Felçli tutsağa da ‘halay’ cezası

Mehmet Emin Çam

Mehmet Emin Çam

  • Sol tarafı felçli olan tutsak Mehmet Emin Çam’a halay çektiği iddiasıyla hücre cezası verildi.

Batman T Tipi Kapalı Cezaevi'nde ıslık ve alkışlar eşliğinde halay çektikleri gerekçesiyle "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla 15 günlük hücre cezası verilen tutsaklardan birinin de İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsak listesinde yer alan ve felçli olan 72 yaşındaki Mehmet Emin Çam olduğu öğrenildi. Şimel Çam, "Babama ‘Halay mı çektin?’ diye sordum. O da felçli tarafını göstererek ‘Bu halimle mi çekeceğim” diye cevapladı" dedi. 

Babasıyla 4 Eylül’de görüşen Şimel Çam, MA'dan Fethi Balaman'a konuştu. Babasının cezaevinde hastalıklarla boğuştuğunu kaydeden Çam, “Sol tarafından felç geçirdiği için yürümekte zorlanıyor. Her geçen gün yeni hastalıklar meydana geliyor. Tüm bu hastalıklara rağmen kendisine halay çektiği için ceza verildi. Bu nasıl bir adalet? Babamla birlikte 15 tutsağa halay cezası kesilmiş. Hasta olmasına rağmen bu ceza verilmiş. Babam’a ‘sen Halay mı çektin?’ diye sordum. O da felçli tarafını göstererek, ‘Bu halimle mi çekeceğim’ dedi. Verilen hücre cezası kararının ellerine ulaştığını, ancak henüz hücreye atılmadıklarını söyledi. Böyle birinin cezaevinde kalması ölümcül bir durumken üstüne hücre cezası veriliyor” diye konuştu. Hasta tutsakların ölüme sürüklediğini kaydeden Çam, “Engin ve Dilan Polat çifti serbest bırakıldı. Ölüm döşeğinde olan tutukluların tabutları cezaevinden çıkarken Polat çifti ise son model araçlarıyla cezaevinden çıkıyor. Bu durum, aslında Türk adaletinin özetidir” dedi. 

Ayağa kalkmakta zorlanıyor

Mehmet Emin Çam’ın eşi Naime Çam ise 90’lı yıllardan bu yana devletin baskısıyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, koruculuk dayatmasından kaynaklı Heskîf ilçesinden Sêrt’e göç etmek zorunda kaldığını söyledi. Çam, şunları ifade etti: “Biz tahliye olmasını, hastanede tedavi olmasını talep ederken, hukuksuz bir şekilde hücre cezası verildiğini öğrendik. Bir de halay çekmekten verilmiş. Eşimi ziyarete gittiğimizde ayağa kalkamayacak durumda olduğunu gördük.”

Bakanlığa başvuruldu

DEM Parti Sêrt Milletvekili Sebahat Erdoğan Sarıtaş, tutsaklara verilen cezaya dair Adalet Bakanlığına başvuruda bulundu. Başvuruda, şunları belirtildi: “15 gün hücre cezası verilmiş. Cezanın gerekçesinde dayanılan Kanun maddesi, ‘Suç örgütlerinin eğitim ve propaganda faaliyetlerini yapmak veya yaptırmak’ şeklindeki eylemlerin cezalandırılması için düzenlenmiştir. Oysa şarkı söyleyip halay çekmek ve alkış tutmak fiillerinin bu maddede düzenlenen eylemlere denk düşmediği açıktır. Bu sebeple kurulun kararı hukuka aykırıdır. Siirt ve Diyarbakır Araştırma Hastanelerindeki tetkikler sonucunda Çam’ın beyninde ur olduğu tespit edilmiştir. Hücre cezası, infaz hakimliği ve ağır ceza mahkemesi tarafından onaylandığı takdirde mahpus tek başına 15 gün bir hücreye konulacak ve bu durum onun için yaşamsal tehlike yaratacaktır.”

Başvuruda ayrıca disiplin cezalarının kaldırılması, Mehmet Emin Çam’ın tedaviye erişiminin sağlanması, çıplak arama ve ağız içi arama dayatmasından vazgeçilmesi istendi.

 

* * *

Şivekar Ataş hücreye atıldı

Ağır hastalıklarına rağmen tahliye edilmeyen tutsak Şivekar Ataş, disiplin cezası nedeniyle tekli hücreye alındı. 

İHD'nin ağır hasta tutsaklar listesinde yer alan Şivekar Ataş, birçok hastalığına rağmen tahliye edilmiyor. Ataş, 2016’da Amed’de üniversitesi öğrencisi iken gittiği Mûş’ta tutuklandı. Yargılandığı davada Ataş’a “Örgüt üyesi olma” iddiasıyla 15 yıl hapis cezası verildi. Ataş, sırasıyla Ankara ve Mersin'deki cezaevlerinde kaldı. Ataş, şu an Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Kalp yetmezliği, rahimde kist, yüksek tansiyon ve fıtık gibi hastalıklarına rağmen tahliye edilmeyen Ataş, son olarak hakkında verilen disiplin cezası gerekçesiyle tekli hücreye alındı.  

