İmralı, Gladio'nun sistemidir
- KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, İmralı sisteminin, Gladio’nun geliştirdiği tamamen gayrimeşru bir sistem olduğunu söyledi.
- Kahire toplantısıyla yok sayılan Kürtler için mücadele eden PKK ve Önderliğinin suçlu görüldüğünü belirten Bayık, "26 yıldır İmralı’da Gladio’nun kanunları uygulanıyor" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın sınırsız düşmanlıkla sürdürülen Gladio sistemine çok zorlu koşullarda ve imkansızlar içinde karşı durduğunu; kendisini çözüm gücü yaptığını vurguladı.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı hedef alan Uluslararası Komplu'nun başlangıcı olan 9 Ekim'in yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuştu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında gerçekleştirilen komplonun temelinin Kahire toplantısıyla atıldığını hatırlatan Bayık, Arapların ve Kürtlerin parçalanması üzerinden kapitalist modernite sisteminin oturttulduğunu, Türk devletinin de bu doğrultuda Lozan'da kurulduğunu söyledi. Burada 'Kürt halkı artık yok' denildiğini belirten Bayık, bu yüzden sistemin dışında bırakılan Kürtlere hiçbir hak ve hukuk tanımayıp soykırım ve imha siyasetinin esas alındığını ifade etti. Devam eden soykırım siyasetinin gereği Şark Islahat Planı, Tunceli Kanunu, Takriri Sükun ve bunlarla bağlantılı birçok kanun çıkarıldığını anımsatan Bayık, "İktidara gelen herkesin Kürt soykırımını esas alması lazım, devam ettirmesi ve sonuç alması gerekir. Bu siyaseti esas almayanlar hiçbir zaman ne iktidara gelebilir ne de iktidarda kalabilir. AKP-MHP’yi iktidara getirdilerse ve iktidarda kalmalarını sağlıyorlarsa Kürt soykırımını tamamlamaları içindir. AKP-MHP de iktidarlarını tamamen Kürt soykırımı üzerinden sürdürüyor" dedi.
Türk devleti kendine hak görüyor
Türk devletinin soykırım siyaseti esas alınarak kurulduğunu, bu yüzden de Kürtlere yaptıkları her şeyi kendine hak gördüğünü kaydeden Bayık, "Bu, Türk devletinin gerçeğidir. Türk devleti, Uluslararası Komplo'nun gelişmesini kendisi için bir fırsat olarak gördü; Kürtlere karşı yürüttüğüm soykırım siyasetine devam ederim ve hedefine de ulaştırabilirim, dedi. Uluslararası Komplo da her anlamda Türk devletine yardım etti, çünkü kapitalist modernitenin geliştirdiği sistem, Kürtlerin soykırıma uğraması ve imha edilmesi üzerineydi" diye konuştu.
Gladio kanunları uygulanıyor
İmralı sistemi tamamen gayrimeşru ve tamamen Gladio’nun geliştirdiği bir sistem olduğunu; 26 yıldır İmralı’da Gladio’nun kanunlarının uygulandığını vurgulayan Bayık, şöyle devam etti: "Orada hiçbir hukuk yok, çünkü Kahire toplantısıyla Kürtleri hak, hukuktan yoksun bıraktılar. Hakkı, hukuku gasp edilen bir halka sahip çıkan, o halk için demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten de suçlu ilan ediliyor. Bu yüzden Rêber Apo ve PKK’nin yürüttüğü mücadeleyi kendilerine karşı ve suçlu görüyorlar; sınırsız bir şekilde düşmanlık yapıyorlar, hiçbir hak, hukuk ve adalet tanımıyorlar."
Gladio sistemine karşı durdu
Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan'ın İmralı’da çok zorlu koşullarda ve imkansızlıklar içinde Gladio sistemine karşı durduğunu kaydeden Bayık, şunları söyledi: "Tarihi bir direniş geliştirdi. Kürtlerin ve insanlığın değerlerini temsil etti, savundu. Kürt halkı, Ortadoğu halkları ve insanlık için kendisini çözüm gücü yaptı; orunlarını nasıl çözeceğini esas aldı. Uluslararası Komplo'yu değerlendirdi, sonuç çıkardı, kendini yeniledi. Kürt halkı, kadınlar ve insanlık için yeni bir paradigma geliştirdi. Bu paradigmayı Kürt halkına, kadınlara, Ortadoğu halklarına ve insanlığa teslim ederek, umutlarını yeşertti. Komploda ısrar edip tecrit uygulamalarının sebebi, Rêber Apo’dan, fikirlerinden ve konuşmalarından korkmalarıdır. Komplocular, hain Kürtler ve işgalciler Rêber Apo’dan korkuyor."
