sahada direniş, diplomaside baskı
- Türk devletinin Kobanî'ye saldırı hazırlığına karşı sahada direniş tahkimatına paralel olarak ateşkesin sürdürülmesi için ABD aracılığıyla diyalog da sürüyor.
- QSD, Türkiye'nin çözümsüz dayatmaları yüzünden görüşmelerden sonuç alınamadığını duyurduktan sonra ABD, ateşkesin hafta sonuna kadar uzatıldığını açıkladı.
- QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Türk tarafının bahanesi olan 'güvenlik kaygısı' için ABD garantörlüğünde silahsızlandırılmış bölge önerisinde bulundu.
- Yer yer Türk saldırıları sürünce QSD karşılık verdi. ABD'li senatörler, Ebdî ile görüştükten sonra Türkiye'ye yaptırım uyarısında bulundu. Pentagon QSD ile ortaklığını süreceğini tekrarladı.
AKP iktidarının statüsüz, örgütsüz, iradesiz 'Kürt kökenli' yığınlar amaçlayan zihniyetiyle kimi alanlarını işgal ettiği, kalanları da işgal etmek için 27 Kasım'dan beri saldırı ve tehdit altında tuttuğu Rojavayê Kurdistan, bu tehdidi bertaraf etmek için uğraşıyor. QSD ve Özerk Yönetim öncülüğünde bir yandan sahada askeri direniş, hazırlıklar, toplumsal birliktelik sağlanmaya çalışılıyor, diğer yandan da Türk tarafının ikna edilmesi için Uluslararası Koalisyon'a öncülük eden ABD aracığılıyla diplomatik girişim ve görüşmeler ihmal edilmiyor. Türk iktidarı, temel amacına bağlı kalarak saldırgan tutumunda ısrar ediyor. Önceki gün Pentagon, Beyaz Saray ve senatörler, Türkiye'yi uyarırken sahadaki CENTCOM komutanları da girişimlerini sürdürdü. QSD, her şeye rağmen önceki akşam halka çağrı yaparak, Türk saldırgınlığına karşı her türlü hazırlığın hayati önemini vurguladı.
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanlığı önceki akşam yaptığı yazılı açıklamada, Türk devletinin Minbic'in ardından Tişrîn Barajı ve Qereqozax Köprüsü'ne yönelerek Kobanî’yi hedef aldığını, buna karşı 5 günlük direnişle bunun bertaraf edildiğini hatırlattı. "Türk işgalciliğinin durmayacağı ortadadır ve şimdilerde Kobanî kentine saldırı planı yapmaktadır" denilen açıklamada, bu nedenle başta Kobanî olmak üzere bölge genelinde çok sayıda asker ve çetesini ağır silahlarıyla birlikte taarruza hazır tuttuğu; günlük olarak saldırılarını ve tehditlerini de sürdürdüğü belirtildi.
Kobanî tehdit altında
QSD'nin tüm meclisleriyle meşru bir güç olduğunun altı çizilen açıklamada, Kobanî'nin DAİŞ karanlığına karşı tarihi direnişe ve sembolik önemine dikkat çekildi. QSD'nin saldırılar karşısında sonuna kadar duracağı kararlılığının beyan edildiği açıklamada, halka seferberlik ruhuyla hareket etme ve tüm yaşamını yoğun savaş gerçekliğine göre düzenleme çağrısı yapıldı.
Yeni saldırı girişimi
Bu açıklama yapılırken QSD Sözcüsü Ferhad Şamî de Ronahî TV'nin sorularını yanıtlıyordu. Sözcü Şamî, Türk tarafıyla devam eden görüşmelerden bir türlü sonuç alınamadığını, çünkü çözümden ziyade teslimiyet dayatıldığını; işgal hedefinden vazgeçmediklerini söyledi. Şami de bir kez daha diyalog ve çözümden yana olduklarını ama teslimiyete karşı direnişi esas aldıklarını vurguladı.