Ataş, 28 Ağustos’ta tutulduğu cezaevinde ailesiyle açık görüşte bir araya geldi. Ataş, 4 Eylül’de yaptığı haftalık telefon görüşmesi gerekçesiyle hakkında verilen disiplin cezası nedeniyle tekli hücreye konulduğunu aktardı. Bakırköy Cezaevi'nde şimdiye kadar 6 kez hücre cezası verilen Ataş, son ceza nedeniyle 11 gün hücrede kalacak. 

Zorumuza gidiyor

Ataş’ın annesi Rabia Ataş, kızının tutuklandığı günden bu yana birçok hak ihlaline maruz kaldığını söyledi. Anne Ataş, kendilerinin de cezaevi görüşü sırasında çıplak aramaya maruz kaldığını aktararak, "Daha önce Şivekar’a 'döşek ve çarşaf yırtmak', Kürtçe şarkı söylediği için de hücre cezası verilmişti" dedi. Anne Ataş, görüş sırasında gardiyanların masa başında konuşmaları dinlediğine işaret ederek, "Bu uygulamalara maruz kaldığımız zaman zorumuza gidiyor. Karşı geldiğimiz zaman da çocuklarımızı görmemize izin vermiyorlar. Gardiyanlara, ‘Hiç utanmıyorsunuz bize çıplak arama dayatıyorsunuz’ dedim. Onlar da bizi dışarı çıkarmakla tehdit etti. Bu uygulamaları hiç kimsenin kabul etmemesi lazım" şeklinde konuştu.

 

* * *

Naif İşçi açlık grevini sürdürüyor

Tahliyesi ertelenen hasta tutsak Naif İşçi, 2 Ağustos’ta başlattığı açlık grevini, talepleri karşılanıncaya kadar sürdüreceğini söyledi.

Şirnex'in Cizîr (Cizre) ilçesinde Eylül 2010’da gözaltına alınıp tutuklanan Naif İşçi (28), yargılandığı davada 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay, İşçi’nin yaşını göz önünde bulundurarak cezayı 16 yıla düşürdü. İşçi’nin normal şartlarda 27 Ağustos 2023'te tahliye olması gerekiyordu, ancak “açlık grevine girdiği” ve "pişmanlığı reddettiği" gerekçesiyle ertelendi. Ahlat T Tipi Cezaevi İdari ve Gözlem Kurul’u, 1 Ağustos’ta verdiği kararla tahliyesini üç ay daha erteledi. Bu kararın ardından İşçi, 2 Ağustos’ta açlık grevine başladı. 

İşçi, İHD Genel Merkezi’ne gönderdiği mektupta maruz kaldığı hukuksuzlukları anlattı. Mektubunda cezaevi yönetiminin keyfi uygulamalarıyla karşı karşıya kaldığını aktaran İşçi, “İdare Gözlem Kurulu’nun keyfi, ideolojik ve dayatmacı yaklaşımları neticesinde her defasında üçer aylık sürelerle uzatılmakta ve tahliye olmam engellenmektedir. Kurulan, kararların dayandırdığı gerekçelerin hiçbirine ilişkin somut tek bir delilleri yoktur” dedi.  

6 tutsak da aynı durumda

İdare Gözlem Kurulu’nun kendisi gibi 6 tutsağın daha tahliyesini ertelediğini belirten İşçi, şöyle devam etti: “Tümüyle soyut ve kendi hayat görüşlerine göre verilmiş kararlara dayanmaktadır. Her üç ayda bir ‘Pişman mısın’, ‘PKK terör örgütü müdür’, ‘Abdullah Öcalan ile ilgili neler düşünüyorsun’, ‘Neden taraflı koğuşta kalıyorsun’ ve ‘suçunu kabul ediyor musun’ gibi infaz aşamasında durumumla ilgisi olmayan sorularla karşılaşıyorum. Kurul bir mahkeme gibi hareket ediyor. Şu an kaldığım koğuşta 6 kişi daha benimle aynı durumdadır.”

Rehin tutma politikası

Kendilerine yapılan hukuksuzluğun son bulması için süresiz açlık grevini başlattığını kaydeden İşçi, mektubunda şunlara yer verdi: “Bu gayri insani, gayri vicdanı ve gayri hukuksuz durumun ortadan kalkması için ciddi hastalıklarım olmasına rağmen süresiz açlık grevine girmiş bulunmaktayım. Talebim karşılanana dek de devam edeceğiz. Konuya ilişkin derneğinizin kimi çabalarının olduğunu biliyorum. Ancak Ahlat T Tipi Cezaevi’nde bu konu tam anlamıyla çığırından çıkmış ve açık bir rehin tutma politikasına dönüşmüştür. Başlattığım açlık grevinin sağlığım üzerinde çok olumsuz etkileri bırakacağını biliyorum. Ancak taleplerim karşılanana kadar hiçbir şekilde eylemimi sonlandırmayacağım. Cezaevi idaresi ise talebimi karşılamak yerine hakkımda disiplin soruşturması başlatarak cevap vermiştir.” 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.