Her şeyimiz o kutularda
- Cenazelere saldırılara tepki gösteren MEBYA-DER Mêrdîn Eşbaşkanı Gurbet Tekin, gönderenlerin, o paketlerde kocaman bir dünya olduğunu bilmediğini belirterek, şunların altını çizdi:
- “Bizim yaşamımız, annelerin gözyaşları, yüreğimiz, onurumuz, varlığımız, her şeyimiz o kutularda. Bu nedenle o kutulara sahip çıkmalıyız.”
Türk iktidarı, Kurdistan’da yürüttüğü özel savaş politikalarını birçok alanda sürdürürken, toplumsal değerleri de hedef alıyor. Özellikle cenazeler üzerinden gerçekleştirilen saldırılar ile “gömülme hakkı” ve “ölüye saygı” yok sayılıyor. Cenazeleri kargo kutularında, karton kutularda ailelere teslim edilmesi, mezar taşlarının kırılarak mezarlıkların tahrip edilmesinin yanında DNA’ları eşleşen cenazeler kimsesizler mezarlığına gömülerek aylarca, hatta yıllarca ailelere verilmiyor. Aileler yürüttükleri mücadeleyle cenazelerini kimsesizler mezarlığından çıkarabiliyorken, kutularda teslim edilen cenazeler ise tarihe not düşüyor. Bu uygulamanın son örneği, 29 Kasım’da cenazesi İstanbul ATK tarafından ailesine karton kutuda teslim edilen YJA STAR'lı Menfiyat Elçiçek.
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Mêrdîn Eşbaşkanı Gurbet Tekin, cenazelere yönelik işkenceye ilişkin, JINNEWS’ten Öznur Değer’e konuştu. Aileler ve cenazeleri üzerinde yürütülen politikayı kınayan Gurbet Tekin, “Köyleri yakıldı, göçe zorlandılar, cezaevine girdiler, çocuklarının cenazelerine ulaşamıyorlar… Aileler bunun gibi çok şey yaşıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de ailelere çocuklarının cenazelerini parçalayarak, kutularda gönderiyorlar. Cenazesini alan ailelere ise başka politikalarla gidiyorlar. Çocuklarının mezarlarını, mezar taşlarını tahrip ediyorlar, kırıyorlar, zarar veriyorlar” dedi.
Acı çekiyoruz, korkmuyoruz
Aynı işkence uygulamalarının bir kısmını kendisinin de yaşadığını kaydeden Gurbet Tekin, oğlunun cenazesini mücadeleyle alıp memleketinde gömdükten bir süre sonra mezar taşının kırıldığını söyledi. Bu durumun aileleri cezalandırmak olduğunun altını çizen Tekin, “Aileler zaten acı çekiyor ama onlara daha büyük bir acı yaşatmak, acılarına acı katmak istiyorlar. Yaptıkları işkence ve eziyetlerle biz aileleri korkutmaya çalışıyorlar. Evet, acı çekiyoruz, ancak korkmuyoruz. Yaşamadığımız şey kalmadı zaten” şeklinde konuştu.
Kocaman bir dünya var
Mezarlıklara ve cenazelere yönelik saldırıları kabul etmeyeceklerine işaret eden Gurbet Tekin, bunların hukuk, adalet ve insanlık dışı uygulamalar olduğunun altını çizdi. Tekin, saldırılarla intikam alınmaya çalışıldığını belirterek, şöyle devam etti: “Ama bu şekilde intikam alamayacaksınız. Bu bir onursuzluktur. Cenazelerimiz bizim değerlerimizdir. Son birkaç yıldır artık cenazeleri kargoyla teslim etmeye başladılar. Garzan’daki cenazeler Kilyos’ta kaldırıma gömüldü. ‘Kargo paketlerini ne kadar küçültürsek onlar da o kadar küçülürler’ diye düşünüyorlar. Oysa o paketlerde kocaman bir dünya olduğunu bilmiyorlar. Bizim yaşamımız o kutularda, annelerin gözyaşları o kutularda, yüreğimiz, onurumuz, varlığımız, her şeyimiz o kutularda. Onlar için küçük olabilir ama o kutuda dünya var. Bu nedenle o kutulara sahip çıkmalıyız ki hadlerini bilsinler ve bir daha çocuklarımızın cenazesini kutularda teslim etmesinler.”
Onlar kimsesiz değil
Yalnızca ailelerin değil tüm halkın cenazelere sahip çıkması gerektiğini ifade eden Tekin, şunları ekledi: “Birlik olursak, örgütlenirsek tecridi de kırabiliriz. Önderimizi de özgürleştiririz. İşte o zaman artık kan dökülmeyecektir. Ne Kürt’ün ne Türk’ün kanı dökülsün. Cenazelere sahip çıkarsak tahrip edemeyecekler, kimsesizler mezarlığına gömemeyecekler, çünkü onlar kimsesiz değil.” MARDİN