PKK yasağının artık dayanağı yok
Dünya Haberleri —

Jan van Aken
- Sol Parti Eşbaşkanı Jan van Aken: Alman hükümeti, Öcalan’ın çağrısıyla başlayan süreci desteklemeli ve PKK yasağını kaldırmalı. Türkiye'de Kürtlere yönelik baskıları ve PKK yasağını önümüzdeki parlamento döneminde Federal Meclis'te gündeme getireceğiz ve federal hükümeti bu konuda rengini belli etmeye zorlayacağız.
GÖZDE GÜLER
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” Avrupalı siyasetçiler tarafından destek görmeye devam ediyor. Die Linke (Sol Parti) Eşbaşkanı Jan van Aken, çağrının ciddi ve dürüst bir müzakere teklifi olduğuna dikkat çekerek, bir sonraki Alman hükümetinin bu süreci desteklemesi ve PKK üzerindeki yasağı nihayet kaldırması gerektiğini belirtti.
Gazetemize konuşan Jan van Aken, çağrının Türkiye’de barışın sağlanması için büyük bir fırsat olduğuna işaret ederek, “Öcalan, çağrıyla Türkiye’de barış süreci için kapıyı ardına kadar açtı” dedi.
Tek bir mermi verilmemeli
Bu süreçte Alman hükümetine de önemli sorumluluklar düştüğünü kaydeden Jan van Aken, Erdoğan Kürtleri bombaladığı sürece Almanya’nın Türkiye’ye tek bir mermi bile vermemesi gerektiği uyarısında bulundu.
“Her şeyden önce Alman hükümeti Erdoğan hükümetine tüm silah teslimatını durdurmalı. On yıllardır on binlerce insan siyasi zulme uğradı ve hapsedildi. Kürt şehirlerindeki belediye başkanları görevden alındı. Partiler ve basın, terörist faaliyetler veya PKK ile bağlantıları olduğu iddiasıyla yasaklandı. Türkiye, Irak'ta ve Suriye'nin kuzeydoğusunda defalarca silahlı saldırılar düzenlemiş ve insansız hava araçlarıyla sivil halkı hedef almıştır. Buna derhal son verilmelidir.”
'Yasağın nesnel bir nedeni yok’
Almanya'da PKK yasağının kaldırılması talebini de yineleyen Jan van Aken bu konuda yeni hükümetten umutlu olmadığını ekledi: “Siyasi olarak Türk hükümetinin yanında yer almak istenmediği sürece, böyle bir yasağın nesnel bir nedeni olmadığını her zaman açıklamışımdır. Fakat şu an ki mevcut durumda ne CDU ne de SPD, PKK yasağını kaldırmak için ciddi bir çaba sarf ediyor. İktidara gelecek partiler arasında bu konuda neredeyse hiçbir hareket yok. Alman hükümet temsilcileri 2015'ten beri mahcup bir endişeyle Ankara'ya bakıyor. Çünkü Almanya ve Avrupa'nın Erdoğan'a ihtiyacı var. Erdoğan sığınmacıların Türkiye üzerinden AB'ye girmesini engelliyor ve bu engellemeye devam etmeli. Bu da Avrupa'yı ve Almanya'yı şantaja açık hale getiriyor. Bu bakımdan Erdoğan'la koordineli olmayan hiçbir girişim beklemiyorum, artık her ne kadar ona karşı durmak elzem olsa bile.”
Alman hükümeti desteklemeli
İmralı’dan yapılan çağrının PKK'ye yönelik anlamsız yasağın kaldırılması için haklı bir gerçekçe olabileceğine de işaret eden Jan van Aken devamında şunları belirtti: “Öcalan tüm silahlı gruplara silah bırakma ve PKK'ye de fesih çağrısı yapmıştır. Bildiğimiz kadarıyla Kuzey Irak'taki PKK savaşçıları da bu çağrıya uydu. Ankara tarafından PKK'nin bir uzantısı olarak görülen Suriye'deki Kürtler, Suriye geçiş hükümetiyle daha yeni bir anlaşmaya vardılar ve bir barış süreci başlattılar. Bir sonraki Alman hükümeti bu süreçleri desteklemeli ve PKK üzerindeki yasağı nihayet kaldırmalıdır.”
PKK yasağı siyasidir
PKK’nin Avrupa Parlamentosu tarafından 'terör örgütü' olarak muamele görmesi için bir neden olmadığına dikkat çeken Jan van Aken bu durumun hukuki olarak çelişkili olduğunu ifade etti: “Avrupa Adalet Divanı 2018'de AB'nin PKK'yi ‘terör örgütleri listesi’nde tutmak için yeterli kanıt sunmadığına karar verdi. Fakat üç yıl sonra mahkeme bu kararını bozdu. Belçika'da en yüksek mahkeme 2020 yılında PKK'nin silahlı bir çatışmanın tarafı olduğuna ve dolayısıyla bir terör örgütü olmadığına karar verdi. Ancak Belçika hükümeti bu karara uymayı reddetti. Bu durum, PKK yasağının siyasi olduğunu bariz göstermektedir. Erdoğan şimdiye kadar PKK'ye yönelik terörizm suçlamasını tüm Kürt demokrasi hareketine zulmetmek için kullandı. Türkiye hapishanelerinde sadece PKK savaşçıları değil, aynı zamanda HDP lideri Selahattin Demirtaş gibi tek suçları Erdoğan'ın iktidarını tehlikeye atmak olan Kürt siyasetçiler de var. Erdoğan'ın Kürtlere gerçekten taviz verip vermeyeceği ve ne ölçüde vereceği konusunda hala şüphelerim var.”
Hükümet rengini belli etmeli
Sol Parti olarak Kürtlere yönelik baskıları ve PKK yasağını önümüzdeki parlamento döneminde Federal Meclis'te gündeme getireceklerini belirten Jan van Aken şunları söyledi: “Parlamento grubu olarak baskı yapmaya devam edeceğiz. Türkiye'de Kürtlere yönelik baskıları ve PKK yasağını da önümüzdeki parlamento döneminde Federal Meclis'te gündeme getireceğiz ve federal hükümeti bu konuda rengini belli etmeye zorlayacağız.”
'Artık harekete geçilmeli'
Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına da değinen Jan van Aken, şunları aktardı: “Tehlike her zamankinden daha büyük. Erdoğan artık sadece Kürtlere karşı değil, iktidarını tehdit eden herkese karşı harekete geçiyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olarak kalabilmesi için Türk demokrasisinin kalıntıları ortadan kaldırılıyor. Berlin'den Türk hükümetine yapılan birkaç etkisiz çağrı tek başına yeterli değil. Artık harekete geçilmelidir. Öncelikli hedef Türkiye'de demokrasiyi kurtarmak olmalıdır. Erdoğan kendini ne kadar otokratik gösterirse, o kadar öngörülemez ve tehlikeli hale gelir. Erdoğan gibi bir otokrat güvenilir bir müzakere ortağı değildir, çünkü işine geldiğinde her türlü anlaşmayı iptal eder. Bu bile tek başına demokratik bir Türkiye lehine güçlü bir argümandır.”