ELN, FARC’ın yaptığını yapmayacak
Dünya Haberleri —
- FARC ile devletin yaptığı tarzda bir anlaşmanın ELN ile Bogota arasında gerçekleşmeyeceğini ifade eden Kolombiya Ulusal Katılım üyesi Olimpo Cardenas, toplumun tüm kesimlerini sürece katılmasını sağlayacaklarını söyledi.
Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) örgütü ile Kolombiya hükümeti arasındaki ateşkes yürürlüğe girdikten sonra gözler barış süreci için hazırlık çalışmalarına çevrildi. Ülkede birçok kesimden delegelerin oluşturduğu Ulusal Katılım adlı bir grup bir barış planı ortaya koymak için çalışmalar yapıyor.
Bu çalışmalara katılanlardan biri de Halklar Kongresi üyesi Olimpo Cardenas. Cardenas, Bogota idaresiyle ELN arasındaki barış görüşmeleri konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Amacımız silahlı çatışmanın nedenlerini çözmek
Barış görüşmelerinin amacının şiddeti ortadan kaldırmanın yanı sıra şiddete neden olan politik nedenleri ortadan kaldırmak olduğunu belirten Cardenas, “Barış sürecine katılma rolümüz var, ancak kendi barış vizyonumuzu güçlendirme amacımız da var. Vizyonumuz sadece silahlı çatışmayı çözmek değil, silahlı çatışmayı tetikleyen temel nedenleri çözmektir. Bu nedenler ekonomik, siyasi, çevresel, sosyal ve kültüreldir” dedi.
Şiddete dayalı neoliberalizm uygulandı
ELN ve Kolombiya devletinin farklı dönemlerde dokuz barış süreci yaşadığını ifade eden Cardenas, bu süreçlerin tümünde toplumun katılımını talep ettiklerini, tarihsel olarak dışlanmış olan toplulukları sürecin içine çekmeye çalıştıklarını vurguladı. Bu görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasında Kolombiya devletinin toplumun bu sürece katılmasıyla ilgilenmemesinin etkisi olduğunu söyleyen Cardenas, “Bugün Kolombiya devletini temsil eden hükümet, geçtiğimiz 216 yılda sahip olduğumuz hükümetten tamamen farklı. Solcu bir hükümet olmasa bile devletin başı eski bir gerilla üyesi. Demokratik kesimden geliyor. Bu hükümetin bir parçası olan bazı solcu liderler var ve bazı demokratlar, liberaller var. Onların demokrasi lehine bir argümanları var. Liberal demokratik bir devlet talep ediyorlar” diyerek görüşmelerin ilerlemesinde bunun etkisi olduğunu belirtti.
1991’de Kolombiya’da yürürlüğe giren yeni anayasanın bazı iyi unsurlara sahip olmasına rağmen neoliberalizmin siyasi ve hukuki temelini oluşturduğunu ifade eden Cardenas, “neoliberalizm uygulandı. Özellikle de çıkarcılığa, doğaya ve işçilere karşı şiddete dayalı bir neoliberalizm” belirlemesinde bulundu.
Komiteler her kesimin katılmasını sağlayacak
Bu süreçte hükümetle yapılacak görüşmelerde toplumdaki 30 farklı kesimin 81 delegeyle temsil edileceğini söyleyen Cardenas, çalışma yöntemlerini şu şekilde özetledi: “Bu komitenin ana hedefi, çalışmalarının dört ana aşaması veya adımı ile ilgili. İlk aşama, toplumun katılımı için bir teklif veya plan tasarlamak. (…) Bu plan, mümkün olduğunca çeşitli olmasını sağlamak için etnik köken, cinsiyet, bölgeler ve sektörleri dikkate almalı Yani görev, toplum örneklerinin çoğunluğunun katılacağı bir plan tasarlamak. Bu planı tasarlamak için altı ayları var. Bu altı ay boyunca insanların katılımını sağlayacak etkinliklerimiz olacak. 10 bölgesel toplantı ve 15 sektörün ulusal toplantısı gerçekleştirecek. (…) Bu delegeler bir plan yapacak ve daha sonra bu komiteyi koordine eden müzakere masası planı onaylayacak.
Bunun ardından katılımın ikinci aşamasına, yani gerçek katılıma geçmiş oluyoruz: barış için demokrasi. Yapılması gereken şey, Kolombiya demokrasisine derinlemesine bir teşhis koymaktır. Eğer ele alınması gereken sorunlar ve meseleler hakkında iyi bir tanımlama yaparsak, bu bizi bunların üstesinden nasıl gelebileceğimize götürecektir. Başka bir demokrasi önermeniz gerekiyor. Bizim bakış açımıza göre bu bir halk demokrasisi.”
Kolombiya-FARC anlaşması gibi olmayacak
ELN ile hükümet arasında yapılan görüşmeleri FARC ile Kolombiya devleti arasında 7 sene önce barış anlaşmasıyla sonuçlanan süreçle karşılaştıran Cardenas şunları ifade etti: “FARC aynı anda hem Santos hükümetiyle hem de ELN ile müzakere ediyordu. Ve hükümet iki müzakere masasının ayrılması gerektiğine karar verdi. Bir noktada FARC ve ELN tek bir barış süreci için bir araya gelmeye çalışmak üzere bir diyalog başlattı. Analiz edebildiğimiz bir nedenden ötürü ne hükümet ne de FARC sonunda bunu kabul etti. Bunu anlamak için FARC ile müzakere masasındaki durumun belirli bir gündemi olduğunu bilmemiz gerekir. Yani FARC barış süreci bir gündemle ilerlerken ELN süreci hala gündemi müzakere ediyordu. Zamanlama aynı değildi.
