Yeni Özgür Politika, geleneği sürdürüyor

Rohat BARAN yazdı —

Koronavirüs toplumsal yaşamın tüm alanlarına etkide bulundu. Uzun yıllardır Avrupa’da yayın yapan ve özgür basın geleneğini yazılı basında devam ettiren Yeni Özgür Politika gazetesi de sokağa çıkma yasaklarından kaynaklı dağıtımını yapamayacağından bir ay boyunca kağıt baskısını durdurdu. Kapitalist modernitenin her şeyi sanallaştırdığı günümüzde geleneği sürdürmede ısrarlı olan gazete, bu alanda büyük bir boşluğun ortaya çıktığını görmüş olacak ki yeniden kağıt baskıya dönüyor. Yeni Özgür Politika’nın 4 Mayıs günü (bugün) yeniden kağıt baskıya geçeceğini açıklaması, Avrupa’daki özgür basın geleneğinin, Mazlum Doğanların, Gurbetelli Ersözlerin, Sinan Kahramanların, Selçuk Şahanların, Apê Musaların izinde ve geleneğini sürdürmedeki ısrarını ortaya koyması açısından çok önemli olmuştur. Kürt halkı ve demokrasi güçleri de böyle bir kararın alınmasından büyük kıvanç duymuşlardır.

Özgür basın geleneği en başta da Önder Apo’nun büyük emek ve bedeller vererek çıkardığı Serxwebûn’la oluştu ve bugünkü devasa boyutlara ulaştı. Mazlum Doğan’la birlikte büyük emeklerle Ekim 1978’de ilk sayısını çıkardığı Serxwebûn gazetesini, 12 Eylül faşist askeri darbe gerçekleşene kadar tüm zorluklara rağmen sürdürdü. Ancak faşizm Türkiye’de yaşamı tümden felç edip nefes alamaz hale getirince gazetenin varlığını sürdürmesi için yeni mekan ve alanlarda arayışlar içine girmesi bir zorunluluğa dönüşür. Avrupa uygun bir mekandır. Kürtlerin 1960’lardan sonra Avrupa’ya göçertilmesi bir nüfus çokluğu ortaya çıkardığı gibi bu insanları örgütleme de temel bir ihtiyaç halindedir. Yer ve koşullar tamamdır. Tarih, Ocak 1982’yi gösterdiğinde Serxwebûn Avrupa’daki ilk basımını yapar. Yıllarca insanlar Serxwebûn’la evlere, ailelere, insanlara giderler. Avrupa’daki Kürtlerin örgütlü güç haline gelmesinde ve ideolojik-teorik bilinç ve doğrultu kazanmalarında Serxwebûn çok önemli rol oynar. Bu rolünü hiç yitirmedi, bir kez bile olsun aksatmadan yayınına da devam etti. Kısacası Avrupa’da özgür basın geleneğinin temelleri Serxwebûn’la atılmış olur.

Serxwebûn etrafında gelişen farklı yayınlar da bulunur. 1982’de faşizme karşı Birleşik Direniş Cephesinin yayın organı olarak ‘Demokratik Türkiye’ gazetesi iki yıl yayın hayatını sürdürür. Daha sonra Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin ilanıyla “Berxwedan” 15 günlük yarı gazete biçiminde yayın hayatına başlar. Uzun yıllar ayda iki sayısı çıkarılan Berxwedan günlük gazeteye dönüşür. Önce Özgür Politika ardından da Yeni Özgür Politika olarak bildiğimiz gelenek üzerine şekillenir ve 25 yıldan uzun bir süredir Avrupa’daki Kürtleri ve demokrasi güçlerini aydınlatır.

