Kayyum halk sağlığı için tehdittir
- Tabip Odaları, kayyumlarının halkın iradesine yönelik bir darbe girişimi olduğunu belirterek, “Pandemi dönemindeki tecrübeler, kayyumun halk sağlığına yönelik bir tehdit olduğunu göstermiştir" dedi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve Bölge Tabip Odaları, sağlık alanındaki mevcut ve artarak devam eden sorunları, sağlıkta ticarileşme, bölgede yaşanan anti demokratik uygulamaların toplum sağlığına etkilerinin değerlendirmek amacıyla önceki akşam Amed’de toplandı. Çand Amed Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki toplantı ardından konuşan Amed Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, 12 Eylül Askeri Darbesi sonrası getirilen “sağlıkta özelleştirme politikaları”nın yeni bir aşamaya geçtiğini belirterek, “Yıllardır süren sağlıktaki kapitalist saldırılar, insan sağlığı üzerinden kuralsız para kazanma ve kar hırsı, usulsüzlükler, kirli ilişkiler ve çeteleşmeye dönüşmüştür. Yenidoğan servislerinden başlayarak, artık gizlenemeyen çeteleşmenin sağlığın her alanında bulunduğunu biliyoruz” dedi.
Özeli de kamu besliyor
Sağlıkta dönüşüm politikaları sağlık alanındaki eşitsizlikleri de derinleştirdiğine dikkat çeken Ülgen, “Kamuda hizmet alamayan insanlarımız özele gitmek zorunda kalmaktadırlar. Böylelikle özel sektör kamu kaynaklarıyla beslenmektedir. Nitekim özel sektörün son 20 yılda gösterdiği büyüme dikkat çekicidir. Sağlık, her zamankinden daha fazla iktidarların etki alanına girmiş ve sistemin kirli çarklarına bulaşmıştır. Otoriter, tekçi ve antidemokratik anlayış, şeffaflık, adalet ve hesap verebilirlik mekanizmalarını yok ederek çeteleşmeyi beslemektedir” diye konuştu.
Kürt kentlerinde daha yakıcı
İktidarın ayrımcı ve tekçi anlayışının ve uygulamalarının bölgede çok daha yakıcı halde yaşandığının altını çizen Ülgen, kadınların, çocukların, ana dilini kullanamayanların, göçmenlerin ve azınlıkların her türlü şiddete ve ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Ülgen, şöyle devam etti: “Bölge halkının ana dilinde sağlık hizmeti alamaması, sağlık hakkına erişimin önündeki önemli engellerden biridir. Başta Kürtçe olmak üzere bölgede konuşulan dilleri bilen hekim ve sağlık çalışanı sayısının belirgin olarak azalmasına neden olmaktadır.”
Kayyumlara karşı durulacak
Kayyumlarının halkın iradesine darbe olduğunu ifade eden Ülgen, şunları ekledi: “Pandemi dönemindeki tecrübeler kayyumun halk sağlığına yönelik bir tehdit olduğunu göstermiştir. Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözmek istemeyenler, laikliğe ve bilime karşı çıkanlar, sağlıkta çeteleşmelere de zemin hazırlamaktadır. Halk iradesine dayatılan kayyumlara da karşı duracak ve nerede olursa olsun savaşa karşı barışı savunarak, ‘savaş bir halk sağlığı sorunudur’ demeye devam edeceğiz.” AMED