Ancak başka nedenler de var. Güç dengesi mesela. FARC müzakere masasına çok zayıflamış olarak oturdu, yaralanmışlardı. FARC bir anlaşmaya varmanın kendileri için iyi olacağı bir an olduğuna karar vermişti. Ana talepleri toprak için savaşmaktı. (…)
ELN adım adım anlaşmalar yapmayı istiyordu. FARC için ise durum tamamen farklıydı. Çünkü uygulama en son noktaydı.”
Bu nedenle ELN ile müzakerelerin daha zorluk geçtiğini ve bu nedenle ELN’nin sık sık barış istemeyen bir güç olarak nitelendirildiğini ifade den Cardenas, “ELN'nin FARC'ın şu anda yaptığını yapmayacağı açık” dedi. ANF/HABER MERKEZİ
Halkların Kongresi nedir?
“Halkların Kongresi'nin stratejik ufku sosyalizmdir. Sosyalizm bizim için halk iktidarıdır. Dolayısıyla hedefimiz her zaman aynıdır: sosyalizme doğru halk iktidarı inşa etmek.
Barış süreci ne olursa olsun devam eden bir mücadelemiz, amaçlarımız ve hedeflerimiz var. Ancak bu özel durumda, çok farklı, daha iyi bir barış vizyonuna sahip yeni bir hükümet var ve hükümette farklı insanlar var. Dolayısıyla toplumsal ve halk hareketi olarak bir mücadelemiz var ve aynı zamanda devlet ve kurumlar içindeki fırsatlardan da yararlanacağız. Ve mevcut hükümetten fırsatlar doğdu ve biz de bunlardan yararlanacağız.”
Ateşkes anlaşması nasıl sağlandı?
“İlk anlaşma 10 Mart 2023 tarihinde "Meksika Anlaşması" olarak adlandırıldı. Hükümet ve gerilla, çatışmanın kökeni, nedeni ve çatışmanın dayandığı unsurlar üzerinde anlaşmaya varan ortak bir siyasi belge imzaladı. Ortak bir barış vizyonu oluşturma konusunda anlaştılar. Orada barış için büyük bir ittifak kurulması ve gündemdeki altı noktanın ele alınması gerektiği konusunda anlaştılar. Gündemin birinci, ikinci ve üçüncü maddeleri olan barışın inşası için toplumun katılımı, barış için demokrasi ve barış için dönüşüm. Temel olarak anlaşma, bu üç noktanın birlikte ele alınması gerektiğini söylüyor. Mart 2023'te imzalanan anlaşmanın ana unsuru budur.
Daha sonra 5 Haziran 2023'te imzalanan Küba anlaşması vardı ve burada katılım için bir metodoloji üzerinde anlaştılar. İlk olarak katılım ve ateşkese yönelik metodoloji üzerinde anlaşmaya vardılar. Bu ulusal, geçici ve iki taraflı bir ateşkes olacak. Bu iki nokta 5 Haziran'da imzalandı. Katılım konusunda bir yol haritası geliştirdiler. Yol haritası, toplumun katılımını teşvik edecek ve ileriye götürecek bir komite kurulmasını öngörüyordu. Komitenin rolü budur. Temel olarak Küba anlaşmasında Meksika'da üzerinde mutabık kalınan hususları geliştirmektedir.”
En büyük tehdit paramilitarizm
“Bu süreçteki temel risk para-militarizmdir. Para-militarizm bir devlet politikasıdır ve güçlü bir örgütlenmedir. Sadece silahlı bir uygulama değil, aynı zamanda siyasi bir güçleri var, büyük bir ekonomik güçleri var ve şimdi kültürel bir güçleri var. Bu sonuncusunu açıklamak daha zor ama neredeyse ülkenin her yerinde var. Uygulamaları fiziksel, maddi ama aynı zamanda ideolojik, bilinci değiştiriyorlar. Kültürel bir etkileri var.
Para-militarizmin ana ekonomilerinden biri uyuşturucu kaçakçılığı. Bu yüzden bulundukları yerlerde etraflarını uyuşturucu kaçakçılığına alet ediyorlar. Böylece tüm toplum uyuşturucu kaçakçılığına dahil olur ki bu sadece ekonomik değildir. Kadın ticareti, paralı askerleri de içeren bir tür suç eylemidir. Bölgede çok ataerkil bir davranış biçimleri var. Bu yaşam tarzını teşvik eden kendi müzikleri var. Müzik şiddete teşvik ediyor. Bu çok üzücü ve kirli bir şey. Ekolojiye aykırı uygulamaları bile var. Doğa umurlarında değil. Yani paranın her şey ve tek değer olduğunu söyleyen bu kültür, benim bahsettiğim kültürel güç.
(…)
Diyelim ki ordu ve iş dünyasından bir kesimi bazı dönüşümleri kabul etmeye ikna ettik, silahlı ve devlet terörü, soykırım kullanmaya alışmış bu yapı herhangi bir değişikliğe izin vermeyecektir. Bu nedenle eylem planımızda devletten temel talebimiz para-militarizmin tasfiye edilmesidir. Çünkü para-militarizm ana iş sektörleri tarafından finanse ediliyor - ve elimizde bunun kanıtları var ve bu çok açık. Para-militarizmin gerekli olduğunu savunan aşırı sağcı entelektüeller var. Ve ne yazık ki bunların bazı toplumsal tabanları var.”