Siyah bir kadınım, söyleyeceklerim var
Kadın Haberleri —
- Fotoğrafçı Dola Posh, kızı Monioluwa’yı kucağına aldığında doğum sonrası depresyon yaşadı. İlk başlarda bundan utanç duydu ve kendisini tanıyamadı. Ancak depresyonla mücadele etmek için sevdiği fotoğraf makinesine sarıldı ve bu kez objektifi kendisine çevirdi.
- Dola, “Siyah annelerin, bu kadar yükü taşımak ve bu yolculuğa tek başlarına çıkmak zorunda olmadıkları dünya istiyorum. Oysa ben hala bir sanatçıyım, bir kadınım ve söyleyecek bir şeyim var” dedi. Dola’nın mücadelesi milyonlarca kadına yol gösteriyor.
FELEKXAN SERHAT
Dola Posh, birden fazla kimliğe sahip; fotoğrafçı, kadın, anne ve Nijeryalı. Ancak kızı doğduktan sonra artık kendisini tanıyamadı, kim olduğundan emin değildi. Bir İngiliz hastanesinde, kızının doğumundan altı gün sonra yatakta yatarken en çok endişe duyduğu şey bir daha fotoğraf çekip çekemeyeceğiydi. Çünkü fotoğrafçılık mesleğini çok seviyordu.
Bir yandan doğum sonrası depresyon (lohusa) yaşarken bir yandan da akrabaları tarafından baskı görüyordu. Herkes kızını nasıl yetiştirmesi gerektiğini söyleyip duruyordu. Dola’nın annesi yanında değildi, Dola’nın iki yıl önce taşındığı Nijerya'nın en büyük şehri Lagos'taydı.
‘Ben artık ben değildim’
“Yaşananlar beynimi karanlık bir yere sokuyordu. ‘Ben benim; bebek doğurdum, ben hala benim’ diye düşündüm. Ama hayır, ben artık ben değildim” diyor Dola. Kimlik kaybının, siyahi kadınları doğum sonrası depresyonda orantısız bir şekilde etkilediği belirtiliyor. Aslında yaşadığı duygusal kırılma tam olarak buydu.
33 yaşındaki Dola, 2020 yılında yaşadığı bu tecrübeyi BBC’ye şöyle anlatıyor: “Kızımı nasıl yetiştirmem gerektiği konusunda çok fazla kontrol vardı. Bazen ne yaptığımı bilmiyormuşum gibi hissediyordum. Bana o an anne olma şansı verilmiyordu.”
Fotoğraf makinesine sarıldı
Dola, her gün gözyaşı döküyordu. Her şeyin üst üste geldiği bir gece uykusuzluk ve yeni halini kabul edememesinin verdiği bir anda intihar etmeyi dahi düşündü. Ama bu düşünceden hemen vazgeçip önce battaniyesine sonra kızı Monioluwa’ya sarıldı. Monioluwa, Yoruba dilinde “Tanrım var” demek. Ardından sağlık ekiplerini aradığını söylüyor: “O an o kadar utanç duydum ki. Sanki iyi bir anne değilmişim ve buna gücüm yokmuş gibi bir utanç.” Dola, bir terapiste gitmeyi kabul ederken, terapist travmalarıyla başa çıkması için onu fotoğraf makinesini yeniden kullanmasına teşvik etti.
Objektifi kendine çevirdi
Dola, fotoğrafçılığa başladığı yıllarda altın sarısı boyalı saçları ve pembe çizmeleriyle dikkat çekiyordu. Lagos’un erkek egemen moda ve fotoğrafçılık dünyasında kendini kanıtladı. İnsanların hayatlarını belgelemesine olanak tanıdığı ve özneleri daha derin bir şeyler paylaşmaya teşvik ettiği için portre fotoğrafçılığına yöneldi.
Ancak terapi için objektifi bu kez kendisine çevirdi. Kamerayı uzaktan kontrol etmek için telefonundaki bir uygulamayı kullanarak Monioluwa ile çekimlerinden oluşan bir portföy üretmeye başladı. Daha çok anne-bebek portreleri çekerek hem kızının büyüdüğü anları ölümsüzleştirdi hem de kimlik arayışını yeniden şekillendirdi.
Yeşil, kırmızı ve altın portreler
Babası Nijerya'daki bir kilisede piskopos olduğu için dindar bir ailede büyüyen Dola’nın evinin duvarlarında Meryem ve İsa’nın resimleri, İncil ve anne-çocuk imgeleri var. Portrelerde yeşil, kırmızı ve altın tonlarının ağırlığı dikkat çekiyor. Ayrıca kiliseye giderken giydiği formaya benzer kıyafetinin bir parçasını başörtüsü veya peçe gibi kullanması da öne çıkıyor.
Dola “Başörtüsünü taktığımda artık ben gibi hissediyordum. Ailemle yeniden bağlantı kuruyordum, sanki onların özü benimleymiş gibi…” diyor.
Artık utanç duymuyorum
Hikâyesini diğer kadınlarla paylaşmaya başladığında, “Doğum sonrası yaşadığım depresyondan artık utanç duymuyordum. Şimdi gerçekten neler olduğunu ve karanlıktan nasıl çıktığımı anlatan hikâyeler üzerine çalışıyorum” sözlerini kullanıyor.
Fotoğraf makinesi markası Leica, Dola’nın çalışmalarını görünce bu yılın başlarında ona ödül verdi. Dola, özellikle siyahi kadınları doğum sonrası depresyonla damgalamayı kırmak için, portre serisine devam edeceği mesajını veriyor.
Yük sadece onların değil
Dola’nın, “Siyah annelerin, bu kadar yükü taşımak ve bu yolculuğa tek başlarına çıkmak zorunda olmadıkları dünya istiyorum. Örneğin bir kadının, 'Neredeyse hayatıma son veriyordum… Oysa ben hala bir sanatçıyım, bir kadınım ve söyleyecek bir şeyim var' demesi yeni bir şey” sözleri aynı sorunu yaşayan milyonlarca kadına yol gösteriyor.
* * *
5’te 1’i destek alıyor
Mental Health Foundation’a göre, doğum sonrası depresyona giren her 5 siyah kadından sadece 1’i terapi desteğine başvuruyor. Ayrıca diğer kadınlara oranla yüzde 13 daha fazla depresyona giriyor ve doğum sırasında hayatını kaybetme oranları daha yüksek.