Mülteciler üzerinden kirli ticaret

Yurt Dışı Haberleri —

Almanya'dan sınır dışılar sürüyor

Almanya'dan sınır dışılar sürüyor

  • Almanya sığınma verilmeyen Türk vatandaşlarını kalabalık gruplar halinde Türkiye’ye geri gönderiyor.

HAKAN TÜRKMEN

Almanya sığınma verilmeyen Türk vatandaşlarını kalabalık gruplar halinde Türkiye’ye geri gönderiyor. Kafileler halinde havalanına götürülen, Türk vatandaşları “özel uçuş” adı altında charter seferle yollanıyor. İki hükümetin uzlaşısı ile Türkiye, her hafta 500 kişiyi geri almayı kabul etti. İlk etapta 200 kişinin tarifeli uçuşlarla Türkiye'ye gönderileceği açıklandı. Alman İçişleri Bakanı Nancy Faeser açıklama yaparak bunda sonra Almanya’da ikamet izni olmayan Türk vatandaşlarının da geri dönüşlerinin daha etkili ve hızlı olacağını açıkladı. Anlaşmanın dikkat çeken noktalarından biri, Türkiye'nin daha önce karşı çıktığı "charter" uçuşların adının "özel uçuş" olarak değiştirilmesi şartıyla bu yöntemi kabul etmeye hazır olması. Türk devleti kirlenmiş imajının daha fazla görünür olmaması için hassasiyet gösteriyor.

15 bin 561 kişi geri gönderilecek

2023'te başvuru sayısının önceki yıla göre %150 arttığı belirtilirken TC vatandaşları, Suriye ve Afganistan’dan sonra Almanya'ya en fazla iltica başvurusu yapan üçüncü grup. Solingen'deki DAİŞ saldırısı ve Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin eyalet seçimlerindeki başarısı gibi gelişmeler göç tartışmasını artırdı. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi, bu yılın başından bu yana Türk vatandaşlarının 28 bin 492 sığınma başvurusunu karara bağladı. Federal İçişleri Bakanlığı’na göre şu anda 15 bin 561 Türk vatandaşının ülkeyi terk etmesi gerekiyor.

Antlaşmayı ilk defa duyuran Alman gazetesi FAZ'ın aktardığına göre Türkiye, umduğunu bulamadı. Türkiye, Almanya ile vize serbestisi hedeflerken, kısa vadede yalnızca vize başvurularının hızlandırılması konusunda bir taahhüt alabildi. Vize serbestisi hedefi, 2016 yılında AB ile yapılan mülteci anlaşması kapsamında Türkiye'ye verilmiş bir söz olarak öne çıkıyor, ancak henüz hayata geçirilmedi.

 

 

Kürt sorununu çözmeden olmaz

Almanya’daki Kürt kurumları anlaşma ile ilgili çekincelerini dile getirdi. Kürt sorunu çözülmeden hiç bir sorunun çözülemeyeceğine vurgu yapan, Almanya Kürdistan Toplulukları Konfederasyonu (KON-MED) Eşbaşkanı Kerem Gök, şunları söyledi: "Almanya ve Türkiye’nin taraf olduğu, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi gibi kurumlardan doğan anlaşmalardır. Bu anlaşmaların ihlal edilmesi, tarafların kendi oluşturdukları kuralları boşa çıkarır. Bu yönüyle, biz bu anlaşmanın gelecekte mülteci sayısını azaltacağına inanmıyoruz. Eğer gerçekten Avrupa’ya mülteci akışının önlenmesi isteniyorsa, Türkiye ve diğer ülkelerde, özellikle Kürt sorunu başta olmak üzere, sorunların yerinde çözülmesi gerekiyor. Böylece insanlar Avrupa’ya göç etmek zorunda kalmayacaktır. Bu bağlamda, Avrupa'nın kendi içindeki demokrasi anlayışı ve yaklaşımı da sorgulanmalıdır."

