HAMAS’a zeytin dalı, Kürtlere bomba
- Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HAMAS-İsrail savaşında barış güvercini kesilerek büyük bir riyakarlık sergileyen Türk iktidarının Kürtlere bomba yağdırdığını söyledi.
Yeşiller Sol ve Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına ilişkin dün Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Savaşın merkez üslerinden birinin Kurdistan coğrafyası olduğunu söyleyen Beştaş, Kuzey-Doğu Suriye, Federe Kurdistan ve Kuzey Kurdistan’da bu savaş halinin devam ettiğini belirtti. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın soykırım tehdidi ve açıkça savaş suçu işleyeceklerini duyurduğu açıklamasını hatırlatan Beştaş, “Dışişleri Bakanı’nın bu açıklaması; başlı başına taraf olunan Cenevre Konvansiyonu’na, BM statüsüne ve savaş hukukuna aykırıdır. Hakan Fidan aslında ‘yaşam alanları yok ediyorum’ diyor. Orada yaşayan halkların sürülmesinin, susuz ve elektriksiz kalmasının emrini veriyor” dedi.
Açıklama sonrası
Beştaş, bu açıklamadan sonra ne olduğunu da şöyle paylaştı: “Kuzey-Doğru Suriye'de elektrik santrali, tuğla fabrikası, buğday depoları, gıda üretim tesisleri, baraj, köprü, yollar dahil çok sayıda yer hava saldırılarıyla bombalandı. Uluslararası sözleşmelerde savaş halinde sivil yerleşke ve tesislerin hedef alınması savaş suçu olduğu ve insancıl hukukla bağdaşmadığını açıkça bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
Riyakarlığın dibi
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail-HAMAS savaşına dair “Bizim hem kendi terörle mücadelemizde hem de bölgemizde savaş ve çatışmalarda tavrımız gayet açıktır. Sivil yerleşim yerlerine yönelik hiçbir eylemi ve saldırıyı doğru bulmuyoruz, savaşın da bir ahlakı vardır”şeklindeki açıklamasını da hatırlatan Beştaş, şöyle devam etti: “Evet Sayın Erdoğan savaşın da bir ahlakı vardır. Bir taraftan da İsrail’deki savaşı görüp barış savunuculuğu yapıyorlar. İkiyüzlülüğün ve riyakarlığın dibini görüyoruz.
Cami ve hastane vurdun!
Cumhurbaşkanı bir diğer tweetinde ‘Gazze’ye su verilmiyor, elektrik verilmiyor, hastaneler ne durumda çalışabiliyor mu bilmiyoruz. Maalesef hastaneler, okullar ibadet yerleri vuruluyor’ dedi. Ben şimdi Kuzey-Doğu Suriye'de bombalanan yerleri hatırlatarak bu soruyu aynen kendisine soruyorum; hani insan hakları? Dêrik’te hastane, Mexmûr’da cami vuruldu. Eyn Îsa’da iki çocuk katledildi. Kobanê ve diğer yerlerde korona hastanesi bombalandı. Qamişlo’da yaklaşık 2,5 milyon insana elektrik dağıtan yerin bombalanmasını nasıl izah edelim? Bu insanlar elektrik susuz nasıl yaşamını devam ettirecek? Bir elinizde zeytin dalı diğer elinizde bomba. Filistin’e zeytin dalı uzatıyorsunuz, barış güvercini oluyorsunuz ama Kürtlere karşı bomba tutuyorsunuz. İkiyüzlülükte sınır tanımıyorsunuz.
Kürt düşmanlığı
YPG’yi ‘terör örgütü’ olarak ifade eden, orada yaşayanları da ‘terörist’ olarak gören bir zihniyetle karşı karşıyayız. Böyle korkunç bir şey olabilir mi? Kuzey-Doğu Suriye’de yaşayan yaklaşık 5 milyon insanı terörist ilan ediyorsunuz. Sizin dışınızda bir tek Katar. Biz sizin ‘terörist’ dediğinize ‘terörist’ demek zorunda değiliz. Biz bir halkı ‘terörist’ olarak görmüyoruz. Sizin bu yaptığınız Kürt düşmanlığıdır.
