İşgal hazırlığı

Dünya Haberleri —

Suriye / foto:AFP

Suriye / foto:AFP

  • SOHR’nin ardından Kobanî sınırındaki Türk askeri yığınağını haberleştiren The Wall Street Journal, kapsamlı bir saldırı olasılığına dikkat çekti.

Uluslararası toplumun Suriye’de iktidarın el değiştirme sürecine yoğunlaşırken, Türk devleti Rojava’da Kobanî sınırında ağır silah, asker ve SMO çetelerinden oluşan bir yığınak yapıyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) kaynaklarının ardından The Wall Street Journal gazetesi de ABD’li yetkililere dayanarak işgal girişimi için hazırlık yapıldığını yazdı. Batılı yayın organları, Türk devletinin Rojava’nın özgür bölgelerine saldırmasının olasılık dahilinde olduğuna dikkat çekiyor. Türk devleti güneydeki komşusu Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi'ne düşmanlık yapmayı sürdürüyor.

The Wall Street Journal'ın ABD’li yetkililere dayandırdığı haberde, Ankara'nın büyük çaplı bir saldırı hazırlığının 'endişeyle karşılandığı' kaydedildi. Haberde, Kürt kenti Kobanî’nin Türkiye sınırında Türk üniformalı komandoların, topçu birliklerinin sayısının artırıldığına ve SMO çetelerinden grupların bölgeye getirildiğine dikkat çekildi. İsmini açıklanmayan bir ABD'li yetkiliye dayandırılan haberde, Ankara'nın yakın bir tarihte Kuzeydoğu Suriye’ye yönelik kapsamlı bir saldırı başlatabileceğini iddia etti. Bölgedeki hareketliliğin, 2019 yılında Girê Sipî ve Serêkaniyê saldırılarından önceki döneme benzediği de haberde yer aldı.

Demografiye müdahale var

Benzer iddialar geçen hafta SOHR kaynakları tarafından da gündeme getirilmiş, yaşanacak çatışmanın büyük bir insani krizi yaratacağına dikkat çekilmişti. SOHR Müdürü Rami Abdulrahman da yaşanan gelişmeler hakkında resmi sayfalarından yaptığı duyuruda, “Türk planı, Suriye'nin kuzeyinde tamamen uygulanabilir ve burada bir demografik değişim süreci yaşanıyor” diyerek Kürt düşmanlığına dikkat çekti.

Abdulrahman: “Kobanî’ye yönelik saldırı, Mınbic, Şahba ve diğerlerinde olduğu gibi vatandaşları göç etmeye zorlayacak. 100 bin Kürt'ün akıbeti ise Suriye'nin tamamında ve burada gerçekleşebilir. Kobanî, Kürtler, Amerikalılar ve Fransızlar için özel bir sembolizmi temsil ediyor çünkü DAİŞ’in Suriye topraklarındaki varlığının ve kalesinin yıkılışıydı. Binlerce üyesi halen gizli olarak çölde ve Suriye’de bulunan DAİŞ güvenlik boşluğu olduğu anda geri döner.”

Sınırdan toplandıklarını görüyoruz

WSJ'nin haberinde ayrıca Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi'nin Eşbaşkanı İlham Ahmed'in, ABD'nin Seçilmiş Başkanı Donald Trump’a, söz konusu askeri hareketlilikle ilgili bir mektup yazdığı detayına yer verildi. Mektupta Ahmed'in, "Suriye'nin kuzeydoğusunda kontrolü ele geçirmek istediği" ve askeri hareketliliğin devamı halinde "sonuçların felaket olabileceği" öngörüsünde bulunduğu söyleniyor. Bu mektup, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Ankara'da Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesinden sonra gündeme geldi. Bu görüşmede Erdoğan, savaş döneminde desteklediği DAİŞ’e karşı savaştığını iddia ederek Kürtlerin zaferine ortak olmaya kalkmıştı. WSJ haberinde İlham Ahmed’in, bu gelişmelerle ilgili olarak Trump'a yazdığı mektupta, "Sınırın diğer tarafından Türk güçlerinin toplandığını görebiliyoruz ve sivillerimiz sürekli olarak yakın ölüm ve yıkım korkusuyla yaşıyor. Bu felaketi önleme gücüne sahip olduğunuza inanıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan sizi daha önce dinledi ve çağrınızı tekrar dikkate alacağına inanıyoruz" dediği belirtiliyor.

Kürtler Suriye'nin bir parçasıdır

Heyet Tahrir Şam (HTŞ) komutanlarından Merhaf Ebu Kusra dün yaptığı açıklamada, ülkenin kuzeydoğusundaki Kürtlerin ağırlıklı olduğu Kuzey Doğu Suriye Demokratik Özerk Bölgesi'nin de ülkenin yeni yönetimine ‘dahil edileceğini’ ve herhangi bir federalizmi reddettiklerini söyledi. Merhaf Ebu Kusra ABD’ye, HTŞ ve lideri Ahmed Şara’nın terör listesinde bulunmasını ’haksızlık’ olarak gördüklerini belirterek listeden çıkarılması çağrısı yaptı.

AFP, Suriye’nin kıyı şehirlerinden Lazkiye'de açıklamalarına yer verdiği Ebu Kusra, Kürtlerin Suriye halkının bir parçası olduğunu belirtti. Ayrıca atılacak ‘bir sonraki adımın’ tüm muhalif grupları içeren bir askeri örgüt kurmak olduğunu söyledi. “Herhangi bir devlette tüm askeri birimler bu devletin bir parçası olmalı” diye ekledi.

Asıl işgalci Türkiye’dir

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın, Türk devletinin sözlü sataşmalarına verdiği yazılı cevabında, Türkiye’nin 2016, 2018 ve 2019 yıllarında Kuzey ve Doğu Suriye ile Kürtlerin yaşadığı bölgelere yaptığı saldırıya işaret ederek “İşgal, tecavüz”e dikkat çekti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı yazılı açıklama şöyle: “Türkiye, Suriye Milli Ordusu gibi silahlı grupların kendi kontrolü altında faaliyet gösterdiği vekil bölgeler kurmuştur. Şu anda Suriye topraklarının yaklaşık yüzde 15'i Türkiye destekli güçlerin kontrolünde. Bu bölgelerde Türk parası kullanılmakta olup, Türk banka şubeleri ve posta hizmetleri faaliyet göstermektedir. Ayrıca Türk ordusu, uçak ve İHA'lar kullanarak Suriye'nin kuzeydoğusundaki özerk bölgedeki altyapıyı bombalıyor. Türkiye, Suriye’de Kürtlere karşı faaliyet gösteren cihatçı güçleri destekliyor. Suriye’de işgal hakkında konuşabilecek son ülke, Suriye topraklarının yüzde 15'inin himayesi altında faaliyet gösteren vekillerin kontrolü altında olduğu Türkiye’dir. Türk saldırganlığının ve Suriye’de Kürtlere yönelik şiddetin devam etmesinin hiçbir haklı gerekçesi yok!” HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.