Türk ordusu ve bünyesinde SMO ise saat 16.30’da Tişrîn’in güneyinden ve Sekenê bölgesinden baraja doğru saldırıya geçti. Tişrîn’in güneyinden baraja ilerleyen ve Sekenê tarafından saldıran Türk savaş elemanları, Rojava savaşçılarının direnişiyle karşılaştı. Türk SİHA'larının da kullanıldığı çatışmalar, yaklaşık iki saat sürdü ve boşa çıkarıldı.
Elektrik istasyonu hizmet dışı
Türk devleti, aynı saatlerde Til Temir kentinin batı kırsalındaki Um El Kêf köyü çevresindeki elektrik hattını bombaladı. Bombardıman sonucunda elektrik istasyonu bir kez daha hizmet dışı kaldı. İstasyon, son bir hafta içinde bombardıman nedeniyle ikinci kez hizmet dışı bırakıldı. Elektrik Merkezi Müdürü Emin Muskali, "66 kV yüksek gerilim kablosunda yapılan onarımların ardından trafo merkezi restore edildi, ancak Türk topçu ateşi, önceki hasar bölgesinin yakınındaki aynı köye isabet etti ve istasyonu tekrar hizmet dışı bıraktı” dedi. İstasyon, konut ve temel tesisler de dahil olmak üzere Hesekê'nin kuzeyinin önemli bir bölümüne elektrik sağlıyor. Altyapının tekrar tekrar hedef alınması, devam eden çatışma ve yerinden edilme nedeniyle zaten gergin olan bölgedeki insani durumu daha da kötüleştiriyor.
Ebdî'den bir öneri daha
Görüşme ve çatışmalara devam ederken QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, yeni bir açıklama yaptı. “Suriye’de kapsamlı bir ateşkese bağlılığımızı sürdürüyoruz, ayrıca Kobanî‘de silahlardan arındırılmış bir bölge kurulması önerisini sunmaya hazırız” diyen Ebdî'nin açıklaması şöyle: “Suriye genelinde kapsamlı bir ateşkes sağlanması yönündeki kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Bu kapsamda, Kobanî şehrinde güvenlik güçlerinin ABD gözetimi ve varlığı altında yeniden konuşlandırılmasıyla birlikte askerden arındırılmış bir bölge kurulması için teklif sunmaya hazır olduğumuzu duyuruyoruz. Bu girişim, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını gidermeyi ve bölgede kalıcı istikrarı sağlamayı hedeflemektedir.”
Görüşmelerden haberdar olan Al Monitor muhabiri, aslında Ebdî'nin kamuoyuna duyurduğu bu teklifi görüşmeler sırasında sunduğunu, buna rağmen Türk tarafının çözümsüzlükte ısrar ettiğini paylaştı.
Saldırılar durmadı
Türk ordusu ve SMO ise Qerekozax Köprüsü’nün çevresini ve Sirîn kentine bağlı Bîrhiso köyünü; Girê Spî’nin El İselim ve El Susan köylerini bombaladı. DAİŞ de Reqa’da İç Güvenlik Güçleri’nin kontrol noktasına saldırdı. Saldırıda güvenlik güçlerinin iki üyesi şehit oldu, ikisi yaralandı. Bir sivil de yaralandı.
CENTCOM sahadaydı
ABD öncülügündeki Uluslararası Koalisyon'un Ortadoğu Komutanı, QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile birlikte Reqa'da bölgenin ileri gelenleriyle gün içinde toplantı yaptı. Reqa'daki aşiret büyüklerinden Fawaz el-Bayek, North Press'e yaptığı açıklamada, General Brooks'un Fırat'ın doğusunun Uluslararası koalisyon'un koruması altında olduğunu belirtti. Fawaz el-Bayek, "Geçmişte Rusya ve İran'ın Suriye'deki varlığı ve onlarla olan karmaşık ilişkiler bizi kısıtladı" diyerek, Koalisyon'un, Kuzey ve Doğu Suriye'de yeni askeri üsler kurmaya ve kuvvetlerin stratejik bir şekilde yeniden düzenlenmesine hazırlandığını söylediğini aktardı. Buna göre; Reqa'da da bir askeri üs kurma planı var. Ebdî ise hem Reqa'daki duruma ilişkin tavırları hem de Türk hükümetinin buradaki çabaları hakkında bilgi verdi.
