İnsanca yaşanabilir ücret istiyorlar
- Yeni yıl için asgari ücreti belirleyecek komisyonun çalışmaları sürerken, emekçiler de “insanca yaşanabilir bir ücret” talep ediyor. 2002 ile 2024 arasındaki nominal artış büyük olsa da yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki artış ve yaşam maliyetlerindeki yükseliş, asgari ücretin alım gücünü sınırlıyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere 10 Aralık'ta toplanacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında yapılacak ilk toplantıda, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin yanı sıra ilk kez bir basın emekçisi de yer alacak. Toplantı, asgari ücretin 2025 yılı için nasıl bir artışla belirleneceği konusunda önemli ipuçları verecek. Ülkede asgari ücret belirleme süreci, siyasi partiler, sendikalar ve halkın artan beklentileriyle giderek daha hararetli bir hal alıyor. Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon, çalışan kesimlerin insanca yaşanabilir bir ücret talebini daha güçlü bir şekilde dile getirmesine neden oluyor.
Siyasi partiler, asgari ücret konusunda farklı rakamlar ve önerilerle sahnede. CHP, asgari ücretin en az 30 bin TL olması gerektiğini ve bu tutarın altında kalacak bir teklifin kabul edilemeyeceğini duyurdu. Yeniden Refah Partisi ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ise ortak bir çizgide durarak, asgari ücretin 35 bin TL’ye yükseltilmesini talep etti. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da enflasyon karşısında asgari ücretin korunması için en az 33 bin 337 TL gerektiğini açıkladı.
Sendikalar, enflasyona dikkat çekiyor
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), taleplerini ortak bir bildiriyle dile getirdi. Sendikalar, mevcut asgari ücretle bir ailenin bırakın bir ayı, bir haftalık temel ihtiyaçlarını dahi karşılamasının imkansız olduğunu vurguladı. Ortak bildiride; ücretlerin yılda birden fazla kez güncellenmesi, gelir vergisi yükünün azaltılması ve çalışanların enflasyon karşısında korunması talepleri öne çıktı.
Yüksek enflasyon ve alım gücünün düşmesi nedeniyle çalışanlar, insanca yaşam standardını karşılayacak bir ücretin belirlenmesini istiyor. AKP-MHP iktidarının taleplerini karşılayacak asgari bir ücret sağlayamayacağı görüşü hakim. Sokak röportajlarında, mevcut ücretle temel gıda, kira ve faturaları karşılamanın neredeyse imkansız olduğu dile getiriliyor. Halkın en yaygın talebi, asgari ücretin refah seviyesini artıracak şekilde yeniden düzenlenmesi.
Uzlaşma zorlaşıyor
Asgari ücrette yapılacak artış, sadece çalışan kesimi değil aynı zamanda işverenleri ve genel ekonomik dengeleri de yakından ilgilendiriyor. İşveren kesimi, yüksek oranlı artışların işletmeler üzerinde maliyet baskısını artıracağından endişeli. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Herkesin mutabık kalacağı bir rakam üzerinde uzlaşılacağını" ifade ederek, taraflar arasında denge sağlanacağını söyledi. İşçi ve işveren temsilcileri arasındaki görüş ayrılıkları dikkate alındığında, bu uzlaşının kolay olmayacağı görülüyor.
Bir yaşam mücadelesi
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ikinci toplantısını 18 Aralık’ta gerçekleştirecek. Bu toplantıdan çıkacak karar, milyonlarca çalışan ve ailesi için belirleyici olacak. Tarafların masaya getirdiği öneriler, sadece bir ücret meselesi değil, aynı zamanda bir yaşam mücadelesi olarak algılanıyor.
8 gram altından 4 grama düştü
Ekonomik yapıdaki dönüşüm, özellikle asgari ücretlinin alım gücünü doğrudan etkiledi. AKP’nin iktidara geldiği (2002) dönemde, Türkiye’de asgari ücret net 184 TL civarındaydı. O dönem de enflasyon oranları yüksekti ve ekonomik zorluklar, asgari ücretle geçinmeyi daha da zorlaştırıyordu. Aynı yıl içerisinde 1 dolar yaklaşık olarak 1,65 TL’ye denk geliyordu. 2024 itibarıyla asgari ücret net 17 bin 2 TL. Döviz kuru ve enflasyon oranlarının yüksekliği bu artışın alım gücüne etkisini sınırlıyor. 2024’te 1 dolar yaklaşık 34,80 TL civarında. Bu döviz kuru, AKP’nin 22 yıllık iktidarlığında Türk Lirası’nın döviz karşısında ciddi oranda değer kaybettiğini gösteriyor.
