Saldırılara diplomasi eşlik ediyor
- Nüvesini El Nusra Cephesi'nin oluşturduğu Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ile Türk devletinin bizzat kurduğu 'Suriye Milli Ordusu' etiketi altındaki Türkmen ve Arap çeteler koalisyonunun Halep'e girmesi, Til Rifet ve Şehba'yı işgal etmesiyle başlayan duruma yoğun diplomasi trafiği de eşlik ediyor.
ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere, Suriye'deki durumla ilgili ortak açıklama yaptı. Ortak yazılı açıklamada sivillerin ve altyapının korunması için çağrı yapılarak "Suriye'deki gelişmeleri yakından izliyoruz ve tüm taraflara, daha fazla insanın yerinden edilmesini ve insani erişimin kesintiye uğramasını engellemek için şiddeti azaltma, sivilleri ve altyapıyı koruma çağrısı yapıyoruz" denildi. ABD Dışişleri Bakanlığının internet sitesinden yayımlanan açıklamada, Suriye'de 'siyasi çözüm' öngören, ancak nihayetinde Devlet Başkanı Beşar Esad'ın görevini bırakması şartı koşulan 2015 tarihli BM kararına da atıfta bulunuldu. Açıklamada, "Mevcut tırmanış, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda, siyasi bir çözüme duyulan acil ihtiyacın altını çiziyor" ifadeleri kullanıldı.
ABD durumdan memnun
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, CNN haber kanalına yaptığı açıklamada, Halep'in ele geçirmesiyle ilgili, "Yıllardır kendilerini hırpalayan üç aktöre baktılar: İran, Rusya, Hizbullah. Onları daha önce olduğundan daha zayıf ve daha savunmasız gördüler ve bundan faydalanmaya çalıştılar" dedi. "Bu saldırının hızı bence Suriye hükümetini ve bölgedeki diğer gözlemcileri çok şaşırttı" diyen Sullivan, hem bu gelişmelerin hem de Ukrayna'daki mevcut durumun, Rusya ve İran'ın daha zayıf bir stratejik konumda bulunmalarının doğal sonucu olduğunu savundu. Sullivan, Suriye'nin Halep ve İdlib kentlerindeki son gelişmelerin, bölgedeki ABD güçleri için risk oluşturup oluşturmadığı konusunda şunları kaydetti: "Şu anda, DAİŞ ile savaşmak için Suriye'de konuşlanmış olan güçlerimizin, bu özel saldırının gerçekleştiği bölgeden farklı bir yerde oldukları için yakın bir risk altında olmadıklarına inanıyoruz. Ancak halen İran, Irak ve Suriye'deki Şii milis gruplarının tehdidi altında bulunuyorlar. Her gün onların korunmasını sağlamak ve onlara yönelik saldırılara yanıt vermek için çalışıyoruz."
ABD'nin, HTŞ'yi 'terör örgütü' olarak tanımladığının altını çizen Sullivan, bu yüzden HTŞ'nin tasarımları ve hedefleri konusunda geçerli endişelerinin olduğunu belirtti. Jake Sullivan, buna rağmen ABD'nin, Suriye'nin başkenti Şam'a doğru ilerleyen grupların Rusya, İran ve Hizbullah tarafından desteklenen Beşar Esad hükümetini sıkıştırmasından "yakınmayacağını" vurguladı. Sullivan, Washington'ın bölgesel ortaklarıyla yakın temas halinde olduklarını aktardı.
İsrail: İyi bir taraf yok
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ise Suriye'de hiçbir tarafı desteklemek niyetinde olmadıklarını söyledi. Hayom gazetesinin düzenlediği güvenlik konferansında konuşan Sa'ar, "Bu konuda taraf tutmak istemiyoruz" dedi. Şam yönetimi ile cihatçı silahlı gruplar arasında tercih edilebilecek "iyi bir taraf" olmadığını vurgulayan Sa'ar, İsrail'in askeri operasyonlara doğrudan taraf olmadığını, ancak Suriye’deki gelişmeleri yakında takip ettiğini belirtti.
Rusya desteğini sürdürecek
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'dan da dün yeni bir açıklama geldi. Reuters'in haberine göre; Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya'nın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı desteklemeyi sürdürdüğünü ve sahadaki durumu analiz ettiğini söyledi. Sözcü Peskov, Rusya'nın durumu istikrara kavuşturmak için neyin gerekli olduğuna dair bir pozisyon belirleyeceğini belirtti.