Turnusol kağıdı gibidir
Türk devletinin, Kürt halkını soykırımdan geçirmek, Kürt ve Kürdistan adına ne varsa ortadan kaldırmak istediği için 'Umut Hakkı’nı kabul etmediğini söyleyen Bayık, "Rêber Apo’nun yaklaşımı turnusol kağıdı gibidir, herkesin gerçekliğini ortaya çıkarıyor. Rêber Apo’nun İmralı’da yürüttüğü direniş, hem tüm Kürtlerin gerçekliğini ortaya çıkardı de hem ihanetçi iş birlikçi çizgi ile yurtsever devrimci çizginin ne olduğunu her şekilde ortaya çıkardı ve herkesin anlamasını sağladı" dedi.
Bu yüzden Kürtler arasında Barzani Ailesi'nin gerçekliğinin anlaşıldığını belirten Bayık,şöyle konuştu: "Önderlik sadece Kürt hainlerini ortaya çıkarmadı aynı zamanda kendisine sosyalistim, demokratım, aydınım, özgürlük, demokrasi istiyorum, faşizme, soykırıma karşıyım diyenlerin de gerçekliğini ortaya çıkardı. Kim gerçekten bu değerlere sahip çıkıyor, kim bu değerlerin altına saklanıyor ortaya çıktı. Yine dünyada kim Kürtlerin dostu, kim düşmanı, kim neden Kürtlere düşmanlık yapıyor bu da ortaya çıktı. Rêber Apo, ömrü boyunca bunun için mücadele etti; Kürdistan’da ihanet ve yurtseverliği, ölüm ve yaşamı ortaya çıkarmayı esas aldı. Bu mücadelede Rêber Apo, Kürt halkı ve PKK çok büyük acılar yaşadı, büyük bedeller ödedi ama amacına da ulaştı."
Avrupa, Türkiye'yi bekledi
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin AİHM kararını 10 yıldır uygulamayan Türkiye'ye yaptırım uygulamadığını, Avrupa kurumlarının kararın arkasında durmadığını hatırlatan Bayık, şunları ifade etti: "Çünkü Türk devleti, Rêber Apo, PKK ve özgür Kürtlere karşı ‘Çöktürme Planı’ne devreye koymuştu. Bu plan, Kürt ve Kürdistan adına ne varsa ortadan kaldırmayı, Rêber Apo ve PKK’yi tamamen imhayı öngörüyordu. Bu temelde karar aldıkları için Avrupa Konseyi ve onlara bağlı kurumlar da Türk devletinin bu kararını esas aldı. Bu kararın sonucunu beklediler. Türk devletinin PKK’yi tasfiye edeceğini, Kürt halkının soykırımdan geçireceğini hesapladılar. Bu plan gerçekleştiğinde Rêber Apo’nun 'Umut Hakkı’nı da gündeme getirmelerine gerek kalmayacaktı. Bu yüzden Türk devletine yardım da ettiler.
Sıkışınca tekrar tartıştılar
Komploda ve komplodan sonra her anlamda Türk devletine yardım ettiler. Rêber Apo’yu sahiplenme çok büyük olunca, PKK ve PKK’nin dostları mücadele edince, Avrupa’nın Türk devletinden beklentileri gerçekleşmedi. PKK’nin tasfiyesi, Kürt halkının soykırımı tamamlanmadı, sıkıştılar ve bu yüzden bir kez daha aldıkları kararı tartışmak zorunda kaldılar. Türk devletine bir yıllık süre verdilerse Türk devletinin isteğiyle oldu. Türk devleti, birçok adım attığını ve tasfiyeyi, soykırımı sonuca götüreceğini söylüyor. Bu yüzden bir yıl daha müsaade istedi, Avrupa Konseyi de bir yıl daha süre tanıdı. Bunun anlamı; Rêber Apo’ya yönelik işkenceye devam edebilirsiniz, PKK’yi ortadan kaldırmak, Kürtleri tasfiye etmek istiyorsanız yapabilirsiniz demektir. Aldıkları karar buna hizmet ediyor, yani Avrupa asıl kararına; Kahire toplantısı ve Lozan'ın gereklerine sahip çıkıyor." BEHDÎNAN
* * *
Kobanê'de komploya karşı yürüyüş
Kobanê’de binler, Uluslararası Komplo'ya karşı yürüdü. Fırat Kantonu’nunun kent, belde ve kırsal bölgelerinden gelen halk, Kobanê’de toplandı. Binlerce insan, Önder Abdullah Öcalan’ın posterlerini taşıyarak, Özgür Kadın Meydanı’ndan Şehit Egîd Meydanı’na yürüdü. Foto: ANHA