BfV’nin Junge Welt korkusu!

Dünya Haberleri —

Junge Welt

Junge Welt

  • Junge Welt, Federal Almanya Cumhuriyeti aleyhine dava açtı. Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın (BfV) 1998’den beri izlediği, yıllık raporları ile suçlu olarak göstermeye çalıştığı gazetenin sabrı taştı. İlk duruşma 18 Temmuz’da Berlin İdare Mahkemesi’nde görülecek.
  • Yayıncı kuruluş 8. Mai GmbH, Berlin’de görülecek davada gazetenin, Federal Anayasayı Koruma Dairesi'nin (BfV) yıllık raporunun "Aşırı Solculuk" bölümünde "anayasaya aykırı amaçlar güttüğü" iddia edilen bir "grup" olarak yer alıp alamayacağına karar verileceğine dikkat çekti.

REWŞAN DENİZ

Almanya’nın 1947 yılından beri günlük yayın yapan köklü gazetelerinden Junge Welt, Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı (Bundesamt für Verfassungsschutz) tarafından 'aşırı sol' ve anayasal düzene karşı amaçlar güttüğü söylemiyle iç istihbaratın 2024 raporuna yine girdi. Almanya iç istihbaratı BfV tarafından, 1998 yılından beri gözlem altında tutulan, faaliyetleri Marksist ve aşırı solcu söylemi ile kriminalize edilen gazetenin yayıncı kuruluşu 8. Mai GmbH, izlenmeye karşı açtığı davanın ilk duruşması 18 Temmuz’da görülecek.

Junge Welt, yıllardan beri sosyalist kimliği ve muhalif görüşleri nedeniyle Almanya iç güvenlik istihbaratı BfV tarafından takibat altında. Yayın hayatına 1947 yılında Demokratik Alman Cumhuriyeti’nde gençlik örgütünün yayın organı olarak yayına başlayan gazete, bir dönem 1.8 milyon tiraja kadar yükselmişti. Doğu Almanya’nın resmi yayın organından bile daha fazla satan gazetenin bugünkü tirajı 23 binler civarında.

“Federal Anayasayı Koruma Dairesi, federal düzeyde ve 16 eyalette özgür, demokratik temel düzenin korunmasını sağlar” bu ibare BfV’nin giriş sayfasında yazılı. Görevi özgürlükleri ve demokrasiyi korumak olan teşkilat, temel özgürlüklerden olan ‘haber alma hakkını’ uygulamaları ile baltalıyor. İç istihbaratın yayın politikası nedeniyle rahatsız olduğu gazete, raporlara konu edilmesiyle satışta ve çalışan bulmada dezavantajlı duruma düşürülüyor. Alman hükümetleri yıllardan beri Junge Welt gazetesine muhalif olmanın bedelini ödetiyor.

 

 

Saldırı sokaktan değil, devletten!

Junge Welt kendini, partilerden, kiliselerden ve şirketlerden bağımsız sol, günlük bir gazete olarak tanımlayıp, kendilerine dönük tehdit, taciz ve saldırının uğursuz dış güçler ya da sokaktaki kabadayılardan değil, Alman devletinin kendisinden kaynaklandığını söylüyor. Nick Brauns imzasını taşıyan dava ile ilgili haber analizde, “Federal hükümet JW'de temsil edilen belirli içerik ve pozisyonları onaylamadığı için gazete, yerel gizli servisin (BfV’yi kasıtla) saldırısına uğramıştır” diyor.

 

Junge Welt’in anayasal düzeni yıkmaya dönük faaliyetlerine delil olarak sunulan kanıt: barış hareketinin ülke çapındaki eylem gününde JW eylem ofisinin dağıtım standı (Berlin, 1 Ekim 2022)

 

Resmi ideolojiyi reddediyor

Die Linke eski Milletvekili Ulla Jelpke’nin 2021 yılında Federal Parlamento’da hükümete yönelttiği soru önergesinde, Junge Welt'in İç İstihbarat tarafından izlenmesine, basın ve rekabet hakkının engellenmesi bağlamında sorular yöneltmişti. Federal hükümet, BfV’un raporunda yer alan gazetenin "açıkça komünist odaklı bir günlük gazete" olduğunu belirterek Junge Welt’in izlenmesini haklı bulmuştu. Hükümet verdiği cevapta gazetenin “devletin terör örgütü olarak gördüklerini özgürlük hareketi olarak yorumlanması” da bir başka sebep olarak gösterilmişti.

Bu suçlamaya konu olan haberler, gazetenin Kürt Özgürlük Hareketi hakkındaki düzenli haberlerinin yanı sıra Filistin direnişi, Sri Lanka’daki Tamil bağımsızlık hareketi, Filipinler’deki komünist partizanlar veya Kolombiyalı gerilla gruplarına dair yaptığı yayın gösteriliyor.

 

 

Gelir kaynakları engelleniyor

Matbu yayıncılığın son derece karmaşık bir hal aldığı gazete pazarında hayatta kalmak isteyen bağımsız bir gazetecilik ürünü olan Junge Welt, serbest piyasada diğer yayınlar karşısında zorlanıyor. İç İstihbaratın raporlarında isminin geçmesinin tiraja olumsuz etkilerinin yanı sıra Junge Welt gazetesi için rekabette ciddi dezavantajlara yol açıyor. Almanya’da diğer bütün günlük gazetelerin yararlandığı Federal Demiryolları (Deutsche Bahn), belediye ve radyolardan JW reklam alamıyor; gerekçe olarak da Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporları gösteriliyor. Hakeza kütüphanelerde Junge Welt bulundurulmuyor, bazı cezaevlerinde gazete abone olan tutuklulara teslim edilmiyor.

 

 

İlk dava 18 Temmuz’da

Junge Welt 2021 yılında gazeteye yönelik takibatın sona erdirilmesi için dava açmış ve iç istihbaratın raporunda artık yer almaması için geçici bir tedbir kararı alınmasını istemişti. Fakat bu başvuru Berlin’deki İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen gazete halen raporların “Aşırı Sol” başlığının baş aktörü olmaya devam ediyor. Son çare olarak yayıncı 8. Mai GmbH, acilen bir duruşma tarihi talep etmişti. Davanın ilk ana duruşması 18 Temmuz 2024 tarihinde Berlin İdare Mahkemesi'nde görülecek.

 

Dietmar Koschmieder

 

Meşakkatli ve masraflı bir dava

8. Mai GmbH’ın Genel Müdürü Dietmar Koschmieder, 2021 yılından beri BfV’nin yayınladığı raporlara atıfla, “Bu raporlar içerik açısından meşakkatli bir yanıt gerektirdiğinden, uzun bekleme süresi yargılamanın gecikmesine neden oluyor” dedi. Alman devleti ile olan hukuki ihtilaf için 100.000 Euro’nun üzerinde bir masrafla karşı karşıya kalacaklarını söyleyen Koschmieder, okuyucuların bağış yaparak destek vermelerinin bu davayı mümkün kıldığını da hatırlattı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.