Altın fiyatları da benzer bir seyir izledi. 2002’de asgari ücret ile yaklaşık 8 gram altın alınabilirken, 2024’te bu miktar 4 gram civarına düştü. 2002 ile 2024 arasındaki nominal artış büyük olsa da, yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki artış ve yaşam maliyetlerindeki yükseliş, asgari ücretin alım gücünü sınırlıyor.
* * *
Polonez işçilerine gözaltı
Polonez işçilerinin Ankara’ya yapmak istediği yürüyüşe saldıran polis, 5 işçiyi gözaltına aldı.
Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan ve 141 gün önce direnişe başlayan Polonez işçilerinin, Ankara'ya doğru başlatmak istediği "Anayasal Hak Yürüyüşü" polislerce engelleniyor. İşçiler, saat 11.00'de Çatalca'dan Ankara'ya yürüyüş düzenleyeceklerini duyurdu. Fabrikanın önünde toplanmaya başlayan işçilerin önü polislerce kesildi. İşçiler, "Hak, hukuk, adalet" ve "Ankara, Ankara, duy sesimizi, bu gelen işçinin ayak sesleri" sloganları attı.
Sendikanın örgütlenme uzmanlarından Suat Karlıkaya, engellemeye şu sözlerle tepki gösterdi: "Gücünüz işçiye yetiyor değil mi? Polonez işçileri olarak emniyet güçleri tarafından ablukaya alınmış vaziyetteyiz. Ne çadıra girişimize ne yürüyüşümüze izin veriliyor. Biz bu memleketin onurlu işçileriyiz. Hakkımız olanı alacağız. Şu görüntüyü yaratanlar izlesinler ve utansınlar."
Karlıkaya, tarladan yola giden 5 Polonez işçisinin polis tarafından ters kelepçeyle gözaltına alındığını belirterek, “Arkadaşlarımız serbest bırakılıp yol açılana kadar açlık grevine başladık. Nereden inceldiyse oradan kopsun artık. Bu ülke neresi ya. Dönmeyeceğiz yolumuzdan yolu açın diyoruz" diye konuştu.
* * *
164 işçi cinayeti daha
İSİG, Kasım'da en az 164, 10 ayda ise en az bin 708 işçinin, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini duyurdu.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Kasım'da yaşanan iş cinayetlerine dair raporu yayımladı. Rapora göre; Kasım’da 10’u kadın, 7’si çocuk ve 9’u mülteci olmak üzere en az 164 işçi, yılın ilk 10 ayında en az bin 708 işçi yaşamını yitirdi. 42 cinayet tarım-orman, 20 cinayet taşımacılık, 23’er cinayet ise ticaret ve konaklama alanlarında yaşandı.
Yine rapora göre; cinayetlerin yüzde 21’i trafik, yüzde 20’si yüksekten düşme ve yüzde 15’i ezilme nedeniyle oldu.
* * *
Aile hekimleri ısrarlı
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki değişikliklerin geri çekilmesini isteyen hekimler, talepleri yerine getirilene kadar eylemlerini sürdürmekte kararlı.
Sağlık Bakanlığı tarafından hekimlerin “eziyet yönetmeliği” olarak nitelendirdiği "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği" 1 Kasım’da yürürlüğe girdi. Hekimler, çalışma ve özlük haklarını düzenleyen yeni yönetmeliğe karşı 5-7 Kasım tarihlerinde de iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle hekimler, seslerini duyurmak için bu sefer de 2-6 Aralık arasında da iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Aile hekimlerinin “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği”nin geri çekilmesi istemiyle başlattıkları 5 günlük iş bırakma eylemi, dün son günündeydi. Aile hekimleri, birçok kentte açıklama yaparak taleplerini sıraladı.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin iş güvenliği, mesleki bağımsızlıkların alınması, devam eden şiddet, yoksullaşma gibi problemlere cevap olamadığını ifade eden Aile Hekimi Rıdvan Çelik, “Eşit, ulaşılabilir sağlık bir haktır. Sağlığı puan veyahut bir katsayı olarak görmüyoruz. Vatandaşların sağlıklı bir hizmet alması gerektiğini düşünerek iş bıraktık. Bilimsel bir sistem kurulmasını, kademeli meslek sistemi getirilmesini, bu kademeli sisteminin de vatandaşın yararını ve çalışanların da memnuniyeti gözetilerek yürürlüğe konulmasını talep ediyoruz. Taleplerimiz kabul edilene kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz” dedi.