Almanya tavır almalı
Yurt Dışı Haberleri —
- Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Almanya Temsilcisi Xalid Derwîş, Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına karşı hava sahasının kapatılması için Almanya’nın tavır alması gerektiğini belirtti.
HAKAN TÜRKMEN/BERLİN
Türk devletinin sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırılara da dikkat çeken Xalid Derwîş “2 milyondan fazla insan elektriksiz kaldı. Hastanelere yönelik saldırılar oldu. Bu alanların inşasını yapabilmek üzere projeler yapıyoruz” dedi. Avrupa’da Özerk Yönetim dostu olacak, derin işbirliği yürütecek bir devletin olmadığını belirten Derwîş, “Resmi olarak Özerk Yönetim tanınmadığı için resmi olarak yardımlar yapılmıyor” diyerek ekledi: “Tabii alternatiflerimiz de var. Mesela temsilciliklerimizin resmi hesapları var, bu hesaplara yardımlar yapılabilir.”
Türk devleti yıllardır Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ne karşı tüm uluslararası yasa ve normları hiçe sayarak savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işliyor. Saldırılara ilişkin Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Almanya Temsilcisi Xalid Derwîş ile konuştuk. Almanya’daki kurumsal ilişkilerden bahseden Özerk Yönetim Almanya Temsilcisi Xalid Derwîş, Almanya’daki siyasi partiler ve kurumlarla sürekli görüştüklerini belirterek şunları aktardı: “Yeşiller, Sosyal Demokrat Parti (SDP), Hür Demokrat Parti (FDP), Alman Hrıstiyan Demokrat Parti (CDU), Sol Parti ( Die Linke), milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarıyla, insan hakları kurumları, araştırma yapan kurumlar, Rojava’daki belediyelerin Almanya’daki kardeş belediyeleriyle ve gazetecilerle sürekli temas halindeyiz. Özerk Yönetim bölgesindeki gelişmeleri, saldırıları ve yaşam alanlarının durumunu sürekli raporlaştırarak gündeme getiriyoruz. Sadece görüşmeler değil, proje geliştiriyoruz.”
Hava sahası kapatılmalı
Öncelikli olarak Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi topraklarına yönelik yaptığı hava saldırılarına karşı hava sahasının kapatılması yönünde çalıştıklarını söyleyen Derwîş şöyle devam etti: “Almanya devletinin bu yönlü tavır alması yönünde çalışmalarımız sürüyor. Çünkü bu saldırılar uluslararası alanda hukuka aykırı saldırılardır. Saldırılarda zarar gören okul, hastane, sivil yerleşim yerlerini tekrardan inşa etmek için yardımların sağlanması yönünde çalışmalarımız var. Saldırılarda hasar görmüş, yıkılmış yerleri tespit ederek projelendiriyor, yardımların yapılması yönünde çalışıyoruz. Son 12 Ocak sivil yerleşim alanlarına yönelik saldırılarda 2 milyondan fazla insan elektriksiz kaldı. 17 elektrik santrali bombalandı, bu santralleri tekrardan nasıl inşa edebiliriz yönünde çalışıyoruz. Hastanelere yönelik saldırılar oldu, oksijen merkezlerine saldırılar oldu. Bu alanların inşasını yapabilmek üzere projeler yapıyoruz.”
Saldırılar neden Lahey’e taşınmıyor?
