Kaybettiren politikalar

Rohat BARAN yazdı —

  • Başurê Kurdistan’da zayıflatılmak istenen PKK, aslında zayıflatılmak istenen YNK, Goran ve diğer siyasi partiler gerçeğini ortaya çıkarır. Böylece tek partinin hükümranlık kurduğu sisteme geçmenin zemini yaratılmış olur.

Kürt toplumunun şu andaki en temel gündemi, en hassas yaklaştığı, deyim yerindeyse diken üzerinde durduğu konu: Kürtler arası bir iç çatışmanın ya da savaşın olup olmayacağıdır. Ortam gergin! Kürtler kendilerine kaybettirecek böyle bir gerginliğe son verilmesini istemektedir. Çünkü tarihten günümüze çektikleri tüm acıların temelinde birlik olamama ve çatışmanın yattığını bilmektedirler. Bedirhanêlerden tutalım Mahmut Berzenci’ye, Şeyh Ubeydullah’a, Şeyh Sait ve Seyit Rıza’ya, Simko Şikak ve Qazî Muhammed’ten günümüze kadar küçük-büyük onlarca deneyim bunu onlara öğretmiş. Sait Kırmızıtoprak gibi değerli öncülerini yitirmişler.
Peki, ne oluyor? Bu gerilim ve çatışma durumu neden ortaya çıktı ya da kim kışkırtıyor? Bunları bilmeden, soruna neden olan gerekçeleri ve zemini ortadan kaldırmadan, sadece aman bir şey olmasın demek yeterli midir?
PKK, 1980’lerin başından itibaren Başurê Kurdistan’dadır. Buralara yeni yerleşmiş değil. PKK o coğrafyada varken öyle ortada Başur federasyonu da yoktu. PKK, KDP ve YNK gibi partiler ve askeri güçleri vardı ve bu güçlerin çeşitli dönemlerde hakimiyet alanlarının el değiştirmesi söz konusuydu. 1992, 95, 97, 2000 çeşitli dönemler bu güçler birbirleriyle savaşsa da şu andaki stabil konumlanma önemli oranda değişmedi. KDP daha çok Behdinan’da, YNK Soran’da, PKK ise Türkiye, Irak ve İran devletlerinin sınırı olarak görülen Heftanîn’den başlayıp, Metina, Garê, Zap ve Zagros silsilesinden, Xakurkê, Xınerê, Kandil’in Doğu Kürdistan’la Başur’un derinliklerine kadar varan alanda hakimiyetini sürdürdü.
KDP söylemlerinin tersine, Medya Savunma Alanlarında bulunan halk; ‘iyi ki, PKK bu alanlarda, güvenli bir şekilde yaşıyoruz.’ demektedirler. Halk, TC’nin bu denli pervasız saldırılarının sebebinin de KDP politikaları olduğunu biliyor, ifade ediyor. Kürtlerin esaslı bir düşmanı varsa o da TC’dir. Diğer yandan TC’nin saldırılarının aslında KDP tarafından kışkırtıldığı açık bir gerçektir.
Demek ki, ortada öyle PKK’den rahatsız olan bir toplumsal gerçeklik yoktur. Tam tersine KDP, bütün bunları bir planın parçası olarak yürürlüğe koymaktadır. Bir kere KDP’nin bundan vazgeçmesi gerekmektedir. Öyle olmazsa, o zaman şu değerlendirmeleri yapmak en doğal sonuç olur: KDP, TC ile ilişki ve ittifak kurarak PKK’yi zayıflatıp hakimiyet alanlarını genişletmek istemekte, bu konuda da TC maşasını, TC de KDP maşasını karşılıklı olarak PKK’ye yönelik kullanmak istemektedirler.
Kuşkusuz bu plan sadece PKK’ye yönelik değildir. Başurê Kurdistan’da zayıflatılmak istenen PKK, aslında zayıflatılmak istenen YNK, Goran ve diğer siyasi partiler gerçeğini ortaya çıkarır. Böylece tek partinin hükümranlık kurduğu sisteme geçmenin zemini yaratılmış olur. PKK’nin Başurê Kurdistan’da bir güç dengesi oluşturduğunu herkes biliyor. Demek ki, bu hesap yalnızca PKK’ye dönük değil Kürdistani partilerin tümünedir. Öyle sanıyorum ki, Başurê Kurdistan halkı ve siyasi partileri de bu gerçeği çok iyi görüyor.
Diğer yandan evet bir gerilim yaşanıyor, ama bunun kaynağı nedir? PKK zaten geçmiş süreçten beri var olduğu yerlerdedir. KDP ise hem o alanların üzerine yürümekte, daraltmak istemekte, bir biçimde boğmak istemekte, hem de gerilla kendini savunduğunda neden gerilim yaratılıyor demektedir. Gerilim çıkarmak, KDP’nin gerilla alanlarına güç yığıp boğma hazırlıkları yapmak istemesinden midir, yoksa gerillanın kendini savunmasında mıdır? İnsanlar bunu ironik biçimde sormaktadırlar. Bir kedinin bile üzerine gidip boğmak istersen, o kendisini savunmak için saldırır.
KDP, Kürdistan’ı bir parçanın ya da birkaç şehrin yönetimini elinde tutmak olarak görüyor. Ama PKK Kürdistan’a bütünlüklü bakmakta ve büyük Kürdistan evi için her parçanın özgünlüğüne göre politikalar üretmektedir. Zaten kendisini ulusal çıkarları sağlama davasına adadığını söyleyen bir partinin özel mülkiyetçi, kendisini bir yerle sınırlı tutması beklenemez.
PKK Bakurê Kurdistan’da ortaya çıktı, ama aynı zamanda Başurê Kurdistan’daki, Rojava’daki kazanımları da sağlatan temel güçtür. Kürtler, PKK olmazsa TC iki günde tüm kazanımları ortadan kaldırır demektedir.
Bu partilerin Kürt toplumunu dinlemesi gerekir. KDP’nin saldırgan tutumundan vazgeçmesi gerekir. Bu topraklar çok fazla kardeş kanıyla sulandı. Kürtlerin birliğe ve güç olmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Kazan kazan politikası bunu gerektirir. KDP’nin şu anda izlemiş olduğu kaybet kaybeti getirecek ve tüm Kürtleri büyük bir felaketin içine sokacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.