Tayyiban iktidarı

Kadın Haberleri —

Özgül Kapdan

Özgül Kapdan

  • Kadının soyadı hakkını gasp etmesi planlanan 9’uncu Yargı Paketi, Meclis’e gelecek. EŞİK Platformu’ndan Özgül Kapdan, “AKP’den boşanmanın erkek lehine kolaylaştırılması, nafaka hakkı, ‘aile reisi erkektir’ kavramının geri getirilmesi ve eşitlikçi aile modelinin tamamen tahrip edilmesi gibi Talibanvari adımlar bekleyebiliriz” dedi.

3’üncü Yasama Yılı çalışmalarına başlayan Meclis, yeni yasama yılına yasama yılında Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi ve 9’uncu Yargı Paketi'ni ele alacak. AKP-MHP iktidarı, geçtiğimiz dönem 9’uncu Yargı Paketi’nin geçirilmesi için yoğun çaba sarf etmiş ancak süreyi yetiştirememişti. 

Anayasa Mahkemesi, 28 Nisan 2023’te “kadının eşinin soyadını almasını öngören Medeni Kanun’un 187’nci maddesi”ni eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etmişti. Ancak Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçen 9’uncu Yargı Paketi ile bu karar tanınmamıştı. 9’uncu Yargı Paketi yeni yasama döneminde Meclis’ten geçtiği takdirde, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal ettiği “kadının evlendiği erkeğin soyadını almasını öngören düzenleme” yeniden yürürlüğe girecek.

Her ne kadar iktidar, kadınların nafaka hakkı ve kadınların, çocukların, ailelerin, şiddet mağduru veya şiddet riski altındaki kişilerin korunmasına yönelik 6284 sayılı kanunu geçen yasama yılında 9’uncu Yargı Paketi’ne dahil edememiş olsa da bu dönemde yine 6284 sayılı yasanın tartışmaya açılması bekleniyor.

‘Yerli ve milli’ erkek yasası

Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 9. Yargı paketinde ertelenen konuların 1 Ekim'den sonra yeniden kadınların önüne çıkarılacağını defalarca vurguladı. Platformdan Özgül Kapdan, yasanın zaten etkin uygulanmadığını belirterek, “Koruma kararı verme ve etkin şekilde uygulama, şiddetten kurtulanların yeni bir hayat kurması için bütçe ayırma gibi hususlar, süregiden tartışmalar nedeniyle epeyce tahrip edilmişti. İstanbul Sözleşmesi’ni feshederken ‘yerli ve milli’ yasamız 6284 var demişlerdi. 9. Yargı paketinde yasanın caydırıcılığını belirleyen tek yaptırım olan ve çok ender uygulanan tazyik hapsi hükmünü itiraza açık hale getirmek istemişlerdi. Bu değişikliğe girişmek; erkek egemenliğini pekiştirmek, kadınların aile içinde şiddete boyun eğmesini sağlamak amacıyla yapılıyor” dedi.

Erkeğin soyadı dayatılamaz

9’uncu Yargı Paketi torbasında yer alan soyadı teklifi de EŞİK’in mücadelesiyle Ekim ayına ertelenmişti. Kapdan, Jinnews’e yeni dönemde de mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi ve ekledi: “Teklifte yalnızca ‘ünlü’ kadınların kendi soyadını kullanabileceği gibi garip bir hüküm yer alacağı söylentisi yayıldı. Umarım bu sadece söylentidir; kadınlar arasında böyle bir ayrımcılık asla kabul edilemez. Anayasa’nın eşitlik ve ayrımcılık yasağını düzenleyen 10. maddesi, ailede eşitliği düzenleyen 41. maddesi ve Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne aykırı olarak, kadınlara erkek eşlerinin soyadını kullanmaları dayatılamaz.”

“Artık sadece Meclisin değil tüm toplumun çok ciddi bir muhalefet göstermesi gerekiyor” diyen Kapdan, AKP’nin Taliban’ı aratmayan adımlar atacağına işaret etti: “AKP’nin artık gizli olmayan kadın hakları ve laik medeni yasayı yok etme niyetine paralel olarak; boşanmanın erkek lehine kolaylaştırılması, nafaka hakkı, aile reisi erkektir kavramının geri getirilmesi ve eşitlikçi aile modelinin tamamen tahrip edilmesi için birçok Talibanvari adım bekleyebiliriz. Adalet Bakanlığı, kimlerden oluştuğu belli olmayan birtakım kişilerden oluşan kurullar kurarak, hepimizin hayatını doğrudan ilgilendiren değişiklikler tasarlatıyor. Ne tür hukuki gibi görünen cilalı cümlelerle ne dayatacaklarını tahmin etmek zor değil.” ANKARA

 

* * *

‘Savaş değil, barış kaçınılmazdır’

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, “Özgür ve Eşit Yaşamda Israrcıyız, Savaşlara Karşıyız” şiarıyla savaşa karşı barış deklarasyonunu duyurdu.

Deklarasyonda 6 aylık planlama şöyle açıklandı: “Kadınların barış talebini en güçlü şekilde dile getirmek, savaşın kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı kesimler üzerindeki yıkıcı etkilerini görünür kılmak ve küresel barışın tesisine katkıda bulunmak istiyoruz. Bu amaçla, uluslararası toplumla ve Türkiye’deki ilişkili kesimlerle, sivil toplumdaki kadın, çocuk, emek, ekoloji ve LGBTİ+ örgütlenmeleriyle, yerel yönetimlerimiz ve il teşkilatlarımızla çeşitli alanlarda temaslar kurarak barışın sesini yükselteceğiz. Önümüzdeki altı ay boyunca ulusal ve uluslararası panel ve konferanslar düzenleyerek, atölye çalışmaları yaparak ve medyada savaş karşıtı metin ve görsel içerikleri çoğaltarak güçlü bir savaş karşıtı çaba ortaya koyacağız.”

Barış yılı olacak

2025 yılını barış yılı ilan edeceklerini ve "Savaş değil, barış kaçınılmazdır" şiarıyla yıl boyu savaş karşıtı sesleri dünyaya duyuracaklarını belirten Kadın Meclisi, “Başta Diyarbakır ve İstanbul olmak üzere birçok ilde, 2025 yılında, tüm yıla yayılan atölyeler, buluşmalar, halk festivalleri ve barış etkinlikleri düzenlemeyi planlıyoruz. Bu ülkenin anti-militarist, sosyalist, feminist, ekolojik birikiminden ve Kürt halkının görkemli mücadele deneyiminden faydalanacağız” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.