Güncel

Demokrasi dışı bir yol yoktur

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı 2025

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı 2025

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabileceğini söyledi. 
  • Kürt Halk Önderi, günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemenin esas görev olduğunu vurguladı. 
  • "Demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir" diyen Öcalan, silah bırakma çağrısında bulundu ve bunun tarihi sorumluluğunu üstlendiğini belirtti. 
  • Heyet üyesi Önder, Öcalan'ın "Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" sözünü de aktardı.

Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ve Ortadoğu'daki yeni dönemin dayatmasıyla 44 aylık haber alamama haline son verilerek tekrar görüşülmeye başlanan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 4. görüşmenin ardından tarihi bir çağrı yaptı.  Öcalan, "Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir" dedi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, dün Ahmet Türk, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, Cengiz Çiçek ve Faik Özgür Erol'dan oluşan heyeti kabul etti. Görüşmeye tutsaklar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş da katıldı. Kürt Halk Önderi, İmralı Heyeti ve üç tutsak, İmralı'da ortak açıklama yaptı. Açıklamanın görüntüsü çekildi, ancak heyete verilmedi. Açıklamadan sadece fotoğraf kareleri heyete teslim edildi. Heyet, görüşmenin ardından İstanbul Taksim'deki Elite World Otel'de açıklama yaptı. Açıklamadan önce İmralı'daki fotoğraf paylaşıldı. Açıklamayı yüzlerce gazeteci izledi. Kürt Halk Önderi'nin tarihi çağrısının Türkçesini Pervin Buldan, Kürtçesini ise Ahmet Türk okudu. Çağrı şöyle: 

 

Foto: Erdoğan ALAYUMAT

 

'Barış ve Demokratik Toplum'

PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.

Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.

Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.

Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.

Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.

Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.

Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.

Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. 

Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. 

Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim.

 

Foto: Erdoğan ALAYUMAT

 

Feshin gerektirdiği

Çağrının okunmasından sonra söz alan Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın heyete söylediği "Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" sözünü aktardı.

Bahçeli'den sonra

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'deki Grup Toplantısı konuşmasında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Meclis'e gelerek PKK'ye çağrı yapmasını istedi. DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 43 aydır hiçbir haber alınamayan İmralı'ya 23 Ekim'de giderek, Kürt Halk Önderi ile iki saate yakın bir görüşme yaptı. 

Teorik ve pratik güç

Ömer Öcalan, ertesi gün paylaştığı kısa açıklamada, ziyaretinin aile görüşmesi kapsamında gerçekleştiğine işaret etti. Ömer Öcalan, Kürt Halk Önderi'nin, genel siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak kamuoyuna şu mesajın iletilmesini istediğini belirtti: "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim."

Ömer Öcalan, Kürt Halk Önderi'nin bu görüşmede tecridin devam ettiğini de söylediğini paylaştı. 

Bahçeli konuştu, adım atılmadı

Bu görüşmeden sonra hem tecrit hem de siyasi soykırım operasyonları, kayyum atamaları ve işgal saldırıları devam etti. Bahçeli, 26 Kasım'da da DEM Parti ile İmralı arasında derhal temas kurulmasını istedi. Aynı gün DEM Parti Eşbaşkanları da görüşmek için Türk Adalet Bakanlığına yazılı başvuruda bulundu.

Adalet Bakanlığı yanıt verdi

Türk Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Hava şartlarına göre yarın (28 Aralık) ya da Pazar günü İmralı'ya gidecekler. Olumlu yanıt verdik. DEM heyetinde Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan olacak" dedi. Görüşme, gerçekleşti. 

Çözüm önerilerini sundu

DEM Parti, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın, 28 Aralık'ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile üç saate yakın yaptığı görüşmeye dair şu açıklama yapıldı: Kendisinin sağlığı iyi, morali oldukça yüksekti. Kürt sorununa kalıcı çözüm bulmaya yönelik yaptığı değerlendirmeler hayati önemdeydi. Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede Sayın Öcalan, dayatılan karanlık gelecek senaryolarına karşı pozitif çözüm önerilerini sunmuştur.
Düşünceleri ve yaklaşımının genel çerçevesi aşağıdaki gibidir:

* Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır.

* Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.

* Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.

* Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.

* Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.

* Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.

* Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir.

