Fransa’ya atama başbakan

• Fransa’da 52 gün süren hükümet krizi, yeni başbakanın atanmasıyla sona erdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakının kazandığı erken seçimlerin ardından solun ortak başbakan adayını atamayı reddetti.

Fransa’da 52 gün süren hükümet krizi, yeni başbakanın atanmasıyla sona erdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakının kazandığı erken seçimlerin ardından solun ortak başbakan adayını atamayı reddetti. Bunun yerine, merkez sağdan eski Dışişleri Bakanı ve Avrupa Birliği’nin Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier’yi başbakan olarak atadı.

Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamada, Barnier’den “ülkeyi bütünleştiren bir hükümet kurmasının istendiği ve hükümet üyelerini seçmede tümüyle özgür olacağı” belirtildi. Fransa’nın Avrupa’da en çok tanınan diplomatı, Dışişleri ve AB’den sorumlu eski bakanı, AB adına İngiltere’nin AB’den çıktığı Brexit müzakerelerini yürüten baş müzakereci “Bay Brexit” Michel Barnier, Fransa’nın yeni başbakanı oldu.

De Gaullecü ve merkez sağcı

73 yaşındaki atanan başbakan, kendi deyimiyle siyasete “14 yaşında Charles de Gaulle’ün yanında” başlayan Michel Barnier, 1978’de 27 yaşında, Savoie bölgesinden en genç milletvekilli seçildi. De Gaulle’cü “sosyal sağ” akımın önemli isimlerinden Barnier AB’ye güçlü desteğiyle tanınıyor. 1993 yılından beri neredeyse tüm sağ hükümetlerde görev alan Barnier merkez sağ çizgide bir siyasetçi olarak tanımlanıyor.

Macron ile yarışıp 3. olmuştu

Barnier, 2021'de Cumhuriyetçiler (LR) içinde, 2022 cumhurbaşkanlığı seçimleri için yapılan ön seçimlerde aday adayı oldu. Ancak yarışı 3’üncü sırada bitiren Barnier, aktif siyasete ara vermişti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ‘uzlaşmacı’ tanımlaması yaptığı Michel Barnier tüm siyasi partilerden “uzlaşmaya açık” isimlerle yeni bir hükümet kuracağını açıkladı. Erken seçimler sonrası Ulusal Meclis üç eşit bloğa bölünmüş durumda: Sol ittifak Yeni Halk Cephesi (NFP), Macron’un merkezci Ensemble ittifakı ve ırkçı Ulusal Birlik (RN). Ancak bu üç bloktan hiçbiri diğerleriyle koalisyon kurmaya yanaşmıyor.  Barnier bu denklemde Ulusal Meclis’ten, 289 salt çoğunluğu aşarak, güvenoyu almak zorunda.

Sol güven oyu vermeyecek

Genel seçimlerden birinci çıkan sol birlik hareketi Yeni Halk Cephesi’ni oluşturan dört sol parti, Macron’un kendi önerdikleri isim olan Lucie Castets’e görevi vermemesine karşı çıkarak, “Barnier’ye güven oyu vermeyeceklerini” açıkladı.

Son seçimlerde Fransız seçmenin umudu olan Boyun Eğmeyen Fransa'nın (LFI) lideri Jean-Luc Melenchon, Macron'un sağ bir ismi başbakan atayarak “sandıktan çıkan sonuca saygı duymadığını” söyledi. La France Insoumise - LFI lideri  Melenchon, 7 Eylül Cumartesi günü yapılacak büyük bir protesto için geniş çaplı bir seferberlik çağrısında bulundu.

Irkçılar açık destek veriyor

Ancak tek başına Meclis’in en büyük grubunu oluşturan aşırı sağ parti Ulusal Bütünleşme (RN) Barnier’in daha önce dile getirdiği gibi “güvenlik, kamu harcamaları ve göç” konularında adım atması durumunda, güvenoyu verebileceklerini açıklayarak, yeşil ışık yaktı. Böylece tüm sağın desteğini alma şansını yakalayan Barnier’nin, kendi partisi Cumhuriyetçiler (LR), iktidar partisi Rönesans ve ona destek veren merkez sağ partilerin de oylarıyla güvenoyu alma umudu doğdu.

AB’ye alalım mı almayalım mı?

Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın iktidarı döneminde Türk devletinin AB’ye girişi için yoğun çalışma yürüten yeni başbakan sonrasında fikir değiştirmiş göründü.

Barnier, AB’nin 2016’da Türkiye ile yaptığı Göçmen Geri Kabul Anlaşması’nı değerlendirirken Opinion gazetesine verdiği söyleşide, “Göç kriziyle karşı karşıya kalan AB’nin Türkiye ile anlaşması, üyeliği için kısa yol olmayacak, müzakereler tek tek başlıklar halinde sürdürülür ve zaten her üye devlet bunu daha sonra onaylamadan Türkiye üye olamaz” diyerek, Türkiye konusunda daha sert bir çizgiye geçti.

De Gaulle’cü politikacı bugün, “hem Türkiye hem de AB’den kaynaklanan nedenlerle, mevcut koşullarda Türkiye’nin AB’ye üye olamayacağını” savunuyor. PARİS