Irak, transferi yalanladı
Irak ise Haşdi Şabi'ye bağlı güçlerin Suriye ordusuna destek için bu ülke topraklarına girdiği yönündeki iddiaları yalanladı. İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Mikdad Miri ile Irak Sınır Kuvvetleri Komutanı Muhammed Abdulvahab Sukkar, Irak sınırındaki güvenlik önlemlerine ilişkin başkent Bağdat'ta ortak bir basın toplantısı düzenledi. Miri, bunların sosyal medyada dolaşan iddialar olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını söyledi. Sınır güvenliğinin sağlanmasında ABD öncülüğündeki Koalisyon güçlerinden destek alıp almadıkları sorusuna ise Miri, "Bu konuda herhangi bir desteğe gerek duymuyoruz. Sınırımız Haşdi Şabi, Çevik Kuvvet (İçişleri Bakanlığına bağlı) ve ordu birliklerimizce korunuyor. Uçak (Koalisyon) desteğine ihtiyacımız yok" cevabını verdi. Irak Sınır Kuvvetleri Komutanı Sukkar da ülkenin Suriye sınırında güvenliği tamamen sağladıklarını ifade etti.
Arap Birliği saygı istedi
Arap Birliği de son duruma ilişkin yaptığı açıklamada Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. Açıklamada, “Arap Devletleri Birliği, Suriye’deki gelişmeleri endişeyle takip ediyor ve Arap Birliği üyesi Suriye topraklarının bütünlüğüne, egemenliğine ve güvenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini belirtiyor” denildi. Açıklamada, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Abu Al Xeyt’in, ülkede son birkaç gündür yaşanan gelişmeler ve bunların siviller üzerindeki etkilerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdiği; bu gelişmelerin terör örgütlerinin faaliyetlerini sürdürmek için kullanabilecekleri bir ortama yol açabileceğini belirttiği kaydedildi.
Suriye’nin Arap Birliği üyeliği, 2011’de başlayan savaşın ardından iptal edilmişti. Şam’la ilişkiler, geçen yıl Mayıs'ta Arap Ligi’nin Suriye krizini çözmek için “Arapların öncülüğünde bir siyasi yol” bulmayı umması ve Arap Ligi üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının Suriye’nin üyeliğini yeniden başlatma konusunda anlaşmasıyla normalleşmişti.
İran ve Türkiye, pozisyonlarını tekrarladı
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Suriye’deki gelişmeler üzerine önceki gün Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı Şam’da ziyaret etti. İran devlet haber ajansı IRNA'nın haberine göre; Erakçi ve Esad “ikili ilişkileri ve bölgesel gelişmeleri ele aldı” ancak görüşmeye ilişkin daha fazla ayrıntı verilmedi. Suriye Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada ise Esad'ın “dış destekli terör saldırılarına karşı müttefik ve dostların desteğinin önemini” vurguladığı belirtildi.
“Suriye ordusu geçmişte olduğu gibi bir kez daha bu terörist gruplara karşı zafer kazanacaktır” diyerek, Halep'in alınmasını ABD-İsrail komplosu olarak nitelendiren Erakçi'nın dünkü adresi ise Ankara oldu. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmanin ardından yapılan ortak basın toplantısında İran'ın pozisyonunun tekrarlayan Erakçi, Suriye'nin bütünlüğü, Astana'nın devamı ve ortak çalışmalar konusunda mutabık kaldıklarını söyledi. Türk Dışişleri Bakanı Fidan ise Türkiye'nin pozisyonunu özetleyip Kürt düşmanlığı yapmanın temel meseleleri olduğunu, kendi kavramlarıyla yineledi.
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Pazar günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken; Cumartesi günü de Lübnan ve Katar’ın başbakanlarıyla ve İran Dışişleri Bakanı'yla telefon görüşmeleri gerçekleştirmişti.
Fidan NATO toplantısında
Türk Dışişleri Bakanı Fidan, bugün başlayacak ve yarın da devam edecek Brüksel’deki NATO Karargahı’nda yapılacak NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na da katılıyor. Genel Sekreterlik görevini 1 Ekim 2024'te devralan Mark Rutte’nin katılımıyla düzenlenecek ilk Dışişleri Bakanları Toplantısı üç oturum hâlinde yapılacak. Toplantı’nın ilk oturumu Ürdün Kralı II. Abdullah’ın katılımıyla gerçekleştirilecek. NATO-Ukrayna Konseyi formatındaki diğer oturuma ise Ukrayna-Dışişleri Bakanı Andriy Sibiha ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın da katılması bekleniyor.