ABD: Ateşkes uzatıldı
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Mazlum Ebdî'nin silahsızlandırılmış bölge açıklaması yaptığı saatlerde basına brifing veriyordu. Sözcü Matthew Miller, Türkiye ile QSD arasında Minbic çevresinde sağlanan ateşkesin bu hafta sonuna kadar uzatıldığını söyledi. Miller, "QSD ve Türkiye ile ileriye yönelik bir yol hakkında etkileşimimizi sürdürüyoruz" diyerek ABD'nin ateşkesin mümkün olduğu kadar uzatılmasını istediğini kaydetti. Sözcü Miller, "Hiçbir tarafın mevcut istikrarsız durumdan yararlanarak kendi dar çıkarlarını, Suriye'nin daha geniş ulusal çıkarları pahasına ilerletmesini istemiyoruz" diye ekledi. Washington'un Kobanî'ye yönelik her türlü hamleyi yakından izlediğini vurgulayan Miller, “Amacımız, Kuzey Suriye’deki istikrarı artırmak ve QSD'nin DAİŞ'e karşı verdiği önemli mücadelede dikkatinin dağılmasını engellemek için her şeyi yapmaktır’’ dedi. Görüşmeye devam ettiklerini belirten Miller, "Sadece şunu söyleyebilirim ki; bu konuda aktif bir şekilde çalışıyoruz, daha fazla detaya girmeyeceğim. Durumu daha da istikrarsızlaştıracak hiçbir eylem görmek istemiyoruz” dedi.
Pentagon tekrarladı
Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick S. Ryder de düzenlediği basın toplantısında, çoğunlukla bu konuyla ilgili soruların muhatabı oldu. Özellikle Türk gazeteciler, ABD'nin neden NATO ortağı Türkiye'nin önünü açmadığını sorguladı. Bazı gazeteciler de Kobanî'nin DAİŞ'e karşı mücadeledeki tarihsel önemini hatırlattı. Kobanî'deki durumu takip ettiklerini belirten Patrick S. Ryder, ateşkes için toplantılar yapıldığını söyledi. DAİŞ'e karşı QSD ile yakın şekilde çalıştıklarını ve bunun odak noktası olmaya devam ettiğini kayededen Pentagon Sözcüsü, herhangi bir değişiklik olmadığını belirtti. Türk gazetecinin, uzun bir girizgahla Türk tezlerini tekrarından sonra "NATO’daki en büyük müttefiğinize inanmıyor musunuz, yoksa özel olarak QSD ile çalışmayı mı tercih ediyorsunuz?" sorusuna Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick S. Ryder, şu yanıtı verdi: "Türkiye çok değerli bir NATO müttefikidir ve Suriye’deki duruma ve DAİŞ gibi bölgesel güvenlik çıkarlarına ilişkin olarak iletişim kanallarını açık tutmaya devam ediyoruz. ABD’nin kuvvet konuşlanması veya DAİŞ’i yenilgiye uğratma misyonuna yönelik yaklaşımımızda herhangi bir değişiklik açıklayacak durumda değilim, ancak Türkiye ve bölgedeki diğer ortaklarımızla bu konuda konuşmaya devam edeceğimizden eminim."
Pentagon Sözcüsü, aynı Türk gazetecinin Türk Dışişleri Bakanı'nın QSD ve bünyesindeki askeri yapıların tasfiye veya yok etme opsiyonunu hatırlatması üzerine, "Dışişleri Bakanı’nın açıklaması hakkında yorumum yok. Söyleyebileceğim daha önce aktardığım şeydir, yani QSD önemli bir ortak olmaya devam etmektedir" dedi.
