32 yıllık hasta tutsak tahliye edilmiyor

Eskişehir H Tipi cezaevi
- Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki 32 yıllık hasta tutsak Yılmaz Çerçel’in tahliyesi üç ay ertelendi.
Çerçel, 17 Mart 1993'te Amed’in Farqîn (Silvan) ilçesinde yaralı gözaltına alındı. Ameliyat sonrası tutuklandı; müebbet hapis cezası verildi. Yıllarca Amed ve Bartın'daki cezaevlerinde tutulan Çerçel, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı. Çerçel’e, şizofreni tanısı konuldu. Çerçel, bu tanı nedeniyle 2000'de tahliye edildi; iki yıl aradan sonra tekrar tutuklandı.
Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, 9 Ocak'ta Çerçel’in tahliye edilmesine bir gün kala toplanarak, tahliyesini engelledi. Kurul, gerekçesinde Çerçel’in PKK’lilerin kaldığı koğuşlarda kalması ve protesto eylemlerine katılması ile “pişman olmamasını" gerekçe göstererek, tahliyesini üç ay engellendi.
Çerçel’in avukatları, bu karara karşı Eskişehir İnfaz Hakimliğine başvurdu. Hakimlik de kararı, "uygun” bularak 17 Şubat’ta onadı. Avukatlar, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Mahkeme de herhangi bir işlem yapma gereği duymadan 7 Mart’ta itirazı reddetti. Böylece üç aylık tahliye engelleme kararı kesinleşti. Çerçel, hastalıklarına rağmen üç ay daha cezaevinde tutulacak.
Avukatı Alişan Şahin, Yılmaz Çerçel’in cezaevi koşullarında kalacak imkanının bulunmadığını belirterek, şunları söyledi: "Çerçel hem şizofren hem de Alzheimer hastasıdır. Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edilmeden ve İGK kararıyla şartlı salıverilmesi ertelenmiştir. Şu anda cezaevinde ne zaman, nasıl ve ne şekilde bulunduğunu bile bilebilecek durumda değil. Üstelik karar, kurulun tamamı teşkil etmeden üyeleri arasında elden ele dolaşıp imzalanmıştır. İmzası bulunan müdür bile ‘Böyle bir hükümlüyü görmedim ve tanımıyorum’ diyor.” ESKİŞEHİR
* * *
'İyi halli' ama kalsın!
Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Suat Berlik hakkında "iyi halli" raporu düzenleyen İdare ve Gözlem Kurulu, kendi raporuna rağmen bir kez daha toplanarak infazını yaktı.
“Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 8 Haziran 2018'de tutuklanan Suat Berlik’e 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 22 Kasım 2023'te tahliye olması gereken Berlik’in tahliyesi, “iyi halli olmadığı” iddiası ile İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 6 ay ertelendi. 29 Mayıs 2024'te bir kez daha kurul karşısına çıkan Berlik’in tahliyesi, aynı gerekçeyle 10 ay ertelendi. Kurul üyeleri, 4 Mart'ta yine toplanarak dönem değerlendirme kararı verdi. Kurul, Berlik’in “iyi halli olduğu” yönünde oybirliğiyle karar verdi; hiçbir olumsuzluk olmadığını vurguladı. Bir gün sonra 5 Mart'ta da bir araya gelen İdare ve Gözlem Kurulu üyeleri, “Koşullu salıverme kararı” değerlendirmesi yaptı. Kurul, Berlik’e sadece “PKK-YPG terör örgütü mü?” sorusu yöneltti. Berlik, soruya sadece “Fikir beyan etmek istemiyorum” diyerek cevap verdi. Kurul, bunun üzerine “olumsuz kanaat oluşturma” gerekçesiyle Berlik’in tahliyesini 7 ay erteledi. Böylece Berlik'in infazı yakılmış oldu.
Avukatı Ahmet Taş, karara karşı İnfaz Hakimliğine dilekçe vererek, kararın kaldırılmasını ve Berlik’in tahliye edilmesini talep etti. RIHA
* * *
Hasta tutsaklar bekletilmemeli
Demokratikleşmenin ilk adımı olarak TMK’nin kaldırılması gerektiğini belirten İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, cezaevlerinde 2 bine yakın hasta tutsak olduğunu hatırlatarak, “Her şeyden önce hasta mahpuslar serbest bırakılmalı” dedi.
Keskin, Kürt Halk Önderi'nin çağrısının önemine işaret ederek, "Biz insan hakları savunucularına düşen rol ve misyon da hem barışçıl bir çözümü savunmak hem de demokratik bir toplumun inşası için çabalamak" diye konuştu. Demokratik toplumun inşa edilmesinin ilk adımı olarak uluslararası sözleşmelere uygun davranmayı düzenleyen Anayasa'nın 90. maddesinin uygulanması gerektiğini ifade eden Eren Keskin, "Bu öncelikle ifade ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanması demektir. Bunun da ilk şartı siyasi mahpusların serbest bırakılmasıdır. Devletin bir adım atması ve konuşmamızın önündeki tüm engellerin kaldırılması gerekiyor. Bir kere demokratik toplum, ifade özgürlüğü olan toplumdur. Bizim ifade özgürlüğümüz yok. Kendimizi ifade etmekte eşit hale gelmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
Demokratikleşmenin diğer önemli bir adımı olarak Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) mutlaka kaldırılması gerektiğinin altını çizen Eren Keskin, şöyle devam etti: "Bunun dışında infaz eşitliğinin sağlanması gerekiyor. Siyasi mahpuslar aldıkları cezanın 4'te 3'ünü cezaevinde geçiriyor. Tahliye süreleri gelse bile İdare ve Gözlem Kurulları infazlarını yakabiliyor. Her şeyden önce hasta mahpusların serbest bırakılması gerekiyor. Şu an cezaevlerinde 2 bine yakın ağır hasta tutsak var."
Tecrit ve umut hakkı
İmralı tecrit sisteminin hukukla izah edilmeyeceğinin altını çizen Eren Keskin, "Tecridin ortadan kaldırılması gerekiliyor. Zaten 'umut hakkı' kesinlikle artık konuşulması ve çözümlenmesi gereken bir mesele. AİHM'in kararı var ve Türkiye bu sözleşmenin bir tarafı. O nedenle zaten barış süreci olmasaydı bile Türkiye artık 'umut hakkı'nı konuşmak zorunda" dedi.
Hukuki güvence
Barış süreçlerinin kendine özgü koruma mekanizmalarının geliştirilmesi ve yeni hukuk güvencelerinin de sağlanması gerektiğini vurgulayan Keskin, şunları ekledi: "Her şeyden önce yüksek sesle barış iradesinin tüm insan hakları örgütleri, sivil toplum örgütleri, hukuk örgütleri, siyasi partiler ve sendikalar tarafından yüksek sesle dile getirilmesi gerekiyor." İSTANBUL