Soylu sandıklara tehdittir
- Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sandık güvenliği için tehdit olmaya devam ediyor. Soylu, sandıkta görev alan gönüllüler organizasyonu Oy ve Ötesi ile avukatları hedef aldı.
AKP'den milletvekili seçilmesine rağmen İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturmaya devam eden Süleyman Soylu, Oy ve Ötesi’nin sandık başında bulunmasının yasak olduğunu iddia etti. Oy ve Ötesi Derneği Başkanı Ertim Orkun ise "Müşahitler bizler adına değil siyasi partiler adına sandıkta bulunuyor. Bunu da kimse engelleyemez. Sandıkta müşahitlerin bulunması anayasal haktır" dedi.
Soylu, İstanbul Gaziosmanpaşa'da bulunan Gümüşhane Kelkit Çimenli Köyü Derneği'ni ziyaret etti. Soylu, buradaki konuşmasında 2014'ten beri seçimlerde sandık güvenliği için rol alan ve sivil bir inisiyatif olan Oy ve Ötesi Derneği'ni ikinci kez hedef aldı. "Sandıklarda siyasi partilerin birer temsilcileri ve müşahitleri olabilir. Oy ve Ötesi diye bir dernek orada olamaz” diyen Soylu, şöyle konuştu: “Bunların oraya girip sandıklarda oy kullanan insanlara baskı yapmaları seçim hukukuna aykırıdır. Siz Gezici'siniz, biz sizi biliyoruz. Siz seçimi karıştırmak için oradasınız. Sandık kurulu başkanlarına tekrar ifade ediyorum, geçen dönem bunları sınıflara alıp, bunlara gözlemci statüsü vermek yanlıştı. O zaman her dernek gelsin orada kendi adına bir görev edinsin. Bu son derece yanlıştır. Birçok yerde seçmeni taciz ettiler, birçok yerde kavga çıkardılar. İnsanların oy kullanmalarını engellemek için çalıştılar. Bunların işi karıştırıcılıktır, kaostur ve bu kaosa da sandık kurulu başkanları, ilçe seçim kurulu ve il seçim kurulları müsaade etmemelidir. Seçim hukukunda bir dernek seçime müdahale edemez."
Soylu, dezenformasyon çalışmasını katıldığı bir televizyon programında sürdürerek, KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır'ı hedef göstermişti. Soylu, TGRT televizyonu yayınında Oy ve Ötesi'ni hedef göstererek, şunu söylemişti: "2023 yılında Oy ve Ötesi'nin İsveç konsolosluğu üzerinden 1 milyon 346 bin TL yardım almış. Yine 2023'te Belçika'dan Oy ve Ötesi'ne 53 bin euro yardımda bulunmuş. Bunlara gözlemci statüsü vermek yanlıştı."
Oy ve Ötesi: Anayasal hakkımız
Süleyman Soylu'nun hedef gösterdiği Oy ve Ötesi Derneği Başkanı Ertim Orkun, bianet’e konuştu. Oy ve Ötesi olarak sadece müşahit havuzu oluşturduklarını belirten Orkun, şunları söyledi: “Biz sandık başında Oy ve Ötesi olarak bulunmuyoruz. Müşahit havuzu oluşturduktan sonra partilerle görüşüyoruz ve müşahit ihtiyaçlarına göre yardımcı olabileceğimizi söylüyoruz. Müşahitler bizler adına değil, siyasi partiler adına sandıkta bulunuyor. Yani Süleyman Soylu’nun söylediğine geliyor. Bunu da kimse engelleyemez. Sandıkta müşahitlerin bulunması anayasal haktır, anayasal hakkımızı hiç kimse engelleyemez."
Orkun, herhangi engelleme karşısında hukuk komisyonlarının sürece dahil olacağını söyledi.