Senatörler uyardı
ABD Senatosu Demokrat Partili Chris Van Hollen ve Cumhuriyetçi Partili Lindsey Graham, önceki gün QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile yaptıkları görüşmenin ardından açıklama yaptı. Chris Van Hollen, "Türkiye destekli güçlerin Suriyeli Kürt ortaklarımıza yönelik saldırıları bölgesel güvenliği ve DAİŞ'in yeniden canlanmasını önleme çabalarını baltaladığını; Türkiye ateşkesi ve silahsızlandırılmış bölgeyi kabul etmezse iki yaptırım yasalarıyla ilerleyeceklerini söyleyerek, ortak açıklamayı paylaştı. Türkiye ile Suriye Kürtleri arasındaki 2019'daki ateşkesin önemine işaret eden senatörler, böylece QSD'nin DAİŞ ile mücaleye odaklandığını hatırlattı. Şimdi Esad rejiminin düşüşünün ardından, Türkiye destekli güçlerin Suriyeli Kürt ortaklarına yönelik saldırılarını artırdığı ve bir kez daha DAİŞ'in yeniden canlanmasını önleme hayati misyonunu tehdit ettiğini vurgulayan senatörler, "Türkiye destekli SMO ile QSD arasında geçen hafta yürürlüğe giren geçici ateşkes artık sona erdi ve Türkiye, özellikle Kobanî şehri olmak üzere sınır boyunca silahsızlandırılmış bölge teklifi de dahil olmak üzere ateşkesi uzatmayı reddetti. Türkiye'nin ele alınabilecek bazı meşru güvenlik endişeleri olsa da, bu gelişmeler bölgesel güvenliği baltalıyor ve ABD boş duramaz. QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile görüştük ve bir kez daha Suriyeli Kürt ortaklarımıza desteğimizi yineledik. ABD, sürdürülebilir bir ateşkes ve silahsızlandırılmış bir bölge için baskı yapmak amacıyla derhal elimizdeki tüm araçları kullanmalıdır. Türkiye bu şartları derhal kabul etmezse 2019'da ortaklaşa sunduğumuz yasa tasarısına benzer şekilde bu hafta iki partili yaptırımlar mevzuatı sunmayı planlıyoruz" dedi.
Senatörler Van Hollen ve Graham'ın önerdiği yaptırımlar, 2019'da getirilen ve o dönem Türkiye ile Türkiye destekli güçlerin Kürtlerle ateşkes yapmasına yardımcı olan yasa tasarısının aynısı. Erdoğan da dahil olmak üzere üst düzey Türk yetkililere yönelik yaptırımlar; önemli Türk bankaları; askeri işlemler ve Türk ordusunu destekleyen enerji sektörü faaliyetleri dahildir. Ayrıca ABD Hazine Bakanlığı'nın Türkiye'nin S-400 Rus füze savunma sistemini edinme kararına ilişkin federal yasa kapsamındaki gecikmiş yaptırımları ilerletmesini gerektiriyor. ABD'nin Türkiye'ye askeri yardımını yasaklamayı, Erdoğan ve Türk liderlerinin ABD'yi ziyaret etmesini engellemeyi, özellikle yolsuzlukla anılan Erdoğan'ın net varlıkları hakkındaki raporlara atıf yapılıyor.
Tişrîn'e tekrar saldırı
ANHA'ya göre; Türk ordusu ve SMO, dün saat 14.00 sıralarında yeniden Tişrin Barajı'na yoğun saldırıya başladı. Minbic Askeri Meclisi savaşçılarının karşılık vermesi üzerine çatışmalar başladı.
Türkiye'nin sorunu Kürtler
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman da yaptığı açıklamada, olası Kobanî saldırısının sonuçlarına işaret ederek, "Türkiye'nin sorunu Kürtlerdir, tüm bileşenleri kapsayan QSD değil. Türkiye, Kürtleri Suriye'deki ilk ve son düşman olarak görüyor" dedi. HABER MERKEZİ