Yeni Özgür Politika’nın kağıt baskıya geçerek özgür basın geleneğini sürdürme mücadelesindeki kararlılığını ortaya koyması demokrasi güçlerini ve Kürtleri daha fazla sorumluluk altına da koymuş bulunmaktadır. Her türlü zor koşula rağmen gazete baskı halini sürdürmede ısrarlı davranıyorsa, Kürt halkı da Yeni Özgür Politika ve emekçilerini daha fazla sahiplenici bir yaklaşım içinde olmalıdır. Tarih boyu gazeteler, dergiler toplumu eğitmenin, bilinçlendirmenin ve örgütlemenin en temel araçlarından olmuşlardır. Toplum da gazete ve dergilerin bu önemini ve rolünü bildiği için onlara sahip çıkmış ve her türlü desteğini sunmuştur. Bu rolü nedeniyle Önder Apo da bu çalışmaları birinci elden yürütmüştür. Lenin İskra’yı bizzat kendisi çıkarmıştır. Yahudiler ulusal örgütlülüklerini sağlamak için çıkardıkları gazeteyi her eve, herkese ulaştırmışlardır. Türkiye’deki siyasal İslamcı kesimler de aynı yol ve yöntemi izlemişlerdir. Bu, genel bir durumdur. Gazeteler ya da dergiler: mevcut siyasal gelişmeleri ve yaşanan durumları, olayları ideolojik, teorik, felsefi bakış açısı çerçevesinde yorumlarlar, aktarırlar ve toplumu bilinçlendirirler. Yani propaganda ve ajitasyon çalışması yürütürler. Hiç kimse öyle tarafsız falan değildir, çünkü tarafsızlık diye bir şey yoktur. Gazete ve dergilerin diğer önemli bir rolü ise iyi bir örgütlenme aracı olarak değerlendirilebilmeleridir. Tıpkı Serxwebûn’un oynadığı rol gibi!

Yeni Özgür Politika gazetesi de Avrupa’daki halkımızın Kürdistan, bölge ve dünyadaki gelişmeleri özgür Kürtlüğün bakış açısıyla öğrenmesini sağlamaktadır. Tabii ki geleneği sürdürme görevi sadece gazetede çalışanlara bırakılmamalıdır. Milyonlarca Kürt Avrupa’da yaşamaktadır, yine Kürtler dünyanın her yerinde bulunmaktadır. Yine Avrupa’da çok sayıda Türkiyeli devrimci, demokrat, sosyalist insan var. Bu değerlerin kolay yaratılmadığını söylüyorsak o zaman sahip çıkmamız da gerekir. Mesela herkes gazete için bir biçimde çalışabilir. Kimimiz bilgi vererek bir muhabir gibi çalışabiliriz, kimimiz toplumu bilinçlendirmek ve özgürlükçü düşüncenin herkese ulaşmasını sağlamak için Apê Musa’nın Küçük Generalleri gibi oluruz ve dağıtımını yaparız. Bilindiği gibi Bakurê Kurdistan’da 1990’lı yıllarda OHAL koşullarından kaynaklı Özgür Gündem, Azadiya Welat gazetelerinin girmesine izin verilmezdi, yasaklıydı. Ama Amed’in çocukları, “Küçük Generaller” her türlü tehlikeyi göze alıp gazeteleri topluma ulaştırmak için dağıtımını üslenirdi. Şimdi koşullar birçok yerde rahat bir hal almış, ama bu aynı zamanda kendisiyle birlikte bir duyarsızlık da getirmiştir. Nasıl olsa okunur ya da içerdiği bilgilere daha kolay yollardan ulaşılır düşüncesinden kaynağını alıyor olacak ki, dağıtım işi çok fazla üstlenilmiyor. Halbuki bu herkesin sorumluluğunda olan bir iş ve en başta da bu yapılmalıdır.

