Rojava’yı savunmak barışı savunmaktır

Kadın Haberleri —

Rojava

Rojava

  • Halide Türkoğlu: Gün Rojavalı kadınlarla dayanışmayı büyütme günüdür. Rojava kadın devrimini savunmak barışı savunmaktır. Özgürlüğü ve eşitliği savunmaktır. Yaşamı ve doğayı savunmaktır. Sömürüsüz, inkar edilmeden farklılıklarımızla eşit bir yaşamı birlikte inşa etmeyi savunmaktır.

DAİŞ ve türevlerinin yeniden diriltilmesine, işledikleri suçların meşrulaştırılmasına izin vermeyeceklerini belirten DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, “Rojava kadın devrimini savunmak yaşamı savunmaktır” diyerek, kadınlara mücadele çağrısı yaptı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, partinin genel merkezinde toplandı. Toplantı öncesi Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, açıklamalarda bulundu. 

Cihan ve Nazım’ın kalemi yerde kalmayacak

Sözlerine Türkiye’nin SİHA’larıyla katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i anarak başlayan Halide Türkoğlu, iki gazetecinin de özel savaş suçlarını teşhir ettiği için katledildiğini belirtti. Halide Türkoğlu, “Cihan ve Nazım sadece hakikatleri bizlere ulaştırdığı için değil, bu iktidarın Rojava’da yürüttüğü özel savaş politikalarını teşhir ettiği için katledildi. Kamerasıyla, kalemiyle Rojavalı kadınların, halkların direnişinin tanıklığını yapan, bu direnişi tüm dünya halklarına duyuran Cihan ve Nazım’ın kalemi yerde kalmayacak. AKP iktidarı ve yetkilileri konuya ilişkin derhal açıklama yapmalı ve işlediği bu suçlara son vermelidir. Hakikatin yolundan giden gazetecilere yapılan bu saldırıyı lanetliyor, özgür basın susturulamaz diyorum. Minbiç’te Türkiye destekli SMO çeteleri tarafından katledilen Zenubiya Kadın Topluluğu üyeleri Kamar El-Soud, Ayşe Abdulkadir ve İman’ı anarken, Suriye’de yaşayan kadınların ve mücadele eden kadınların yanında olmaya devam edeceğiz. Suriye’de çetelerin Rojava kadın devrimini karanlığa boğmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Kadın özgürlükçü yaşamı savunacağız

Dünyanın her yerinde kadın düşmanı politikaların yürütüldüğü sistemlere karşı direniş gösterdiklerini belirten Halide Türkoğlu, “Afganistan’da kadın düşmanı Taliban Rejimine karşı direnen kadınların isyanı isyanımızdır dedik. İsrail’in Filistin halklarına yönelik gerçekleştirdiği soykırım politikalarına karşı Filistinli kadınların haklı mücadelesi mücadelemizdir diyerek alanlara çıktık. İdam cezalarıyla, tutuklamalarla kadınları susturmaya, sindirmeye çalışan İran’daki faşist Molla Rejimine karşı ‘Jin Jiyan Azadî’ felsefesi etrafında kenetlenerek, kadın özgürlük mücadelesinin sınır tanımadığını bir kez daha tüm dünyaya gösterdik. İşte bugün de aynı inanç ve kararlılıkla kadınlar öncülüğünde Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen kadın özgürlükçü yaşamı savunacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” sözlerini kullandı. 

Çetelerin diriltilmesine izin vermeyeceğiz

“Rojava’ya yönelik saldırıların, tehditlerin son bulması için mücadele etmek biz kadınların öncelikli gündemidir” diyen Halide Türkoğlu, Rojava’ya dönük saldırıların Kürt düşmanlığının yansıması olduğunu belirtti. Saldırıların meşrulaştırılmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Halide Türkoğlu şöyle devam etti: “Kadınlara, kadınların kazanımlarına düşmanlık üzerinden yapılan bir saldırıdır. İç ve dış siyasetini bu düşmanlık üzerinden yürüten siyasi iktidar iyi bilsin ki; bizler bu saldırıların meşrulaştırılmasına izin vermeyiz. Şengal’de, Kobanî’de, Rojava’da kadın katliamları yapan, kadınları köle pazarlarında satan IŞİD çeteleri ve türevlerinin yeniden diriltilmesine, bu çetelerin işledikleri suçların meşrulaştırılmasına izin vermeyiz. Kuzey ve Doğu Suriye’yi kendilerine tehdit olarak gören, burada inşa edilen özgür ve eşit yaşama çeteler eliyle saldıran, siyasi iktidarı uyarıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi sizin tekçi, cinsiyetçi, militarist yönetim modeliniz için bir tehdit olabilir, ancak özgür ve eşit yaşamın savunucu olan biz kadınlar için bir tehdit değildir. Olsa olsa Suriye’de ve Ortadoğu’da farklı inançların, kimliklerin, kültürlerin yaşadığı coğrafyalarda özgür ve eşit yaşanabileceğinin göstergesidir.