Çözümsüzlükten vazgeçin
Kürt meselesinin çözümü kesinlikle barıştır, diyalogdur, çatışmasızlıktır. Orada 5 milyon Kürt yaşıyor, burada 20 milyonu aşkın Kürt yurttaş yaşıyor. Çözümsüzlük dilinden vazgeçin. Çağrımızı bir kez daha Meclis’ten yapıyorum. Tecridi kaldırın! Sayın Öcalan devreye girsin. Muhatap olarak bu işi çözebileceğini bir kez daha buradan ifade ediyorum.” ANKARA
*****
Kuzey Kurdistan’da protestolar
Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırıları, Kuzey Kurdistan’ın birçok kentinde, yasak ve terörize çabalarına rağmen protesto edildi.
Amed’in Peyas (Kayapınar) ilçesinde bulunan Rojava Parkı’nda saldırılar protesto edildi. Yeşil Sol Parti Milletvekili Halide Türkoğlu'nun yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi açıklamaya katıldı. Parkı ablukaya alan polislerin açıklamaya engel olması üzerine kitle, oturma eylemiyle saldırıları protesto etti. Polisler, bu sırada gazetecilerin görüntü almasına da kalkanlarla engel oldu.
Dêrsim’de polis saldırısı
Dêrsim’de Seyid Rıza Meydanı'na açıklama yapmak isteyen Emek ve Demokrasi Platformu üyelerine polis saldırdı. Sanat Sokağı’ndaki polis saldırısında, HDP İl Eşbaşkanları Nazlı Çelik ve Ferhat Yıldız, yerine kayyım atanan Peri Belediye Eşbaşkanı Orhan Çelebi, EMEP Dersim İl Başkanı Ergün Tekin, Çağdaş Bagaç, Ender Şimşek, Ali Bozkurt ve Hıdır Yıldız gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu da polisler tarafından ablukaya alındı. Polislerin saldırısına tepki gösteren Kordu, “Kürt katliamına son verilmelidir" dedi.
Riha da saldırı ve gözaltı
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Yeşil Sol Parti, Riha'da açıklama yapmak istedi. Yeşil Sol Parti'nin 15 Ekim'de yapılacak kongresine katılmak için Avrupa'nın farklı ülkelerinden gelen ve bir dizi ziyaret için Kurdistan'da bulunan enternasyonalist 15 genç de açıklamaya katıldı. Partililer, HDP Riha İl Örgütü binasında bir araya gelerek, açıklamanın yapılacağı Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önüne yürümek istedi. Polis, "Valilik yasağı" gerekçesiyle engel oldu. 15 enternasyonalist genç, polisler tarafından gözaltına alındı. Ters kelepçeyle gözaltına alınan enternasyonalistler, yerde sürüklenerek gözaltı aracına götürüldü.
Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan’ın içinde yer aldığı kitle ise parti binası girişinde kalkanlarla ablukaya alındı. Kitle, “Bijî berxwedana Rojava” sloganıyla ablukaya tepki gösterdi. Polisler, kitleye kalkan, cop ve biber gazıyla saldırdı. Polisler, milletvekili Ayan’ı zorla kitle içinden çıkarmak istedi. Ayan, ablukaya tepki göstererek, açıklama yaptı. Polisler, kitle içerisinde yer alan Yeşil Sol Parti Gençlik Meclisi üyeleri Livan Orman, Senem Eriş, Sadullah Bircan ve Mizgin Çiftçi’yi darp ederek gözaltına alındı.
