Türkiye'de bir Türklük sorunu var
- Siyaset Bilimci Ahmet İnsel: “Türkiye'de çok büyük bir Türk milliyetçisi akımı var. Sadece iktidarın değil, muhalefetinde tabanında Kürtlerle eşit yurttaşlık konusunda adım atılmasına karşı çok ciddi tepkiler var. Esas sorun zaten buradan kaynaklanıyor. Kürt sorunundan önce Türkiye’de bir Türklük sorunu var."
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 30 aydır haber alınamıyor. Aile ve avukatların yaptığı görüşme başvuruları, “disiplin cezaları” öne sürülerek engelleniyor. Tecride karşı tepkiler sürerken, Öcalan'dan haber alınamama hali kaygıları büyütüyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’ın haberine göre siyaset bilimci Ahmet İnsel, Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan çıktığını ve "şahıs devletine" dönüştüğünü söyledi. İnsel, "Türkiye’de şu anda bir şahıs devleti var ve bu şahıs devletinin gerekli gördüğü hukuki uygulamalar uygulanıyor” dedi.
Tecridin ne dünya ne de Türkiye'deki yasalarda olmadığını ifade eden İnsel, tecridin tüm cezaevlerinde uygulandığına işaret etti. İnsel, "Bütün bunlar ceza uygulamasında keyfi uygulamalar olduğunu gösteriyor. Burada iktidarın siyasi olarak ceza yasasını bir baskı ve teftiş aracı olarak kullanıldığını görüyoruz” diye belirtti.
Avrupa göz yumuyor
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın müdahalesiyle AİHM'in "ihlal" kararlarının uygulanmadığına dikkati çeken İnsel, AİHM’in Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararlarını anımsattı. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin de mülteci tehditlerine karşı tecridi görmezden geldiğini ifade eden İnsel, "AB ve ABD, mülteciler konusu, Ukrayna-Rusya savaşında Türkiye'nin stratejik konumu nedeniyle göz yumuyor. Özellikle Avrupa Konseyi Türkiye’nin üyesi olduğu bir konseydir. Buradan fazla ses çıkmaması veyahut sadece göstermelik sesler çıkarması reel politikanın parçasıdır” diye kaydetti. İnsel, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne (CPT) İmralı tutumunu da eleştirerek, CPT’nin İmralı’yı ziyaret ettikten sonra raporunu açıklamamasının ziyareti anlamsızlaştırdığını söyledi.
İnsan hakları suçu
İnsel, Abdullah Öcalan’ın iki yıldan fazla bir süredir aile ve avukatlarıyla görüştürülmediğini, bu durumun anayasal ve insan hakları suçu olduğunu vurguladı. Türkiye siyasetinin tıkanmasının, belediyelere kayyum atanmasının, Kürt siyasetçilerin tutuklanmasının tecrit politikalarını derinleştirdiğini dile getiren İnsel, “Kısacası Türkiye’de antidemokratik politikalar üretildiği için tecrit politikası da yürütülüyor” dedi.
Muhalefetin sessizliği
Muhalefetin tecrit ve Kürt sorununa dair tutumunu da değerlendiren İnsel, muhalefetin tecrit politikasını eleştiren bir tavır içine girmediğini söyledi. İnsanların bu konuyu konuşmaktan çekindiğini belirten İnsel, TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasını anımsattı. İnsel, “Türkiye’de Öcalan'a yönelik bir teftiş hareketi var. Muhalefetin Öcalan’a yönelik sessizliği, siyasi iktidarın Öcalan'ı ‘terörist başı’ olarak nitelendirmesi ve Öcalan'a yönelik herhangi bir politikayı eleştirene ‘teröre yardım ve yataklık' suçlamasının yöneltilmesi kamuoyunu sessiz kalmaya itiyor" şeklinde konuştu.
Türk milliyetçi akımı
Tecrit ve antidemokratik uygulamaların Kürt sorunundan bağımsız olmadığının altını çizen İnsel, şunları söyledi: “Birincisi Kürt sorunun tanınması gerekiyor. Her iki tarafında cesur adımlar atması gerekiyor. Türkiye'de çok büyük bir Türk milliyetçisi akımı var. Sadece iktidarın değil, muhalefetinde tabanında Kürtlerle eşit yurttaşlık konusunda adım atılmasına karşı çok ciddi tepkiler var. Yani esas sorun zaten buradan kaynaklanıyor. Kürt sorunundan önce Türkiye’de bir Türklük sorunu var. Türk milliyetçileri, kendilerini eşit vatandaş olarak görmek isteyen grupların taleplerini bölücülükle ve terörizmle ekarte etmeye, tasfiye etmeye çalışıyorlar. Diğer taraftan bu sorunun çözümünde atılacak olan adımların muhalefetten gelmesi beklenir, ama muhalefetin milliyetçi eğilimleri bunu engelliyor."
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Kürt sorununun devam ettiğini ifade eden İnsel, şöyle devam etti: “Bunun aşılması açısından HDP’nin Türkiye partisi olma çabaları son derece önemliydi. Ama bu Türkiye partisi olma çabalarının, Türkiye solunun bile bazı kesimlerinde olumlu biçimde karşılanmadığını gördük. Dolayısıyla Kürt sorunu noktasında önce Türk milliyetçiliği, Türk kimliği sorununun dikkate alınması gerekiyor diye düşünüyorum."
ESRA SOLİN DAL - MA/İSTANBUL