Kadınların sözü teminattır

Kadınların, Kürtlerin, Arapların, Ermenilerin, Çerkezlerin, Türkmenlerin Süryanilerin, farklı inanç ve kimliklerin, mezheplerin, kültürlerin bir arada yaşamak için inşa ettikleri yaşam sizi neyle tehdit ediyor? 10 yıldır bir güne bir gün Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından ülkeye bir saldırı gerçekleştirilmiş midir? Dünyanın dört bir yanından yükselen Rojava Devrimi kadın devrimidir diyen, kadınların sözü böyle bir saldırı olmadığının teminatıdır. Bu çetelerden medet umarak yayılmacı hayaller peşine düşmek, bu ülkeyi felakete sürüklemektir. Erkek egemen iktidarlar kadına, topluma ve doğaya ihanetin tarihini yazarak kendi çöküşünü hazırladılar. Bu ülkeyi ayakta tutacak siyaset Kürt halkına, kadınlara düşmanlık üzerinden yürütülen savaş siyaseti değil, onurlu barış siyasetidir.

İmralı’daki mutlak tecrit kaldırılmalı

Onurlu barışın inşa edilmesinin yolu ise İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan üzerinden yürütülen mutlak tecritin kaldırılmasıdır. Tecritin kaldırılması onurlu barış yolunun açılmasıdır. Bu ülkenin en yakıcı sorunu olan Kürt sorununun çözümünü esas alarak, bir arada ortak yaşamın kapısının aralanmasıdır. Onurlu barış yolunun açılması, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin önünün açılması demektir. Kadına yönelik şiddetin, derinleşen kadın yoksulluğunun savaş siyaseti ile değil onurlu barış siyaseti ile çözülebileceğinin göstergesidir. Tecridi bir rejim haline getirerek varlığını sürdürmeye çalışan siyasi iktidarın, 22 yıllık siyaseti iflas etmiştir.

399 kadın erkekler tarafından katledildi

Bugün İstanbul Sözleşmesi uygulanmış olsaydı, bu ülkede 11 ayda 399 kadın katledilmemiş olacaktı. 2024 yılının 11 ayında 399 kadın erkekler tarafından katledildi. Kadınlar boşanmak istedikleri erkekler tarafından katledilirken, şüpheli bir şekilde ölü bulunurken caydırıcı yasaları hayata geçirmeyenler bu cinayetlerin sorumlularıdır. Faillere iyi hal indirimi veren erkek yargı, bu cinayetlerden sorumludur. İstanbul Sözleşmesinden geri çekilerek kadınları savunmasız bırakanlar, şikâyet etmek için gittikleri karakollara başvuran kadınları şiddet ortamına geri gönderenler bu cinayetlerden sorumludur. Ekonomik özgürlüğü olmadığı için şiddet ortamından çıkamayan kadınlara istihdam alanları yaratmayanlar bu cinayetlerden sorumludur. Haklarımızı ve hayatlarımızı her zamankinden daha fazla savunacak güce ve örgütlülüğe sahibiz.

Mücadele dolu bir yıl 

AKP-MHP faşist iktidarının haklarımıza ve kazanımlarımıza yönelik saldırılara karşı mücadele ve direniş dolu, sokakları terk etmediğimiz bir yılı geride bıraktık. ‘Her DEM Direniş, Her DEM Özgürlük’ diyerek, 8 Mart’ta alanları meydanları doldurduk. 31 Mart yerel seçimlerinde bu şiarla erkek egemen iktidarın kayyımcı siyasetine karşı kadın özgürlükçü yerel yönetimler paradigmamızla bir kez daha bu iktidara kaybettirdik. Kazanımlarımızı savunarak kadın özgürlükçü sistemimizi inşa ediyoruz.

Gün Rojava kadın devrimini savunma günüdür

Onurlu barış için sınırlarda tutulan nöbetlerin öncüsü kadınlarla birlikte bu talebin etrafında en güçlü şekilde duruyoruz. Gün Rojavalı kadınlarla dayanışmayı büyütme günüdür. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar karşısında mücadeleyi büyütme günüdür. Rojava kadın devrimini savunmak barışı savunmaktır. Özgürlüğü ve eşitliği savunmaktır. Yaşamı ve doğayı savunmaktır. Sömürüsüz, inkar edilmeden farklılıklarımızla eşit bir yaşamı birlikte inşa etmeyi savunmaktır. Tüm kadınlara, kadın örgütlerine çağrımızdır. Gelin hep birlikte savaş siyasetine karşı, kadınlar öncülüğünde onurlu barışı inşa etmek için mücadeleyi büyütelim. Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar öncülüğünde inşa edilen yeni yaşama yönelik saldırılar karşısında Jin Jiyan Azadî felsefemizin etrafında kenetlenerek, Rojavalı kadınlarla dayanışmayı büyütelim. Bu inanç ve kararlılıkla 2025 yılının bizler için bu onurlu barışı en güçlü şekilde inşa etmenin yılı olacağından şüphemiz yoktur.” MA/ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.