Karanlık içindeki ışık
Forum Haberleri —
- Böl-yönet ve toplum mühendisliğinin babası olan İngiltere şimdi aynı topraklarda yine bu kadim ve uygarlık merkezlerine müdahale içerisinde. Bu müdahaleyi eski Kürtler değil, ideolojik, örgütsel ve paradigmasal perspektifi olan Kürtler karşılıyor.
RUŞEN TUTKU
Ortadoğudaki boğazlaşma, Üçüncü Dünya Savaşı’yla varolan ulus- devlet sınırlarını ve oluşan dengeleri parçalamayı hızlandıracağı Suriye örneğinde somutlaştı. Yılların otoriter yönetim anlayışı HTŞ denilen eski El kaide artıkları ile bir araya gelen örgütle son buldu. Ancak yeni Suriye nasıl şekillenecek, hangi yönetim anlayışı benimsenecek şimdiye kadar netleşmiş değil. Bu zihniyet geleneği ile nasıl bir devlet biçimi, ideolojik olarak savunulacak olanları tahmin etmek elbette zor değil. Suriye sınırları içerisinde yaşayan tüm halkları, inançları kapsayan bir model ortaya çıkar mı bilinmez, ancak başlangıç olarak Esad yönetimi içerisinde olanları tekrardan görevlendirmek, farklı düşünen örgüt ve insanları bu oluşan geçici hükümete katmamak niyetlerini ele veriyor.
Çoğulcu, tekçi, otoriter, katliamcı bir devlet anlayışına karşı savaşanlar eğer aynı, hatta ondan daha geri bir kurguyla hareket edecekse orada halkların daha fazla baskı ve kıskaç içine alınacağı kesin. Geri, çağın ruhunu doğru okumayanlar bir otoriteyi yıktıklarında onun yerine farklı bir tonda kendi despotik anlayışlarını dayatacaktır. Çünkü Esad yönetimini tasfiye eden anlayış yenilikçi, devrimci bir çizgi geleneğine sahip değil. El Kaide’den tutalım Taliban'a kadar savundukları şeriat düzenidir. Şimdiden bu gerici, yobaz sistemi Suriye için dillendirmeye başladılar. Günümüzde bu düşünce biçiminin en açık örneği Afganistan’da uygulanıyor. Demokrasi, insan hakları yerine toplumu dışlayan en gaddar yönetim anlayışı hakim. Kadınlar tamamen yok sayılıyor, iradeleri hiçleştiriliyor. Aynı zihniyetin şimdi Suriye halklarının başına bela olacağı görülüyor. Kötü olan, sistem tarafından iradesizleştirilen halkların olanlara geniş perspektifli bakamama ve politik olarak tavır takınmama vehametidir. Kim başa geldiğinde hemen ona alkış tutmaları büyük bir sorun. Esad rejimi otoriterdi, acımasız ve iktidar hastalığına kapılıp halklar çıkarına hareket etmeyen bir karaktere sahipti. Şimdi devlet sahibi olmaya kalkışanlar ne yapacak? Ahlak polisi devreye girecek, toplum adım adım izlenecektir. İslam kurallarını kendine göre uygulayanlar en çok kadın düşmanlığını yapacaktır. Kadın kapkara çarşafların içine gömülecek, hayata parlayan gözlerle bakamayacaktır.
Suriye'nin altyapısı tahrip olmuş, kentleri yıkılmış bir ülke durumunda. Kendilerini güven içerisinde görmeyenler bu yönetim anlayışından kaçacaklar. Yılların savaş koşulları derin bir bunalım ve bıkkınlık halini ortaya çıkarmış. Bundan çıkış öyle kolay olmayacak, derin çıkmazlar halkların gündemini şekillendirecektir.