Heyetin 2. görüşmesi

DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile Ahmet Türk, başta Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş olmak üzere grupu bulunan partilerle görüşerek, hem Kürt Halk Önderi'nin mesajını iletti hem de görü ve önerilerini aldı. Bunu ardından Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, 22 Aralık'ta İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde rehin tutulan Kürt Halk Önderi ile ikinci bir görüşme gerçekleştirdi. DEM Parti İmralı Heyeti, dört saat süren görüşmenin içeriğine dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, şunlar ifade edildi: "Heyetimiz, yürüttüğümüz görüşmelerle ilgili olarak kendisine gerekli bilgilendirmelerde bulunmuştur. 

Çalışmaları devam ediyor

Sayın Öcalan’ın sürece ilişkin çalışmaları devam etmektedir. Bu konudaki hazırlıkları tamamlandıktan sonra kamuoyuna gerekli açıklamalar yapılacaktır.  Bizler de heyet olarak çalışmalarımızı ve temaslarımızı yürüteceğiz, gelişmeler oldukça da kamuoyunu bilgilendireceğiz. Bu süreç herkesi, hepimizi birlikte ve özgürce yaşatacaktır. Bunun gerçekleşmesi umuduyla tüm toplumsal kesimlerin kıymetli katkılarını bekliyoruz."

Başûr ve mektuplar

Heyet, bu görüşmeden sonra Federe Kürdistan'da giderek bir dizi temasta bulundu ve Kürt Halk Önderi'nin mesajlarıni iletti. Aynı zamanda ikinci görüşmede PKK, PAJK, Avrupa ile Kuzey ve Doğu Suriye Dmokratik Özerk Yönetimi yetkilileri için Kürt Halk Önderi'nin kaleme aldığı mektupların yerine ulaştığı bilgisi geldi. Böylece 3. görüşme için başvuru yapıldı. Adalet Bakanlığı olumlu yanıt verdi. Çağrının tarihi nitelikte olması nedeniyle görüşmeye Pervin Buldan Sırrı Süreyya Önder ile Ahmet Türk'ün yanı sıra DEM Parti Eşbaşkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları ile DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek ve Asrın Hukuk Bürosu avukatı Özgür Faik Erol da yer aldı.

 

* * *

2012'de başlayan görüşmeler

Hatırlanacağı gibi; dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Aralık 2012'de İmralı’ya giderek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesiyle 2013 - 2015 arasındaki  'diyalog süreci' başladı. Fidan’ın ziyaretinin ardından 3 Ocak’ta BDP Êlih Milletvekili Ayla Akat Ata ve Mêrdîn Milletvekili Ahmet Türk’ten oluşan heyet, İmralı'ya gitti. Bir hafta sonra 9 Ocak’ta PKK’nin kurucularından Sakine Cansız ile Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, Paris’te MİT'in organizasyonuyla katledildi. 

Buldan ve Önder'li heyetler

İmralı’ya ikinci ziyaret, 23 Şubat’ta BDP’li milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan'dan oluşan heyet tarafından gerçekleştirildi. Önder ve Buldan’dan oluşan heyet, üçüncü kez 18 Mart’ta; Selahattin Demirtaş, Önder ve Buldan’dan oluşan heyet, dördüncü defa 3 Nisan’da İmralı’yı ziyaret etti. 2015'e kadar devam eden İmralı ziyaretlerine; Leyla Zana, İdris Baluken, Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık gibi isimler de eklendi.

Deklarasyon ve heyetler

Heyetin 18 Mart’taki ziyaretinin ardından Abdullah Öcalan’ın mektubu MİT tarafından BDP’ye iletildi ve 21 Mart 2013'te Amed'deki Newroz kutlamasında Buldan ve Önder tarafından okundu. Bunun üzerine 3 Nisan’da belirlenen Akil İnsanlar Heyeti, 4 Nisan’da dönemin Başbakanı Recep T. Erdoğan’la ilk toplantısını yaptı. 9 Nisan’da AKP'nin verdiği önerge ile Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verildi. CHP ve MHP, 4 Nisan’da kurulacak komisyona üye vermeyeceklerini duyurdu. AKP ve BDP’li milletvekillerinin yer aldığı komisyon, 2 Aralık’ta 438 sayfalık bir rapor yayımladı.

