Doğduğunda babası tutsaktı
- Tutsak yazar Resul Baltacı’nın cezaevine girdikten üç ay sonra oğlu doğdu. Azad, şimdi 32 yaşında ama babası halen tutsak. Son iki yıldır keyfi gerekçelerle rehin tutuluyor. Azad Baltacı, cezasını bitiren babasının infazının yakılmasına tepki gösterdi.
- 'İyi hali değil’ denilerek tahliye edilmedi, sonrasında infazı yakıldı. Halay çekmekten, koğuşta kitap ve kalem bulunmasından, kantinden alınan makastan, cezaevinde torunlarıyla çektiği fotoğraftan ceza verildi.
Êlih’te, 15 Ekim 1992'de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan yazar Resul Baltacı hakkında yargılandığı Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından müebbet hapis cezası verildi. Baltacı, 30 yıllık cezasını bitirmesine rağmen infazı yakıldığından kaynaklı iki yıldır tahliye edilmiyor.
Koşullu salıverilme hakkından 2022’de faydalanması gereken Baltacı’nın, daha önce aldığı hücre cezaları gerekçe gösterilerek tahliyesi engellendi. Baltacı’nın hücre cezalarının kaldırılmasına dönük yaptığı itiraz üzerine Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Mayıs 2022 tarihli kararla bütün hücre cezalarını kaldırdı. Cezaevi idaresi ve Düzce İnfaz Hakimliği, infaz yakma kararından vazgeçmedi. Düzce İnfaz Hakimliği, 14 Haziran 2022’de verdiği kararla 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 17/2 maddesinde yer alan “… terör hükümlülerinin 3 defa hücre cezası almaları halinde bu disiplin cezası kaldırılmış olsa dahi şartlı tahliyeden yararlanamayacakları…” ifadelerinin amir hüküm olduğunu öne sürdü. Avukatların karara dair Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itiraz da reddedildi.
Baltacı’nın avukatları, bu kez 18 Ağustos 2022'de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Baltacı, 11 aydır “hücre cezası” olmadığı halde tahliye edilmezken, geçen süreye rağmen AYM başvuruya dair kararını açıklamadı. Baltacı cezaevine girdikten üç ay sonra dünyaya gelen ve şimdi 32 yaşında olan oğlu Azad Baltacı, yaşanan hukuksuzluğa tepki gösterdi.
Torunları karşılamaya gidecekti
Annesiyle 32 yılı cezaevi yolunda geçirdiklerini belirten Baltacı, hep Êlih’ten uzak kentlere sürgün edilen babasının 10 yıla yakındır Düzce’deki cezaevinde tutulduğunu hatırlattı. Baba hasretiyle büyüyen Baltacı, “30 yıllın sonunda 15 Ekim 2022’de tahliyesini beklerken bırakmadılar. Halen de bırakmadılar. Babamın üç torunu oldu. Onlarla birlikte karşılamaya gidecektik ancak tahliye edilmedi. 32 yıllık süreç hukuksuzluklarla dolu. 32 yıldır babamı bekliyorum. Tutuklanması hukuksuz, infazının yakılması aynı şekilde hukuksuz. Kendi yasalarını tanımayan bir sistem var karşımızda” şeklinde konuştu.
Halay ve kitaptan ceza
Babasının tahliyesine az bir süre kala engelleme için uğraş verildiğini; ‘iyi hali değil’ denilerek tahliye edilmediğini kaydeden Baltacı, şunları söyledi: "Sonrasında infazı yakıldı. Verilen cezalar intikam amaçlı. Hücre cezalarından biri halay, diğeri koğuşta kitap bulunması. Başı sivri kalem, kantinden alınan makas infaz yakma gerekçesi yapıldı. En son cezaevinde torunlarıyla çektiği fotoğrafı başkasının adı ile attığı için disiplin cezası verildi. Bir hafta önce kaldıkları koğuşa baskın yapılıp kitaplarına ve elbiselerine el konuldu. Kararlara ilişkin mahkemeye gittik. Ancak TMK 17’yi öne sürüp tahliye kararı verilmedi. Babamın tutuklandığı süreçte TMK yoktu, ancak TMK’yi bahane edip bırakmıyorlar. AYM’nin kararını bekliyoruz. Amaçları siyasi tutukluların iradesini kırmak. Ancak 32 yıldır babam ve diğerleri direniyor. Direnmeye de devam edecekler.” ÊLIH
* * *
Hasta tutsaklar için ses ver
Wan ve Êlih’te yapılan “Özgürlüğe ses ver” eylemlerinde hasta tutsakların serbest bırakılması talep edildi.
Wan TUHAY-DER ile Tutsak Ailelerinin öncülüğünde tecride karşı “Özgürlüğe ses ver” eylemi kapsamında Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yapıldı. Ağır hasta olan, kolon kanseri tedavisi devam eden Abdurrahman Gemicioğlu’nun tutuklanmasına tepki gösteren TUHAY-DER Eşbaşkanı Çetin Uyar, “Gemicioğlu’nun tutuklamanın ertelenmesi ve tedavi sürecinin aksatılmaması gerekir. Ağır olan bin 500’ü aşkın tutuklu için gecikmesizin infaz ertelemesi kararı verilmeli ve bu kişilerin yaşam hakları korunmalıdır. Hasta tutsakların sevk ve tedavi talepleri ivedilikle karşılanmalıdır. Tutsakların kontrol ve ilaç talepleri ya geç karşılanmakta ya da aksatılmaktadır. Bu şekilde insanlara zamana yayılmış sağlık sorunları ve ağır acılar dayatılmaktadır. Adeta intikam alırcasına bürokrasiye boğulan bu süreç bir işkence sistemidir. Tüm yaşam savunucularını zamana yayılmış bu ölüm ve işkence sistemine karşı çıkmaya davet ediyoruz” dedi.
Êlih’te te sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve tutsak yakınları öncülüğünde düzenlenen “Özgürlüğe ses ver” eylemi Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde yapıldı. Eylemde konuşan DBP Êlih İl Eşbaşkanı Resul Çetin, şunları söyledi: "Hasta tutsaklar hukuka ve yaşam hakkına aykırı bir vaziyette sağlık ve tedavi açısından yetersizlikleri defalarca tescillenmiş olan cezaevlerinde tutulmaya devam edilmektedir. Hasta tutsakların yaşam mücadelesi verdiği hapishanelerde yaşam hakkı ihlalleri adeta bir kıyıma dönüşmüş durumda. Yaşamını yitirenlerin sayısı bu vahameti gözler önüne sermektedir.” WAN/ÊLIH