"Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak"
Forum Haberleri —
- Erdoğan için, yeni bir seçim risklerle doludur. 31 Mart seçiminde aldığı yenilgiyi bir daha yaşamak istemez. Saray rejimi, artık halktan uzak bir konumda. Gelecek bir seçime yüzde-yüz güven duymasa, yada emin olmasa kendi geleceği için başka alternatifler arar.
ROBERT PEKÖZ
Yukarıdaki cümleyi, bir çok diktatör ve devlet başkanı tekrarladı. Bu cümlenin tarihi biraz eskiye uzamasına rağmen, Korona virüsünden sonra, daha sıkça söylenmeye başlandı. Bu cümleyle anlatılmak istenen hala bilinmeye bir sır gibi kapalı duruyor. ‘Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak’ diyorlar ama, neyin değişeceğini açık söyleme cesaretini bulamıyorlar. Küresel efendiler şimdilik nabız yokluyorlar. Fakat hiç bir şey onların istediği gibi olmayacak. Artık insanlar da onların komplolarına inanmayacak.
Erdoğan’a ve çevresine topladığı bir avuç soytarıya artık tek kelime söylemek bile suç olacak. Şimdi Erdoğan ‘hiç bir şey eskisi gibi olmayacak’ iddiasını gerçeğe dönüştürmeye çalışıyor. Farklı tek kelime söyleyen kim olursa olsun suç işlemiş olacak, hemen tutuklatmak için polis, savcı ses hızıyla harekete geçecek. Bu durumda muhalefettekilerin konuşmalarına ve eleştirilerine sınır geliyor. Kimse özgürce Erdoğan’ı eleştirmeyecek. Tek sesli bir Türkiye için bütün yasalar değiştirilecek.
Türkiye de tam bir kaos ve korku rejimi egemen hale getiriliyor. Muhalefetin olmadığı, muhalefet edenlerin bir tarzda sesinin kesildiği bir Türkiye yaratmak için düğmeye basıldı. Erdoğan, muhalif görünen medya üzerinde ekonomik baskılarını artırıyor. Bazı TV program sunucuları yasaklarla cezalandırıyor. Farklı düşünen, faşist rejimin uygulamalarını eleştiren, AKP belediyelerindeki rant çarkını açığa çıkaran, verilen rüşvetleri ve yapılan açık yolsuzluğu yazan kişiler cezalandırılacak. Partileri muhalefet hakkı pratik olarak yasaklanmış olacak. Sarayın dikta rejimi ise, her istediğini koşulsuz yerine getirecek. Farklı sesler boğulacak.
Erdoğan'ın ‘hiç bir şey eskisi gibi olmayacak’ söyleminde bir strateji olduğu kesin. Bu stratejiyle kendi geleceğini ve çevresinde beslediği parazitlerin geleceğini korumuş olacak. Bu tatlı hayal içinde gezinen despotun, düşlerindeki Türkiye’yi yaratma şansı yoktur. Çünkü; halkın çoğunluğu Erdoğan’a karşı bir cephede duruyor. Her geçen gün halkın desteğini kaybeden ‘reis’ ve çetesi, daha katı, saldırgan, ötekileştirici ve yasakçı bir politik çizgi izliyor. Böyle bir politikanın adım-adım yasal dayanaklar hazırlanıyor. Suni gündemler yaratarak, tek sesli bir toplum için gündem değiştiriyor.
Erdoğan’ın Türkiye de tek sesli bir toplum oluşturma şansı yok. Fakat Erdoğan’ın sertleşmekte, saldırgan bir politika izlemekten başka çaresi bulunmuyor. Saray rejimi zor durumda. ‘Kral çıplak’ olduğunu görüyor. Bu durum kralı rasyonel ve mantıklı olmasını engelliyor..
Tarihte bazı örnekleri var ekonomik krizin toplumda bir kaosa dönüştüğü durumda, diktatörlerin ömrü de fazla uzun olmaz. Erdoğan bu gerçeği biliyor. Ancak şansını bir dizi kumpaslarla sürdürmeye çalışıyor. Devletin gücünü kullanarak zamana oynuyor. Tek adam olma Erdoğan'a yetmiyor. En yakın seçimde sonunun geleceğini hepimizden daha iyi biliyor. Bundan sonra bir seçimin olacağı çok müphem görünüyor. Müptezel Erdoğan için, yeni bir seçim risklerle doludur. 31 Mart seçiminde aldığı yenilgiyi bir daha yaşamak istemez. Saray rejimi, artık halktan uzak bir konumda. Gelecek bir seçime yüzde-yüz güven duymasa, yada emin olmasa kendi geleceği için başka alternatifler arar.
Erdoğan’ı bir seçimle iktidarda uzaklaştıracaklarını düşünenler büyük bir yanılgı içindeler. Erdoğan onlarca kez kendisi ve sözcüleri devleti muhalefete vermeyeceklerini açık-açık söylediler, yazdılar ve iddia ettiler. Erdoğan'ın 20 yıllık bütün ekonomik ve politik uygulamaları, tek sesli bir toplum yaratmak üzerinde kurgulandı.
Corona virüs küresel güçlerin çok eski bir projesidir. 1150 Odalı saray bile virüse karşı bir önlem olarak yapıldı. Adam Türkiye'de satacağı ne varsa çekinmeden sattı. Halka ait ne varsa kendi özel malı gibi düşündü. 20 Yıl boyunca devasa bir servet edindi. Rüşvet, rant aldı, paralarını vergiden kaçırdı. Türkiye’yi bir düşman gibi yönetti, böldü ve parçaladı. Erdoğan ve çetesi bir düşmanın yapacağı kötülüklerden daha fazla kötülüğü yaptı Türkiye’ye…