Van’da üç yıllık yasak altında
Wan’da (Van) da Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yapıldı. Polis DBP İl Örgütü binasının bulunduğu Özgül Center İş Merkezi önünde bekleyerek Yeşil Sol Parti Wan milletvekillerinin çıkmasına engel oldu. Sanat Sokağı ise polisler tarafından ablukaya alındı. Sanat Sokağı’nda kitleye saldırılması üzerine ara sokaklarda bir araya gelen çok sayıda kişi "Kurdistan faşizme mezar olacak" ve “Bijî Berxwedana Rojava” sloganları atarak yürüyüşe geçti. Sanat Sokağı’nda tutuldukları ablukada konuşan Yeşil Sol Parti Wan Milletvekili Mahmut Dindar, “Rojava’da sivil insanlar katlediliyor. Biz bunun için basın açıklaması yapmak istedik ama üç yıldır bu ilde basın açıklaması yapılmasına izin verilmiyor. Bu tutum sadece HDP’ye yapılıyor. İki gün önce AKP 81 ilde basın açıklaması yaptı. HÜDA-PAR burada araç konvoyu yaptı. Biz, bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz” dedi.
Aynı amaçla Agirî, Mûş, Qers, Îdir’de de yapılmak istenen basın açıklamalarına izin verilmedi.
Mêrdîn’de mitinge davet
Türk saldırıları, Mêrdîn'de de protesto edildi. HDP İl binası önünde gerçekleştirilen protestoya Yeşil Sol Parti Milletvekilleri Kamuran Tanhan, Beritan Güneş ve George Aslan ile beraber çok sayıda partili katıldı. HDP İl Eşbaşkanı Berivan Bahçeci, Türkiye'nin gerçekleştirdiği saldırılarda savaş suçu işlendiğine dikkat çekti. Milletvekili Kamuran Tanhan da Qoser (Kızıltepe) ilçesinin Özgürlük Meydanı'nda bugün saat 13.00’te düzenleyecekleri mitinge herkesi davet etti.
*****
İşgal saldırısının itibarı da varmış!
Kuzey Kurdistan’ın birçok kentinde zaten uzun süredir eylem ve etkinlik yasağı var, iki kentini valiliği ise dün yapılan ması planlanan işgal protestosu önce yasak kararı aldı. Karardaki, “Harekatın kamuoyunda itibarsızlaştırılarak Ülkemiz ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin prestij kaybına uğratılmaya çalışılabileceği”ibaresi dikkat çekti.
Tunceli Valiliği, kente dört gün eylem ve etkinlik yasağı getirdi. Bingöl Valiliği ise gösteri, 3 gün süreyle yasaklandığını duyurdu. Bingöl Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türk ordusunun Kuzey-Doğu Suriye’deki yaşam alanları ve altyapı tesislerinin bombalanarak milyonlarca insanın, elektriksiz ve susuz kalması, “başarıyla icra edilen harekat” olarak değerlendirildi. Valilik, bunun aleyhine toplanma, yürüyüş, basın açıklaması gibi etkinlikler düzenlenebileceğine işaret ederek, “Harekatın kamuoyunda itibarsızlaştırılarak Ülkemiz ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin prestij kaybına uğratılmaya çalışılabileceği… Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasadışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması için açık alanlarda yapılabilecek her türlü eylemin (toplanma, yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, miting, stant açma, çadır kurma, bildiri/broşür dağıtma, afiş/pankart asma vb.) il ve ilçe mülki sınırlarımız içerisinde 12.10.2023 günü saat 00.01'den 14.10.2023 günü saat 23.59'a kadar (3) gün süreyle YASAKLANMIŞTIR” dedi.
Tunceli Valiliği tarafından yapılan açıklamada da il sınırları içerisinde meydan, cadde, sokak, yol, park gibi umuma açık alanlarda; basın açıklaması, toplantı ve gösteri yürüyüşü, miting, açık yer toplantısı, protesto eylemi, oturma eylemi, anma, açlık grevi, stant açmak, imza kampanyası, konser, şenlik, el ilanı bildiri, broşür dağıtmak, afiş, poster açmak, meşale yakma ve taşıma, konferans, sinevizyon gösterimi vb. tüm eylem ve etkinlikler 4 gün süreyle yasaklandı.