Manisa T Tipi Cezaevi'nde tutulan 61 yaşındaki Mehmet Tekin'in tedavisi engelleniyor ve kullanması gereken ilaçları verilmiyor.
Manisa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde ayakta sayım dayatmasını kabul etmedikleri için darp edilen tutsaklardan hasta olanların tedavileri de yapılmıyor.
Manisa’da iki yıl önce “Örgüt üyesi olmak” iddiası ile gözaltına alınıp tutuklanan 61 yaşındaki Mehmet Tekin, yüksek tansiyon hastası, bağırsaklarında rahatsızlığı var ve 3 kez prostat ameliyatı geçirdi. Oğlu Sekan Tekin, babasının "Örgüt üyeleri evinize geldi siz de onlara baktınız" gibi asılsız iddialarla tutuklandığını hatırlatarak, "Babam dışarıda da yargılanabilirdi ama sırf eziyet olsun diye böyle bir şey dayatıldı. Cezaevi koşullarının nasıl olduğunu iyi biliyoruz. Babamın sağlıksız koşullarda iyileşmesi imkansızdır. Hastalıklarından dolayı cezaevine raporlarını verdik ama tahliye edilmedi" dedi.
Hastaysan ölüme mahkumsun!
Türkiye'deki bütün cezaevlerinde baskıların olduğuna işaret eden Tekin, şunları söyledi: "Zaten hasta tutukluysan ölüme mahkumsun. Manisa T Tipi Cezaevi'nde son günlerde saldırlar oluyor. Özellikle içeride bulunan genç tutuklulara yönelik daha ağır ihlaller, baskılar yaşanıyor. Gardiyanlar babamın gözü önünde arkadaşlarını dövüyorlar. Babamın psikolojisi berbat durumda ve tedavisi yapılmadığı için de rahatsızlıkları günden güne artıyor. Gardiyanlar babamın yaşlı olduğunu bildiği için onu dövmüyor ama bir psikolojik şiddete maruz bırakıyor."
Tekin, hasta tutsakların ölüme terk edildiklerini vurgulayarak, şunun altını çizdi: "Babama ilaçları dahi verilmiyor!"
Tekin, babasının tedavisinin yapılması ve tahliye edilmesi talebiyle 12 Kasım'da Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'na 19 Kasım'da ise İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi'ne başvuru yaptıklarını aktardı.
Öte yandan A24 koğuşunda kalan yüzde 52 engelli polio sekeli (çocuk felci) hasta tutuklu Özgür Bektaşoğlu (43) ve beyninde tümör bulunan Mehmet Tekin'in de tedavileri yapılmıyor.
MANİSA
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Urfa T Tipi'nde ihlaller: Çıplak arama, tehdit, soruşturma
Urfa T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerini gönderdiği mektupla aktaran tutsak Leyla Teymur, cezaevine yeni gelen 65 yaşındaki tutsağın çıplak arama ve tehdide maruz kaldığını, çok sayıda kadın tutsak hakkında ise soruşturma açıldığını belirtti.
Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki tutsaklardan Leyla Teymur, gönderdiği mektupla yaşanan hak ihlallerini anlattı. Kadınların toplumda maruz bırakıldığı hak ihlallerini, cezaevinde iki kat daha fazla yaşamak zorunda kaldıklarını belirten Teymur, "Yaşadığımız hak ihlalleri çıplak aramaya kadar varmaktadır. Emine Aslan Ayoğan adında 65 yaşında bir annemiz çıplak aramaya karşı çıksa da tehdit edilmiştir. 'Dua et daha kötüsünü yapmıyorum. O yüzden benimle iyi geçin' gibi psikolojik tehditlerde bulunmuşlardır. Bu konuları cezaevi idaresiyle görüşmemize rağmen hiçbir şey yapılmadığı gibi bunu yapan gardiyan görevine devam etmekte, hatta odamıza bile gelmektedir."