Şimdi buralar Ortadoğunun çöplüğü haline geldi. Suriye toprakları terörist, çete yapılarıyla doldu. Türk özel savaş hükümetinin eliyle başıboş, ipini koparan insanlardan paralı yapılar oluşturuldu. Her kötülüğe hazır insanlar topluluğu yarının Suriyesi için tehlikeli. Bu lümpen, hiçbir değer yargıları olmayan çeteler ganimete, hırsızlığa ve kaoslu ortama alışmış ve böylece kendilerini yaşatmaya devam etmeyi isteyecektir.
Anlaşılan HTŞ kimi egemen devletlerin yönlendirmesi ve işbirliğiyle harekete geçti. Ortadoğu'yu yeniden dizayn etmek isteyen güçlerin başında gelen İngiltere, ABD ve İsrail olduğu kuvvetle muhtemel. Buna rağmen Türkler bu durumu biliyor ve kısmen bu yeni oyunun dışında. Yaşanan boşluktan yararlanıp Rojava'ya saldırılarını artırmaları tesadüf değil. Yeni Ortadoğu denkleminin içinde olmama hali nedeniyle yine oyunbozanlık yapma rolünde. Kendilerini her fırsatta pazarlamaya çalışan bir tüccar devleti haline gelmiş durumda. Bu ipe sapa gelmeyen, Türk devletinin denetimindeki çeteler güruhu sözkonusu devletlerin yardımlarıyla tasfiye etme dönemi başlayabilir. Eğer yeni bir Suriye oluşacaksa ve bunun içinde en örgütlü güç Kürtlerse onların temel hakları ve talepleri olacaktır. Çünkü bu çetelerin eliyle Kürt kentleri işgal edilmiş, halen bu işgal devam ediyor.
Eski ulus- devlet mantığı Suriye halklarının çıkarına olmayacaktır. Federatif, kanton ya da özerk yönetim modeli daha gerçekçi olacaktır. Halklar kendilerini yönetecek, kültürlerini, demokratik ulus bilinci temelinde yaşamak durumunda olacaktır. Merkezi, otoriter bir anlayış yerine yerelde halkların meclisi ve yönetim modeli esas alınırsa birlikte yaşama ortamı oluşacaktır. Anlaşılan buna en hazır halk Kürtlerdir. Bu anlayışla halkların taleplerine yaklaşılırsa Suriye halklarının yaşadığı bunca acı, yokluk yerini güven ortamına bırakabilir. Aksi taktirde var olan kaotik ortam devam edecektir.
Düz çizgisel tarih anlayışlarının tahribatlarını halklar çekiyor. Değişen koşullar ve hatta coğrafya gerçekliği dikkate alınmadan toplulukların yönetilmesi kolay olmayacaktır. Suriye koşullarında yeni bir kaderci alayışla toplumu biçimlendirmeye çalışmak daha çok olumsuz sonuçları beraberinde getirecektir.“Toplum gibi çok karmaşık bir doğayı mühendislik çalışmaları biçiminde projelendirmek, tarih boyunca bunalımlara çare olmak şurada kalsın, bunalımları daha da derinleştirmiştir." Kürtler varolan Suriye karanlığında ışık olmaya en güçlü aday olma rolünü oynamaya hazırdır. Böl-yönet ve toplum mühendisliğinin babası olan İngiltere şimdi aynı topraklarda yine bu kadim ve uygarlık merkezlerine müdahale içerisinde. Bu müdahaleyi eski Kürtler değil, ideolojik, örgütsel ve paradigmasal perspektifi olan Kürtler karşılıyor. Bu ışık demeti mevcut Suriye toprağını parçalara bölmeden ama Kürdistan gerçekliğini de kabul ederek çözüm odaklı irade mutlak anlamda olmalı. Dışlayıcı, birilerini ötekileştirme mantığı Suriye‘yi bu hale getirdi.
Kürdistan şafağı, parlayan kadın öncülüklü devrimi şimdi düşlerinin yıldızlarına uzanmaktadır. Devrimin gür sesiyle karanlıkları parçalama anı gelmiştir.