Geçtiğimiz günlerde Güney Afrika Cumhuriyeti, “Gazze'deki Filistin halkına soykırım yaptığı” gerekçesiyle İsrail hakkında Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda dava açtı. Bunun Rojava için örnek teşkil edip edemeyeceği sorusuna Xalid Derwîş şu cevabı verdi: “Şu gerçekliği görmek gerekiyor, Avrupa’da Özerk Yönetimi dostu olacak, derin işbirliği yürütecek bir devlet yok ne yazık ki. Yıllardır bunun için mücadele veriyoruz fakat burada ki sorun şu ki Suriye Cumhuriyeti’nden ayrı değiliz. Hiçbir zaman da ayrılmayı düşünmedik zira Özerk Yönetimin oluşumunda da Suriye topraklarında demokratik bir şekilde yaşamak var. Avrupa devletlerinin Suriye Cumhuriyeti ile sorunları var. Bu nedenle sadece Özerk Yönetim olarak değil, Suriye Cumhuriyeti’ne yönelik saldırıların olduğu yönünde davalar açılmalıdır. Gelinen nokta bu olunca devletler, Türk devletinin saldırılarını Lahey’e taşımıyor.”
Kürtler, Süryaniler, Araplar katlediliyor
Resmi olarak Özerk Yönetim tanınmadığı için Avrupa’dan resmi olarak yardımlar yapılmadığını ve buna rağmen alternatifsiz olmadıklarını vurgulayan Xalid Derwîş uluslararası alanda faaliyet yürüten hiçbir devlete bağlı olmayan kurumların da olduğuna işaret ederek konuşmasına şöyle devam etti: “Almanya devletinin kanunlarında Suriye Cumhuriyeti’ne yönelik yardımlar yapılmaması yönünde kararlar var. Suriye diktatörlükle, rejimle yönetiliyor varsayımından dolayı yardım yapılmıyor. Bizim taleplerimiz ve çalışmalarımız da Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nde yaşayan halklar için yardımların yapılması. Resmi olarak Özerk Yönetim tanınmadığı için resmi olarak yardımlar yapılmıyor. Bizim çalışmalarımız, projelerimiz Özerk Yönetim’e değil, orada yaşayan halklara yöneliktir. Kürtler, Araplar, Süryaniler demokratik bi şekilde yaşayan halklar için. Türk devletinin saldırıları sonucu katledilen halklar olduğunu göstermeye çalışıyoruz. Sadece Kürtler değil orada yaşayan Süryani, Arap halklar da var katlediliyorlar. Özerk Yönetim bölgesinde Kürtler, Araplar, Süryaniler inanç olarak Êzîdîler, Müslümanlar, Aleviler, Hıristiyanlar yaşıyor. Tarafsız bir şekilde insan haklarını savunan kurumlar var. Diyalog içerisindeyiz, çalışmalarımız sürüyor. Bunları anlatmaya çalışıyoruz.”
Temsilcilikler üzerinden yardım
Resmi olarak Özerk Yönetim tanınmadığı için yardımların da resmi olarak yapılamadığını hatırlatan Xalid Derwîş şunları belirtti: ''Tabii alternatiflerimiz de var. Mesela temsilciliklerimizin resmi hesapları var, bu hesaplara yardımlar yapılabiliyor. Şöyle ifade etmek gerekirse, bir hastanenin yapımı ya da saldırıda yıkılmış bir hastanenin inşası çok ciddi rakamlara mal oluyor. Bunun için de uluslararası devletlerin yardım yapması gerekir. Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi uluslararası alanda DAİŞ saldırıları ile tanındı. Saldırılar henüz kökten yok edilmiş değil. Bununla birlikte Özerk Yönetim olarak bir yandan mücadele yürütürken, bir yandan inşa ediliyordu. Mesela 4 bin 500 okul, 55 hastane yapıldı. Öğretmenler Birliği oluşturuldu. Doktorlar Birliği oluşturuldu. Dört Üniversite açıldı. Camiler, kiliseler açıldı. Kadın evleri var. Şunu göstermeye çalışıyoruz, bir yandan dünyaya korku salmış barbarlar ile mücadele ediyoruz, bir yandan halkların eşit bir şekilde yaşam alanlarını inşa ediyoruz. Suriye Cumhuriyeti içerisinde Özerk Yönetim olarak demokrasiyi geliştiriyor, Alternatif yaşam modeli olarak dünyaya örnek oluyoruz.”