Devlet bir tas su vermedi
- Depremlerin üzerinden 9 ay geçmesine rağmen barınma gibi temel sorunları dahi çözülmeyen depremzedeler, yaklaşan kıştan dolayı da tedirgin. Evinin depremde yıkılması ile ailesi ile birlikte dışarıda kalan Yusuf Akgül, “Devlet, 9 aydır bana bir tas su vermedi” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU / SEMSÛR
İçme suyu, barınma, sağlık, hijyen ve güvenli bir alan ihtiyacının acil çözüm beklediği Semsûr’daki durum, depremin ilk zamanlarından farklı değil. Kentte resmi rakamlara göre; 11 bin, gayriresmi rakamlara göre ise 30 bin kişi yaşamını yitirdi. Kayıplar ve kimsesiz cenazelerin de bulunduğu kentte 5 bin 600 bina yıkıldı. Yıkılan binalara yardım günler sonra ulaşırken, enkaz altında kalanların çoğu soğuk hava ve geç müdahale nedeniyle yaşamını yitirdi. Depremden sağ kurtulanlar ise uzun süre barınma ve gıda imkanına erişemedi. İlk kışı çadırlarda geçiren yurttaşlar, aylar sonra konteynere ulaşttı. Yazın sıcak havalarda konteynerde ciddi sorun yaşayan depremzedeler, şimdi kinci kışa hazırlanıyor. Çadırda kalan yurttaşlar, çadırlarının üzerini branda ile kapatırken, konteynerde kalan yurttaşlar da su almaması için önlem almaya çalışıyor.
Kent toz bulutu altında
Aradan geçen zamana rağmen hiçbir alanda tam bir iyileşmenin sağlamadığı kentte, enkaz kaldırma çalışması devam ediyor. Yavaş ilerleyen bu süreç nedeniyle kentteki enkazların çoğu yerinde duruyor. Enkaz kaldırma çalışmasında alınmayan önlemler nedeniyle kent toz bulutu altında kalırken, bu toza maruz kalan insanlarda da ciddi sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Öksürük, boğaz ağrısı, göz kızarıklığı ve astım bunlardan bazıları. Çeşmelerden akan içme suyunun da hala temizlenmediği kentte, içme suyu satın alınıyor. TOKİ tarafından üç alanda konutlar yapılırken, hala bitmeyen konutların ihalesinin ne zaman yapılacağı da henüz bilinmiyor.
Acımızla baş başa kaldık
Kentteki depremzedeler ise çaresiz olduklarını, havaların soğuması ile sorunların daha da artmasından endişeli. Kent merkezinde bulunan evinin depremde yıkılması ile ailesi ile birlikte dışarıda kalan Yusuf Akgül, “Devlet, 9 aydır bana bir tas su vermedi” dedi. Akgül, şunları anlattı: “9 katlı bir evim vardı. Depremde hem evim hem de dükkanlarım yıkıldı. Buraya gelen insanların dayanışmasıyla ayakta kaldık. Bir süre çadırda kaldıktan sonra yine gönüllülerin verdiği konteynerde kalmaya başladık. Geldim yıkılan evimin üzerine konteyner kurup yaşamaya başladım. Aylar geçti ama bizde değişen, atlattığımız hiçbir şey olmadı. Ben devletten bu süreçte tek bir yardım almadım. Hiçbir beklentim de yok. Burada insanları ölüme terk edenler bir de yardım mı edecek? Bizi ayakta tutan da yaralarımızı saran da dayanışma oldu. Şimdi bakıyoruz kimse kalmadı, herkes bizi ve yaşananları unuttu. Acımız ve kayıplarımızla baş başa bırakıldık.”
Bu kışı da dışarıda geçireceğiz
Bu kışı konteynerda geçireceklerini ama çok fazla eksiklerinin olduğunu kaydeden Yusuf Akgül “Bu kışı çadırda geçiren insanlar da var. Biz yine halimize şükrediyoruz ama durum ortada. Konteyner bu kışı atlatır mı bilmiyoruz. Su geçirecek yine, suyu geçirmemesi için önlem almamız gerekiyor. Onun dışında birçok eşyamız dışarıda, yine sobaya ihtiyaç var. Kış gelsin ne olacağını hep beraber göreceğiz. Bu kışı da soğukta ve dışarıda geçireceğiz” diye konuştu.
Ne yapsak da ev gibi olamaz
Konteynerde bulaşık ve çamaşırlarını dışarıda yıkamak zorunda kaldığını belirten Ayşe Akgül ise bu süreçte çok yorulduğunu, kışın ağır geçmemesi için sürekli dua ettiğini söyledi. “Bu süreçte çok şey yaşadık ama insanların yaptığı iyilikleri unutmadık” diyen Akgül, şunları ekledi: “İlk zamanlarda olduğu gibi şimdi de dayanışmaya ihtiyacımız var. Kış geliyor bu konteynerde kıştan nasıl korunuruz hiç bilmiyoruz. Su geçiriyor. Ne kadar önlem alsak da bir ev gibi olamaz. Bu sokakta geçirdiğimiz ikinci kışımız olacak. Yıkılan evimizin üzerinde yaşıyoruz. Ne yapacağımızı biz de bilmiyoruz.”