Zîn, güneşin kızı
Kadın Haberleri —
- Zîn’in hayalleri de sevdası da dağlardaydı. 2014’te Rojava’da başlayan devrim halayına katıldı. Gerilla yaşamına ilk adımını Metîna’da attı; bir masal kahramanı, bir savaşçı kadın oldu. 2016’da Zap’ta şehit düşerken gözlerinde bir çift değil, binlerce yıldız parladı.
Genç ve asi bir yürektir Zîn. Doğup büyüdüğü topraklar gibidir. Yüzündeki gülüşlerde saklıdır yaşamın saf ve sade anlamı. Genç yüreğini kapitalist sisteme değil, ana tanrıçanın mekânı olan dağlara armağan eden güneşin kızlarından biridir. Kısa yaşamına binlerce anlam ve güzellik sığdırırken, bir kez daha bizlere anlatır; esas olan çok yaşamak değil, yaşam anlarına çok şey sığdırmaktır.
Zîn, bu toprakların kutsallığını taşıyan ve her doğan günle yüzünü güneşe dönerek dua eden kutsal bir ananın sütünü içerek Colemêrg topraklarında büyür. Büyüdüğü toprağın tüm güzelliklerini sadece yüzüne değil, yüreğine de işler. Dinlediği tüm türkülerde, destanlarda dağ, Kürt’ün kutsal kabesidir. Herkes ona sırtını dönmüş, gün gelmiş onu terk etmiştir ama dağlar Kürt’e hep sadık kalmış, korumuş, kollamıştır. Zîn de dağı kendinden, kendini dağdan bir parça olarak görür. Hayalleri de sevdası da dağlaradır.
Zulmü gördü, dağlara yürüdü
Zulmün olduğu çağda çocukların çabuk büyüyüp, olgunlaştığını bilir. Dağlı bir halkın çocuğu olmanın diğer anlamı da günü geldiğinde tereddüt etmeden yüzünü dağlara çevirmek ve zulme karşı savaşmaktır. Zîn, zulme şahitlik ettikçe dağın zirvelerine bakarak onurlu geleceğin hayalini kurar.
Devrimin yaşandığı, Kürt gençlerin onurlarına sahip çıkmak ve parçalanmış Kürdistan’ı kanları ve canlarıyla birleştirmek için akın akın Rojava Devrimi’ne yürüdüğü süreçlerdir. İnsanlık, Kürdistan’ın en küçük parçasında en büyük mücadeleyi verir. Kürdistan ve Ortadoğu, Önder APO’nun ışığında karanlıktan aydınlığa doğru yol alır. Böylesi görkemli bir direniş karşısında dağların asi ve özgür ruhlu güzel kadınının durması imkânsızdır. Başlayan devrim halayına o da 2014’te katılır.
İlk adımını Metîna’da attı
Çocukluk hayali olan dağlara kavuşmanın sevinci, gözlerinde geceyi aydınlatan bir ay gibi yansır. Özgür mekânlardaki ilk durağı, Metîna alanıdır. Metîna’da gerilla yaşamına ilk adımları atan heval Zîn, burada gördüğü eğitimlerle gerilla ve parti yaşamını daha yakından tanır. Duygusal bağlarla bağlı olduğu Önderliğe ve partiye olan bağlarını daha da güçlendirir. Duygu ve bilinç düzeyini birleştirip büyük anlamlar yükleyerek Önder Apo ile arasında sarsılmaz bir bağ oluşturur. Gerilla yaşamına attığı bu ilk adımlarda zorlanmaz. Büyük bir tempo ve azimle kendini daha hızlı geliştirmek ister. Yaşama karşı tutkusu, içindeki öğrenme ve keşfetme heyecanını ve isteğini de yaratır. Kısa sürede katılımı ve duruşuyla tecrübeli bir gerilla olur.
Her yoldaşı canıydı
Kendini her zaman en zorlu koşullar için hazırlayan heval Zîn, Apocu kişiliğin zor koşullarda yaratıldığı bilinciyle hareket eder. Apocu olmak, bunun büyük savaşımını vermek için durmadan ‘Nasıl yaşamalı ve nasıl savaşmalı?’ sorularını sorar. Sorduğu tüm sorular, onu büyük şehitler gerçeğine ve yaşamına ulaştırır, her an kendini yaratmanın sonsuz mücadelesi gözlerine yansır. Yoldaşlığın sırrını keşfeden Zîn, yoldaşlarıyla arasında sarsılmaz bağlar oluşturur. Her yoldaşının gözlerinde özgür yaşam tutkusunu ve kutsallığını görür. Bu sevgi dolu gözlerde yüreğini arındırır. Candan önce nasıl canan gelirse, Zîn için de ondan önce yoldaşları gelir. Çünkü yoldaşları onun için canandır. Her bir yoldaşı, Önder APO’nun kutsallığını, ışığını taşıyandır.
Heval Zîn, pek çok insanın uzun arayışlardan sonra ulaştığı ya da bazılarının asla ulaşamadığı gerçekliğe, yaşamın sırrına ve güzelliğine erken ulaşanlardandır. Yüreğini armağan ettiği bu yaşamda, yaşamın anlamına ulaşmış ve her anına binlerce anlam yüklemişti. Uzunca yürümüş, sonsuz kahkahalar savurmuş, saçlarını dağların rüzgârı ile taramış, sevgi dolu gözlerde arınmış, düşmanın üzerine zılgıtlar çekerek yürümüştü. İnsana ait tüm duyguları, güzellikleri PKK’de yaşamıştı. Önder APO’nun ışığıyla aydınlatmıştı saf ve sade yüreğini. Yaşamı sadece görmemiş, hücrelerine kadar hissetmişti. Kürdistan’da anlatılan hikâyelerin gerçekliğine tanık olmuş ve her biri masal kahramanı olan güzel insanlarla yaşarken, o da bir masal kahramanı, bir savaşçı kadın olmuştu.
Gözleri parladı meydanda
2016’da yazılan bu destanı daha da büyütmek ve karanlıkla savaşmak için işgalci Türk ordusunun üzerine yürür. Doğup büyüdüğü Çelê’de, o eşsiz dağ doruklarının güzelliğini bozan işgalcilerin mevzilere gider. Daha çocukken o mevzileri yok etmenin hayalini kurar, dağın ve ülkesinin işgalsiz güzel günlerini hayal eder. O, hayaline doğru yürümüş, işgalcinin mevzilerine yol almıştı. Zap alanında, Tepe Koordine eyleminde aktif bir rol alır ve zılgıtlar eşliğinde Türk ordusuyla savaşır. Gözlerinde bir çift değil, binlerce yıldız parlar ceng meydanında. Ülkesinin ve halkının onuru için savaşmanın gururu yansır gülüşlerinde. Güneşin kızı, eylem güzeli Zîn, bu saldırıda katıldı ölümsüzler kervanına…
Stêrk ANDOK-ANF/BEHDÎNAN