Sandık başındaki fark
“Seçim Güvenliği İçin Sandıkları Korumak” adlı kitabı kaleme alan Seçil Türkkan da seçim güvenliğine ilişkin BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Türkkan, şunları dile getirdi: “Cumhur İttifakı Eylül 2022’de seçimler için 3 milyon kişiyi görevlendirdi. Öte yandan Millet İttifakı'nın iyimser bir rakamla 500 bin görevlisi vardı. Hal böyle olunca ilk turda da gördüğümüz tırnak içerinde karşı tarafın çok kalabalık olma durumu çok büyük bir fark yaratıyor. Zaten adil olmayan bir yarışın içerisinde bir de sandık başında bu kadar fark olursa sonuç gördüğümüz tablo olur. Fakat esas mesele hem kalabalık olmakta hem de bilgili olmakta. Hatta bilgi daha önemli çünkü sandık başında bilgi konuşur. Kuralların çiğnendiği durumda o sandık başında bir kişi bile olsa mevzuatı bilmesi çok fark yaratır. Bu insanlara ürkütücü gelmemeli, neyin yapılıp yapılmayacağına bakmak için 135 No’lu genelgeyi alsınlar yanlarına ve sandıklara sahip çıksınlar. İkincisi muhakkak sandıkların sayımına gitmeliyiz. Kendi sandığımızı bilirsek hiçbir sorunla karşılaşmayız. Biz bu seçimde birbirimizin gözü olmak durumundayız. Sandıklarımıza sahip çıkalım.”
Gönüllü sayısı 200 bini aştı
Bu arada Oy ve Ötesi Derneği, 28 Mayıs seçimlerinde sandık başında görev almak isteyen gönüllü başvurusunun 200 bini aştığını belirterek, 14 Mayıs seçimlerine seçime oranla sandık gözlemcisi olmak isteyenlerin sayısının üçe katlandığını duyurdu. İlk turda 72 bin sandık gözlemcisi gönüllünün yer aldığını açıklayan dernek yetkililerinin verdiği bilgiye göre; 18 yaşını doldurmuş ve seçme hakkına sahip her Türkiye vatandaşı, Oy ve Ötesi Derneği gibi bu alanda faaliyet gösteren platformlara ya da partilere başvurarak sandık gözlemcisi olabiliyor. Sandıkta gözlemci olmak isteyenlerin mutlaka eğitim alması gerektiğini ifade eden dernek yetkilileri, eğitimlerin online veya yüz yüze alınabildiğini ve eğitimlerin her vatandaşın katılımına açık, bir ön kayıt ihtiyacı olmadan verildiğini belirtti. Derneğin eğitimlerine ilişkin de şu açıklama yapıldı: “Eğitimlerde seçim gününün akışı, yasal dayanaklar ve seçim günü için derlenen barışçıl davranış tavsiyeleri. Gönüllülerimizin gün sonunda ilan edilen sandık sonuç tutanaklarını fotoğraflayarak sistemimize yüklemeleriyle anında oluşan veriler ise talep eden tüm siyasi partilerle paylaşıyoruz. Bununla birlikte her seçmenin sayımları izleme hakkı var.” İSTANBUL
*****
Avukatları içeri tıkacakmış
İlk tur öncesi seçim güvenliğiyle ilgili çalışan avukatlara siyasi soykırım operasyonu yapan Türk İçişleri Süleyman Soylu, ikinci tur öncesi bir kez daha avukatları 'içeri tıkmakla' tehdit etti.
Soylu, önceki gün katıldığı bir toplantıda “Ne zaman PKK'nın avukatları içeri tıkılır o zaman Türkiye'de PKK diye bir şey kalmaz. Hedef onlardır. Bu kadar açık ve net. Çünkü cezaevlerinden dışarıya, dışarıdan cezaevlerine ve dışarıdan dışarıya aynen DHKP-C'de olduğu gibi bütün bilgileri taşıyan, bütün nefreti taşıyan, bütün fitneyi taşıyan, bütün örgütsel operasyonu ayakta tutmaya çalışan nitelik bunlardadır. Bunlar avukat değildir. Bunlar avukatlık mesleğini icra etmiyorlar. Bunlar maalesef terör örgütü üyesi mesleğini icra etmektedirler. Kılıfları avukattır” diye konuştu.