'Çözüm süreci yasası'

Önder, 15 Nisan’daki İmralı ziyaretinin ardından Kuzey Kürdistan'daki gerillaların 25 Nisan’da sınır dışına çekilmeye başlayacağını söyledi; KCK de 8 Mayıs’tan itibaren çekilmenin başlayacağını duyurdu. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, 5 Temmuz’da KCK ile görüştü. Hükümet adım atmayınca KCK, 9 Eylül’de çekilmeyi durduğunu açıkladı. Erdoğan, 30 Eylül’de “Demokratikleşme Paketini açıkladı. Kürt Halk Önderi'nin sürecin aktörleri için ısrarla istediği düzenleme ise 10 Temmuz 2014'te “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Teklifi" olarak Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi.

'Çöktürme Planı' hazırlığı

Görüşmeler sürerken Türk tarafı, Suriye'de Kürtlere ajandasını dayatmasında sonuç alamadığı ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi nüfuzunu genişlettiği için 'Çöktürme Planı' hazırlıkları da yaptı. DAİŞ, Şam'a doğru ilereleyeceği zaman devreye giren Türk tarafı, Kobanê'nın üzerine saldı. DAİŞ'in işgal saldırıları 7-8-9 Ekim 2014'te Kuzey Kürdistan genelinde ve Türk metropollerinde protesto edildi. 35 il ve 96 ilçedeki protestolarda 46 kişi yaşamını yitirdi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 19 Ekim’de Akil İnsanlar Heyeti ile görüşme gerçekleştirdi. Aynı gün HDP heyeti, KCK ile görüştü. 'Çöktürme Planı', aylık MGK toplantısında karar altına alındı.  

Dolmabahçe ve Erdoğan'ın bitirmesi

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ile Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken, 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldi. Tarihe 'Dolmabahçe Mutabakatı' olarak geçen görüşmelerde 10 maddelik bir mutabakat paylaşıldı. HDP, Haziran 2015’teki genel seçimlere parti olarak girme kararı aldı ve Erdoğan'ın başkanlığını desteklemeyeceğini duyurdu. Erdoğan, 22 Mart’ta 'Dolmabahçe Mutabakatı'nı sahiplenmedi. İmralı'ya 5 Nisan 2015'te giden heyet, bir daha götürülmedi.

HDP barajı aştı, iktidar düştü

HDP, 7 Haziran 2015’teki genel seçimlerde yüzde 13 oyla barajı geçip 80 vekil çıkardı. Yüzde 41’de kalan AKP, tek başına iktidar olamadı. Seçim sonuçlarını hazmademeyen Erdoğan, iptal ettirdi. 'Çöktürme Planı'nın uygulanması talimatı verdi. Devlet, DAİŞ'e katilamlar yaptırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Temmuz’da da masayı devirdiğini resmileştirdi; 24 Temmuz'da da Kürtlere yeniden savaş ilan edip başlattı. HABER MERKEZİ

 

* * *

Foto: Medine MAMEDOĞLU / Amed

Alanlardan takip edildi

Kürt Halk Önderi'nin çağrısının açıklandığı DEM Parti toplantısı, dün Kürdistan ve Kürtlerin yaşadığı her yerde dikkatle takip edildi, birçok merkezde alanlarda kurulan dev ekranlardan izlendi. 

DEM Parti heyetinin toplantısı, Amed ve Wan başta olmak üzere Kuzey Kürdistan’ın birçok kentinde canlı ve dev ekranlardan yansıtıldı.

Amed halkı, Şêx Saîd Meydanı’nda kurulan dev ekrandan yayını canlı izledi. 

Van Valiliğinin 15 günlük eylem ve etkinlik yasağına rağmen Wan halkı, kent merkezinde kurulan dev ekranlardan izledi. 

Güney Kürdistan’da da Silêmanî'nin Azadî Parkı’nda kurulan dev ekranlardan canlı olarak yayınlandı. 

Şehit Rüstem Cudî Mülteci Kampı’nda (Mexmûr) da tarihi mesaj dev ekranda gösterildi. 

Kuzey ve Doğu Suriye’de de 7 merkezde dev ekran kuruldu. Qamişlo, Hesekê, Dêrik, Reqa, Tebqa, Kobanê ve Helep halkı, yoğun ilgi gösterdi. 

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.