Yayla yasakları arıcıları vurdu

Toplum/Yaşam Haberleri —

Selman Işık

Selman Işık

  • Colemêrg’de yayla yasakları arıcıları da vuruyor. Yaklaşık 30 yıldır bu işi yapan Selman Işık yayla yasaklarından dert yanarak, “Yayla yasaklarının kaldırılması gerekiyor. Yasaklar sebebiyle arıları daha serin yüksek yaylalara çıkaramıyoruz” diyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU/COLEMÊRG

Yüksek yaylaları ve serin havası ile bilinen Colemêrg’de en yaygın meslek dallarından biri de arıcılık. Yazın yaylalarda kışın ise sıcak ve ovalık alanlarda beslenen arılar birçok kişinin geçim kapısı. Zengin ekosistemi ve bitki florasıyla en sağlıklı balın yetiştiği yerlerden biri olan kentte hem yayla yasakları hem de küresel ısınma arı yetiştiricilerini zorluyor.

 Neredeyse her bölgesinin şantiye alanına çevrildiği kent, ‘turizm’ adı altında insan kafilelerine açıldıktan sonra ne insan ne de hayvanlara ait bir yaşam alanı kaldı. Son süreçte düşen üretimle geçen seneki ballarını dahi satamadıklarını aktaran üreticiler verdikleri emeğin karşılığını alamamaktan şikâyetçi. Arıcılar, işlerini devam ettirebilmek için var olan yasakların ve doğaya zarar veren baraj, maden ocağı gibi uygulamaların azaltılması çağrısını yapıyor.

 

 

Koruculuğu reddetti arıcılığa başladı

Yaklaşık 30 yıl önce koruculuk dayatmasını reddederek arıcılığa başlayan Selman Işık şimdi de mesleğini kaybetmemek için mücadele ediyor. Yaşanan türlü sorunlardan dolayı kovanlarının bir kısmını elden çıkarmak zorunda kaldığını anlatan Işık, “Mesleğe Ordu’dan buraya gelen arıcıların yanında başladım. 28 yıl boyunca da 400’den fazla arı kovanı ile arıcılık yaptım. Ancak bu yıl içerisinde 200’den fazla kovanı elden çıkarmak zorunda kaldım. Sebebi ise gelirlerin gideri karşılamıyor olması. Bir kovanın bize maliyeti bin 500 lira ancak üretimden sonra bir kovandan elde ettiğimiz balın kilosu 100 liradan çok daha düşük ücrete elden çıkarmak zorunda kalıyoruz” diyor.

Yayla yasakları kaldırılsın

Yapılan baraj ve maden ocaklarının bölgedeki arıcılığa zarar verdiğini dile getiren Işık, yaylalara çıktıklarında kendilerine dayatılan izin belgelerinden dolayı işlerinin aksadığını da söylüyor. Işık şöyle devam ediyor: “Mesleğimizin daha verimli olması için bu sorunlara çözüm bulunmalı. Başta yayla yasaklarının kaldırılması gerekiyor. Yasaklar sebebiyle arıları daha serin yüksek yaylalara çıkaramıyoruz. Çıkarmamız için bize şart koşuyorlar, kabul etmiyoruz; mecburen arıları sıcak yerde tutmak zorunda kalıyoruz.”

 

 

‘Ordu balı’ diye satıyorlar

Üretim ve satışlarını etkileyen çok fazla faktör olduğunun altını çizen Işık, “Doğada gözle görülür bir çiçek eksikliği var. Bu da arının yaşamını ve bal üretimini olumsuz yönde etkiliyor. Havaların geç ısınması, geç soğuması, iklim krizi, arının beslenememesi gibi sebepler arıların ölmesine sebep oluyor. Yine ekonomik kriz dolayısıyla her yıl düzenli aldığımız petek ve arı mumu gibi malzemelerin fiyatında ciddi bir yükselme oldu. Dışarıdan gelen yabancı arıcılar balı burada üretiyor ama piyasaya ‘Ordu balı’ diye pazarlıyorlar. Piyasada merdiven altı bal üretim gittikçe çoğalıyor. Yurt dışından bal alımı çoğaldığı için fiyatlar daha da düşüyor. Geçen sene ürettiğimiz balın tamamı bu sebeple hala elimizde ve satamıyoruz” diyerek, yaşadıkları sorunları sıralıyor.

Emeğimizin karşılığını alamıyoruz

Son olarak pazar alanlarının eksikliğine dikkat çeken Işık, “Çok emek veriyoruz ama karşılığını alamıyoruz. Tek bir hata ya da eksikle bir yıllık emeğimiz yok oluyor. Önümüzdeki engeller kaldırılmalı ve yolculuğumuz kolaylaştırılmalı” çağrısında bulunuyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.