77 gerilla kalmış
Soylu, aynı konuşmasında yine lümpen üslubuyla PKK'yi 29 Ekim'e kadar bitireceklerini iddia etti. İşte Soylu'nun o sözleri: "PKK'nın ve onun siyasi uzantısının son dönemlerde kaybettiği güç çok net ortadadır. 77 terörist kaldı. Onları da 29 Ekim 2023 tarihinde bu devlet sona erdirecek. Bu mücadeleyle onların da kökünü kazıyacak. Bir daha bu ülkenin topraklarında PKK'lı terörist vardı, nerede vardı, diye kimsenin aklına sayı, hesap gelmeyecek. 14 Mayıs seçiminde millet terör devleti ve terör bölgesi istemiyorum, dedi. Bize de şu talimatı verdi, bunları temizleyelim. Bunları temizlemek bizim görevimizdir."
Kriminalize ediyor
Soylu'nun avukatları tehdit etmesine tepki gösteren Amed Barosu, avukatlık mesleğini kriminalize eden ve hedef gösteren açıklamasını reddetti. Baro'nun açıklamasında şunlar belirtildi: " İçişleri Bakanı, 24 Nisan’da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve 25 meslektaşımız hakkında gözaltı kararı alındığı soruşturmaya yönelik de şahsi Twitter hesabından operasyon görüntüleri eşliğinde 'Terör örgütü adına avukatlık yapanlara yönelik operasyon' şeklinde benzer bir açıklamada bulunmuştu. Bu açıklamasıyla masuniyet karinesini ihlal etmiş ve yargıyı etki altına almıştı. Nitekim dört meslektaşımız salt mesleki faaliyetlerinden dolayı hukuksuz bir şekilde tutuklanmıştı.
Yeni bir siyasi soykırım
İçişleri Bakanının bu talihsiz ve hedef gösteren açıklamasının yeni bir soruşturma tehditi barındırdığının da farkındayız. Temel hak ve özgürlüklere son derece keyfî bir biçimde müdahale edildiği, avukatlar başta olmak üzere hak savunucuları ve bağlı olunan meslek örgütleriyle sivil toplum örgütlerinin yargı eliyle hedef alındığı, ceza tehditlerine maruz bırakıldığı bir sürecin içerisindeyiz. Her şeye rağmen bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden, tüm yurttaşların adalete erişiminin ve adil yargılamanın güvencesidir. Mesleğimize yönelik bu kriminalize edici ve hedef gösterici dili kabul etmediğimizi kamuoyuyla paylaşırız.”
*****
Devlet oy gaspı peşinde
Yeşil Sol Parti Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, vali ve kaymakamların halkı Erdoğan’a oy vermeleri yönünde tehdit ettiğini belirterek, hukuksuzluklara son vermeye çağırdı.
Mêrdîn’de vali, kaymakam ve kayyumlar, ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için muhtarlarla yaptıkları görüşmelerin ardından bu defa da iş insanları ve çeşitli kesimleri ziyaret etmeye başladı. Erdoğan’a oy vermeleri yönünde bir çok kesime baskılar yapılıyor.
MA'ya konuşan Yeşiller Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, Mêrdîn merkez ve ilçelerinde Mardin Valiliği ve ilçe kaymakamlarının AKP il ve ilçe yöneticileri gibi çalıştığını belirtti. Tanhan, “Hatta vatandaşlarımızı tehdit ettiklerini öğrenmiş bulunmaktayız. En son ilçelerimizde yaptığımız görüşmeler ve temaslarda muhtarlarımıza, esnaflarımıza ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik tehditler yapıldığını öğrendik. Kaymakam ve valiler devlet memurlarıdır. Dolayısıyla bir siyasi partinin veya bir kişinin temsilcisi ya da yöneticisi değiller. Yasaya uymaya davet ediyoruz. Vatandaşımıza yapılan şantaja ve tehditlere son vermeye çağırıyoruz. Ayrıca vatandaşlarımızın, bu tür hukuka aykırılıklara gereken cevabı vereceğinden eminiz. Korkmuyoruz, sahadayız, çalışmaya devam ediyoruz” dedi. MARDİN