Koğuştan alınıp TEM'e götürülüyor
Cezaevlerinde var olan ihlallerin yanı sıra avukat ile görüşme adı altında bir çok kişinin koğuştan alınıp TEM'e götürüldüğünü ve burada ifadeleri alınarak işkence ile tehdit edildiklerini aktaran Teymur, bunun tüm kadınlara yapılabileceğine dikkat çekerek, bu durumdan tedirgin olduklarını kaydetti. Urfa Kadın Kapalı Cezaevi'nde siyasi tutsakların bulunduğu iki koğuş olduğunu ifade eden Teymur, cezaevinde hiçbir şekilde ortak alan olmadığı için arkadaşlarını göremediklerini belirtti.
Birbirinize bakmayın!
Teymur, mektubuna şöyle devam etti: "Aramızda daha önce yıllarca beraber kalmış arkadaşlarımız bile birbirleriyle görüşememektedir. Bunun yanı sıra kapımıza takılı olan küçücük pencereden dahi baktığımızda hemen pencere bir gardiyan eli ya da kağıt ile kapatılmaktadır. Bizler bunun nedenini sorduğumuzda 'sizlerin birbirinize bakmanızdan rahatsız oluyoruz' denilmektedir.
Kelepçeli muayene
Koğuşta yaşlı annelerimiz ve hasta arkadaşlarımız bulunmaktadır. Fakat sevkler çok geç yapılmakta; yapıldığı zamanda kelepçeli muayene dayatmasıyla karşı karşıya kalmaktayız. Muayene olmuyoruz.
Bir haftada 7-8 soruşturma
Bir de sayım dayatması uygulanmaktadır. Zorla kapatıldığımız zindanlarda biat ettirilmek istemekteyiz. Tek bir yerde toplanıp sayım vermeyi reddettiğimiz için soruşturma açılmakta ve ceza verilmektedir. Bir hafta içinde koğuştaki her arkadaşa ayrı ayrı 7-8 tane soruşturma açıldı.
URFA
----------------------------------------------------------------------------------------
Yüzde 99 engelli ölüme terk edildi
Yüzde 99 engelli raporu olan hasta tutsak Hakan Erbilek'in tahliye edilmesi için yaptıkları başvurulara yanıt alamadıklarını belirten baba Gürbüz Erbilek, "Çocuğumuzun cezaevinde tutulması onu ölüme terk etmektir" dedi.
Metris R Tipi Cezaevi'nde bulunan yüzde 99 engelli hasta tutuklu Hakan Erbilek'in durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Boğazında trakeostami kanüllü takılı, konuşma yetisini kaybetmiş, algıları kapalı olan Hakan Erbilek, kendi yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Yaklaşık 2 aydır cezaevinde bulunan Erbilek'in babası Gürbüz Erbilek, geçtiğimiz hafta oğlu ile görüştü.
Oğlunun geçtiğimiz yıl şah damarı kesildiği için üç ay boyunca hastanede tedavi gördüğünüm hatırlatan baba Erbilek, çocuğunun yüzde 99 engelli raporu olmasına rağmen yargılandığı mahkeme tarafından tutuklandığını söyledi. Cezaevine girdikten sonra durumunun daha da kötüleştiğine dikkat çeken baba Erbilek, "Bir kişinin yardımı olmadığı sürece tek başına lavaboya gidemiyor, yemek yiyemiyor. Boğazında bir kanül takılı. Bu kanülün iki saatte bir çıkarılıp temizlenmesi gerekiyor. Doktor 'Sürekli yoğun bakımda gibi bakmanız gerekiyor' demişti. Enfeksiyon kapmaması gerekiyor. Biz evde ona bebek gibi bakıyorduk" dedi.
Camdan görüp döndüm
Açık görüş yapmalarına izin verilmediğini belirten baba Erbilek şunları söyledi: "Görüşüne gittiğimizde perişan bir haldeydi. Çocuğumuz zaten konuşamıyor. Sadece camdan görüp dönmek zorunda kaldık. Her yeri yara bere içindeydi. Çocuğumuzun bu halde cezaevinde tutulmasını hayretler içinde karşılıyoruz."
