İnkârın 101. yılı ve hakikatin direnişi

Forum Haberleri —

Öcalan'a Özgürlük

Öcalan'a Özgürlük

  • Önder Apo’nun özgürlüğü vicdan ve adalet terazisinde bir mihenk taşıdır. Onun yaktığı ışık, yalnızca Kürt halkı için değil, tüm halklar için bir yol göstericidir. Bir toprak ki; dağları, dereleri, ağaçları ve halkları, özgürlüğe susamışsa, onun bağrına zulüm ekilmez, kardeşlik ve adaletle sulanır.

YUNUS ASLAN

Bir sabahın soğuk ıssızlığında, yüz bir yıl önce kurulmuş, milyonların geleceğini değiştiren bir cumhuriyetin gölgesinde uyanıyoruz. Adımlar ağır, sokaklar suskun. Dersim’in yanık ormanlarından Zilan’ın karanlık derelerine, Roboskî’nin donmuş dağlarına kadar, yüzyıllık bir çığlık yankılanıyor. Kürt halkı için bu coğrafya; koparılmış dalların, kesilmiş köklerin, bastırılmış hayallerin hatırası ile dolup taşıyor. Türk Devleti’nin "birlik" adına diz çöktürdüğü her can, gökyüzüne süzülen boğuk bir hıçkırık gibi sessizliği bölüyor. Bu toprak, zulmün kanla yoğrulduğu bir tuval gibi; her taşına, her suyuna, her dağının karına kazınmış sessiz bir çığlık...

Bu sessizlik öyle derin ki; geçmişin korkusu, bugünün direnişi ve yarının umudu hep bir arada saklı. Güvercinler ürkek, ağaçlar derin yaralı, halk ise umutla yeniden doğmayı bekliyor. Kürt halkı, varlığına yönelik inkârdan ve yok edilişten, nesiller boyunca taşınan bir yara izine dönüştü. Bu yaranın ilacı, Kürt halkının öz değerlerini tanıyan ve onurlu bir barışın tohumlarını atan bir paradigmanın varlığında saklı: Önder Apo'nun bizlere sunduğu yaşam ve özgürlük felsefesi.

Önder Apo’nun öngördüğü paradigma; kadim köklerle yeşeren, halkların birliğini ilmek ilmek işleyen, toprak ananın koynunda özgürlüğün bahçelerini yeşerten bir manifestodur. Onun hayali, devletin tekdüze soğuk yüzünün ötesinde, ortak bir yaşamı soluyan, eşit ve özgür bir toplumun mimarisiyle örülüdür. Önder Apo’nun düşüncelerini anlamak, insanın ruhuna kazınmış bir özgürlük türküsünü işitmek gibidir. Her kelimesinde bir dağ esintisi, her cümlesinde bir derenin akışı ve her düşüncesinde bir halkın yeniden doğuş umudu saklı.

Bu paradigma, yalnızca Kürt halkını değil; Türk’ü, Arap’ı, Ermeni’yi, kadını, çocuğu, yaşlıyı, genci özgür kılacak bir ateş topudur. Önder Apo’nun "Demokratik Konfederalizm" dediği bu yapı halkların kendi kendini yönetmesi, birbirine sırtını yaslayarak yükselmesi demektir. Karanlıkta çürüyen yapıların yerine, güneşin altında filizlenen bir yaşam alanıdır. Bu topraklarda inkârın, acının, zulmün karşısında özgürlüğü, eşitliği ve dayanışmayı savunan bir rehberdir.

Türk devleti, Kürt halkını tanımadan, onun iradesine ve kimliğine saygı duymadan demokrasiye ulaşamaz. Türk devleti, Kürt halkının yıllarca süren direnişini bastırmaya çalıştıkça, aslında kendi öz yalanında boğuluyor. Özgürlük, tutsak bir liderin serbest bırakılmasıyla ve yüzyılların inkârı altında ezilmiş bir halkın yarasının sarılmasıyla gerçekleşir. Önder Apo’nun serbest bırakılması; yalnızca onun özgürlüğüne değil, Türk devletinin kendisiyle yüzleşmesine, gerçek bir demokrasinin inşasına vesile olacaktır.

Bu yüzden Önder Apo’nun özgürlüğü vicdan ve adalet terazisinde bir mihenk taşıdır. Onun yaktığı ışık, yalnızca Kürt halkı için değil, tüm halklar için bir yol göstericidir. Gökyüzü, artık kanla değil, barış ve kardeşlikle boyanmalıdır.

Bir toprak ki; dağları, dereleri, ağaçları ve halkları, özgürlüğe susamışsa, onun bağrına zulüm ekilmez, kardeşlik ve adaletle sulanır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.