Bir mezarları olsun diye

Kadın Haberleri —

Şehitlik

Şehitlik

  • Kimisi kardeşi kimisi çocuğu kimisi de eşinin cenazesi için yıllardır mücadele ediyor. Cenazelerinin kimsesiz olmadığının altını çizen kadınlar, “Bizi kabul etmemelerinin sonucu olarak çocuklarımızın kemiklerini torbayla gönderiyorlar” diyor.

Türk devleti, Kurdistan halkına yönelik savaşında insanlık dışı her türlü yönteme başvuruyor. Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın destansı direnişi karşısında her seferinde hezimete uğrayınca, bu defa özel savaş politikalarıyla aileleri cezalandırmaya çalışıyor.

Bu politikalar sonucu olarak son yıllarda gerilla mezarlarının bombalanmasından tutalım yıkılmasına, cenazelerinin kaçırılmasına, gömülmesine/mezar taşına adının yazılmasına izin verilmemesi ve dini vecibelerin yerine getirilmemesine kadar ailelere her türlü işkenceyi uyguluyor.

Akıl almaz ve hukuka sığmayan bu vahşetinde içinde bir de çocuğunun, eşinin, kardeşinin veya akrabasının cenazesini yıllardır arayan kadınlar var.

Bir mezar için                                                                                                  

Jinnews’ten Rozerin Gültekin, yıllardır cenazelerini arayan ve soluksuz mücadele yürüten kadınların hikayesini yazdı.

Melike İnce, 5 yıldır oğlunun cenazesini arıyor. Türk devletinin 2018’de Efrîn’e başlattığı işgal saldırılarının ilk haftasında oğlu şehit düştü ve cenazesini halen alamadı.

Oğlunun cenazesi almak için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğini belirten İnce, “Ölene kadar cenazemin peşinde olacağım. Çocuklarımızın kimsesizler mezarlığına defnedilmesini kabul etmiyoruz. Biz savaş istemiyoruz, anneler artık ağlamasın” dedi.

Üç defa mezar yeri değiştirildi

Uzun yıllardır kardeşinin kemiklerini arayan Rewşan Güner de Eylül ayının barış ayı olduğunu ancak savaşların yoğun bir şekilde devam ettiğine dikkat çekti.

Kardeşinin cenazesinin kendilerine verilmediğini belirten Güner, “Devletin yaptığı uygulamalarda ahlak diye bir şey yok. Kürtlerin değerleriyle oynamayın. İmralı’da uygulanan tecrit Kürtlerin cenazesine kadar sirayet etmiş. Benim kardeşim de şehit. Üç defa mezar yeri değiştirildi. Cenazesi ilk Bitlis'te defnedildi daha sonra Garzan Mezarlığı’na götürüldü. Daha sonra da bizden habersiz Kilyos’a defnettiler. Biz cenazemizi istiyoruz ama cenazemizi bize vermiyorlar” ifadelerini kullandı.

Torbada gönderilen cenazeler

“Bizi kabul etmemelerinin sonucu olarak çocuklarımızın kemiklerini torbayla bize gönderiyorlar” diyen Mediha İnce de bu uygulamaların artık insanlık dışı bir hal aldığını vurguladı.

Konuşmasının devamında ayrıca Kurdistan dağlarında gerillaya karşı kimyasal silah kullanıldığını hatırlatan Mediha İnce, “İnsanları öldürüyorlar yani vahşet yapıyorlar. Bunun karşısında biz de onların baskıları, saldırıları, topları ve tüfeklerinden korkmuyoruz. Bir damla kanımız kalana kadar kendi ayaklarımız üstünde duracağız. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Başkanımız çıkmayana, masaya oturulmayana kadar özgürlük sağlanmayacak” vurgusunu yaptı.

‘Bu zulmü kıralım’

Kürt halkına çağrı yapan Mediha İnce “Herkes ayağa kalksın, kendilerine sahip çıksın ve köleliği kabul etmesinler. Halkımız evlerinde oturmasın. Ne zamana kadar bu şehitler gelecek? Şehitlerin torbada gönderilmesi bütün topluma mesajdır. Halkımız bir olsun, bu zulmü kıralım. Başkan özgür olduğunda özgürlük sağlanacak” sözleriyle seslendi.

Gözyaşı yerine kan

Yıllardır mücadeleden vazgeçmeyen Hanım Keskin ise, savaşın son bulması ve cezaevindeki siyasi tutsakların serbest bırakılması için onurlu bir barışın sağlanmasında ısrarcı olduklarının altını çizdi.

Annelerin, barış talepleri doğrultusunda sürdürdükleri mücadelede kararlı olduklarını paylaşan Keskin, “Elimizi birbirimize vererek zindanları yıkmamız ve tutsakları serbest bırakmamız gerekiyor. Anneler artık ağlamasın. Biz kötü bir şey istemiyoruz. Biz barış istiyoruz. İmralı'dan haber alınamadığı için her geçen gün savaş derinleştiriliyor. Kürtlerin ayağa kalkması gerekiyor. Eğer birlik olursak bu savaş biter. Baskılara karşı geri adım atmamamız gerekiyor. Yeter artık. Annelerin gözünden yaş yerine kan geliyor. Israrla barış barış barış diyoruz” mesajını verdi.

İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.