Baba Erbilek çocuklarının Metris Cezaevi'ne sevk edilmesinin ardından Muş'tan İstanbul'a geldiklerinde kalacak yerleri olmadığı için otogarda sabahladıklarını belirtti.
Muş Valiliği'ne kadar birçok yere oğlunun durumunu içeren dilekçeler verdiklerini söyleyen Erbilek, ancak kimseden yanıt alamadıklarını ifade etti. Çocuklarının serbest bırakılmasını talep eden baba Erbilek, "Annesi de ben de çok kötü durumdayız. Çocuğumuzun cezaevinde tutulması onu ölüme terk etmek demektir" diye konuştu.
İSTANBUL
------------------------------------------------------------
Kapasite arttıkça cezaevleri doluyor!
Ceza İnfaz Sistemi'nde Sivil Toplum Derneği/Türkiye Hapishane Çalışmaları Merkezi, 'Hapsetmenin Alternatifleri Uluslararası Konferansı' düzenliyor.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği/Türkiye Hapishane Çalışmaları Merkezi (TCPS) hafta sonu İstanbul Mimar Sinan Bomonti Kampüsü’nde ‘Hapsetmenin Alternatifleri Uluslararası Konferansı’ düzenliyor. Almanya, Fransa, Güney Afrika, İngiltere, Portekiz ve Türkiye’den sivil toplum çalışanları ve akademisyenlerin görüşlerini sunacağı 2 gün sürecek konferansta Türkiye hapishanelerinin durumu ve hapsetmenin alternatifleri gibi konular tartışılacak. Konferans öncesi Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST)/Türkiye Hapishane Çalışmaları Merkezi’nden (TCPS) avukat İdil Aydınoğlu, Gazete Duvar’dan Hacı Biçkin’e konuştu. Aydınoğlu’un anlattıkları özetle şöyle:
Hapsetmeyi önceleyen politika
2005’te 50 bin civarında olan mahpus sayısı 2015’te 178 bine geldi, bugün 259 bin civarında. Bu artışı, uzun tutukluluk süreleri, toplu tutuklamalar ve 2005 yılında yapılan, daha uzun ceza ve infaz süreleri düzenleyen yasal değişikliklerle açıklamak mümkün olabilir. Bu durum, Türkiye’nin toplumsal sorunlarda hapsetmeyi önceleyen bir ceza politikasını benimsediğini göstermektedir.
Hapishane yoğunluğu yüzde 121
Mahpus sayısı arttıkça kapasite artıyor; kapasiteyi arttırınca da hapishaneleri dolduruyor. Açıklanan son verilere göre, kapasitenin mahpuslara oranını ifade eden hapishane yoğunluğu yüzde 121 oldu. Açıklanan kapasitenin, yatakların ranza yapılması, atölyelerin koğuşlara çevrilmesi gibi yöntemler ile ulaşılan “arttırılmış kapasite” olduğunu vurgulamak gerekiyor. Adalet Bakanlığı, hapishane inşası ile kapasiteyi arttırmayı planladıklarını belirtiyor ancak bunun daha fazla kişinin kapatılması ile sonuçlanacağını biliyoruz.
Ağır hasta tutsaklar
İnfaz Kanunu’nda düzenleme olmasına rağmen hapishanede hamile kadınların olması, Adli Tıp raporuna rağmen ağır hasta kişilerin hapishanede tutulması, hukuka aykırı olmanın yanı sıra endişe verici. Bazı düzenlemeler ile mahpusların tahliye edilmesi konuşuluyor ve buna benzer bir uygulama 2016’da da yapıldı. Ancak genel ve özel af uygulamalarının ani ve kısa süreli bir rahatlama yarattığını; sadece kalıcı bir politikanın hapishaneler konusunda etkili olacağını biliyoruz.
İSTANBUL