 

 

Türk Alman ortaklığı başrollerde

Mala Kurda Berlin-Brandenburg e.V. başkanı İsmail Parmaksız ise mülteciler üzerinden kirli bir ticaret döndüğüne işaret ederek; “Türkiye’nin ekonomisi zor durumda. Almanya’nın ise parası var. Özellikle Ukrayna’daki savaş ve Avrupa’daki diğer sorunlar Almanya’yı zorluyor. Türkiye, Almanya ile yaptığı bu anlaşmalarla, hem mültecileri durdurduğu gerekçesiyle para alıyor hem de geri alacağı mülteciler için yine ekonomik fayda sağlamaya çalışıyor. Bu süreçte en fazla zarar görenler ise göç eden insanlar oluyor. Mülteciler üzerinden dönen bu kirli ticarette, Türkiye ve Almanya başrol oynamaktadır. Şu soruyu özellikle sormak gerekiyor, bu anlaşmanın arkasında ne kadar para var? Şunu da iyi biliyoruz ki bu anlaşmanın birinci sırasında Kürtler var ve bu geri gönderilen Kürtlerin de Türkiye’de aranan insanlar olduğunu biliyoruz.”

 

 

Cezaevi ve işkence riski var

Nav-Berlin eş başkanı Hüseyin Yılmaz ise gönderilen insanların geri Türkiye’de mağdur olacağına ve cezaevine gönderilme riskine dikkat çekti. Yılmaz: “Bu göçlerde, Türkiye ve Kürdistan'da yaşanan savaş süreci ve ekonomik sıkıntılardan kaynaklanan bir Kürt göçü de var. Kimisi yaşamını kaybetti, kimisi denizlerde boğuldu. İnsan olarak temel haklara kavuşmaya çalışan bu insanlar Avrupa ve Almanya devletiyle iş birliği çerçevesinde geri gönderiliyorlar. Bu durumu ahlaki açıdan sorgulanabilir buluyoruz. Avrupa devletlerinin bu mültecilere yönelik yaklaşımı gayri insani. Bu anlaşmayla birlikte, bu insanların geri gönderilecek. Zaten kamplardaki yaşam koşulları oldukça zor; Avrupa Birliği de bu insanları kabul etmelerine rağmen zor şartlarda bırakıyor. Bu insanların geri gönderilmesi, onların daha da mağdur edilmesine cezaevine gönderilmesi, işkence görmelerine neden olacaktır."

 

 

Alman siyaset AfD’lileşiyor

Kurdische Gemeinde zu Berlin-Brandenburg’dan (KGBB) Hüseyin Taşan da Almanyanın bir yol ayrımında olduğuna dikkat çekti. Taşan: “Son dönemde yaşanan olaylarda özellikle AfD’nin Saksonya ve Thüringen’deki kazanımları dikkat çekiyor. İktidardaki üç parti, seçimlerden önce bu partilerle aynı seviyeye inmeye başlamış durumda. Seçimden önce 26 kişiyi uçakla geri gönderip bunun propagandasını yaptılar; bu şekilde daha fazla oy kazanmaya çalışıyorlar. AfD’nin güçlenmesinin en büyük sebebi yabancı düşmanlığı ve gerici bir parti olmasıdır. Bu ideoloji, özellikle 18-34 yaş arası genç yaş grubuna hitap ediyor ve bu yaş grubundaki insanlar AfD’ye destek veriyor. Diğer partiler ise sanki yabancı düşmanlığı üzerinden oy kazanabileceklerini düşünüyorlar. Şu anda Almanya’da bir yol ayrımındayız: Demokrasi güçleri bu konuda ağırlığını koyacak mı, yoksa faşist partiler mi öne çıkacak? Die Linke ise neredeyse parlamentonun dışına itildi” diyerek AfD’nin yabancı düşmanlığı siyasetinin gelecek seçimlerde de yükseleceğini söyledi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.