Yeni Özgür Politika’nın varlığını sürdürmesinde dağıtımın önemi yanında aboneliklerin artması da çok önemli yer tutmaktadır.  Neden abone olmuyoruz? Çok mu masraflı oluyor? Değil tabii ki, ama duyarsızlık ve gamsızlık var. Kötü bir kıyaslama olacak ama dört-beş gün boyunca gazeteye verilen miktar bir seferde bir paket sigaraya veriliyor. Yani öyle çok değil. Herkes günlük gazete alma zorunluluğunu kendinde hissetmelidir. Nasıl ki acıktığımızda yemek yemeliyiz diyorsak, susadığımızda su içmeliyiz diyorsak, günlük olarak sabahları kalktığımızda her şeyden önce gazete almamız gerektiği aklımıza gelmelidir. Bu sorumlulukla hareket etmek gerekir. Kimse bir gazeteyi alırsam ya da abone olursam, dağıtırsam neyi değiştiririm diye düşünmemelidir. Bu hatalı bir düşünme biçimidir, binler, milyonlar birlerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

Yeni Özgür Politika’ya sahip çıkmak, kendisine, varlığına, özgürlüğüne ve ülkesine sahip çıkmaktır. Özgür ve demokratik gelenekten söz ediyorsak böyle görmemiz ve yorumlamamız gerekir. Çünkü kapitalist modernite her şeyi belirsizliğe, muğlaklığa doğru sürüklüyor. Her şeyi değersizleştiriyor ve özünden çıkarıyor. Elindeki teknik araçları kullanarak, sanal medyayı çok fazla öne çıkarak onun dışındaki şeyleri anlamsızlaştırmaya çalışıyor. Kağıt gazetenin öneminin kalmadığını, bu çağda kağıt gazete halinin geri, ağır ve hantal olduğu bilincini oluşturuyor. Bu, çok yanlış, dar ve yüzeysel bir yaklaşım olmaktadır. Gazeteyi eline alıp sayfalarını çevirmek, kağıda dokunuşu ve kokusunu hissetmek bir yana, gazeteyi dağıtarak ya da alarak aidiyetini, ideolojik kimliğini ortaya koymak bile geleneğin varlığında ısrar etmenin kararlılığını ifade etmektedir.

Yeni Özgür Politika için herkes bir muhabir gibi çalışabilir. Gazetenin haberini yapabilir, yazısını yazabilir. Kimse yazım ya da haberim girer ya da girmez dememelidir. Haber ya da yazı girmese bile en azından gazetenin güçlenmesinde önemli rol oynar. On yazı ya da yüz haber yerine milyonlarca haber ve binlerce yazı gazetemize gidecek ve daha nitelikli bir karakter kazanmasında rol oynayacak. Herkes, Yeni Özgür Politika’nın hem muhabiri hem hazırlayanı hem yayınlayanı hem dağıtanı hem de alanı olacaktır. Bütün bunlardan öte, gazeteyi çıkarmada ısrar edenler emeklerinin boşa gitmediğini ve toplumun kendileriyle dayanışma içinde olduğunu gördüğünde daha büyük bir heyecan ve coşkuyla çalışmalarına yüklenecekler ve gazeteyi daha nitelikli hale getireceklerdir.

Yeni Özgür Politika Kürt gençleri için de iyi bir eğitim yeri olmaktadır. Gazeteden daha iyi bir okul mu olur? Kürt gençleri, gazeteyi, özgür basının çalışanı ve halkını aydınlatan biri olmanın okulu olarak görüp oraya gidebilmek için adeta birbiriyle yarış halde olmalıdır. Avrupa’da doğmak, büyümek insanları evrenselleşmiş gibi aldatmacaların içine koymaktadır. Halbuki evrensellik yerellik ve geleneğe sahip çıkmakla mümkün olur. Kürtlüğün, özgür Kürtlüğün değerlerine ve bu geleneğe sahip çıkılmadan evrenselleşmeden söz etmek aslında kendini dağılmaya maruz bırakmaktır. Onun için de Kürt gençleri gazeteyi bir okul gibi görmeli ve öyle yaklaşmalıdır.

Yeni Özgür Politika, şehitler ayı olan Mayıs’ta yeni bir başlangıç yapıyor. Hep birlikte, toplum olarak gazeteye destek sunalım ve bunu toplumsallığımıza sahip çıkma olarak görelim!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.