Saraylar, saltanatlar çöker
Forum Haberleri —
- Ülke ekonomik, siyasi ve her alanda çökmüş durumda iken AKP/MHP faşist hükümeti bir yandan da Sri Lanka modeli ile Kürt Özgürlük Mücadelesi tasfiye etmek istiyor.
FIRAT DİCLE
“…Saraylar, saltanatlar çöker
Kan susar bir gün, zulüm biter.
Menekşelerde açılır üstümüze
Leylaklar güler.
Bugünlerden geriye,
Bir yarına gidenler kalır
Bir de yarınlar için direnenler…”
Adnan Yücel’in bu tarihi şiiri, bugün kendini bir kez daha ispatlamış oldu. Evet, dünya devrim tarihi açısından önemli bir gün. Bugün, tüm medya organlarında, basında büyük ses, yankı uyandıran Sri Lanka halkının devrim gerçekleştirdiği tarihi bir gün. Sri Lanka Başbakanı Ranil Wickremesingh’in faşist yönetimi altında devletin ekonomik kriz ile çöktüğü bir dönemde Sri Lanka halkı Başbakanlık ve devlet kurumlarını ele geçirdi. Evet, Adnan Yücel’in dediği gibi saraylar, saltanatlar çöker. Ancak halk çökmez. Tek baki ayakta duran sadece halktır. Bugün bu bir kez daha ispatlandı. Her iktidar gider, her yönetim modeli değişebilir ancak baki olarak kalan sadece halk olur. Sri Lanka’da yaşanan durum, devrim niteliğinde bu gelişme tüm dünya ezilen halklara ve özellikle Kürt halkına yansıması olacaktır.
Evet, Rojava devriminin yıl dönümüne yaklaştığımız bu günlerde Sri Lanka’daki gelişme ruhu ile tüm Kürdistan’ın özgürlüğü sağlanacaktır. Faşist AKP-MHP zihniyeti ve onun Beştepe’deki saltanat sarayı yerle yeksan olacaktır. Devrimin arifesindeyiz. Devrimsel mücadelenin zafer evresindeyiz. Ancak bu zaferi gerçekleştirmek, halk mücadelesine bağlıdır. Ne kadar halk mücadelesi her alanda büyük ve süreklileşirse devrim zaferle daha erken bir zamanda sonuçlanacaktır.
Bugün bunun ispatı gerçekleşmiş oldu. Çünkü bir dönem Tamil Kaplanları Sri Lanka’nın özgürlük mücadelesini veriyordu. Ancak uluslararası güçler yani kapitalist sistem Tamil Kaplanlarını tasfiye etti. Bu tasfiye saldırılarının geliştiği dönemde Sri Lanka halkı, kendisi için özgürlük mücadelesi veren gerillalarını sahiplenmedi. Bugün bir nevi gerçekleşen bu devrim, Tamil Kaplanlarına verilen bir öz eleştiridir de. Eğer bu tasfiye amaçlı saldırılar karşısında Sri Lanka halkı kendi özgürlük gerillalarının yanında dursaydı ne Sri Lanka halkı bu durumda olurdu ne de devleti çökmüş bir halde olurdu. Bu kadar gerilla da yaşamını yitirmemiş olurdu. Bugün bu acı bir gerçek olsa da hatadan dönülmüş bir durumdur.
Kürdistan devrimi de bu durumdadır. Bir yandan ülke ekonomik, siyasi ve her alanda çökmüş durumda iken bir yandan da aynı Sri Lanka modeli tarzından faşist bir hükümet ile Kürt Özgürlük Mücadelesi tasfiye edilmek isteniyor. Bu kadar bedel vermiş bir hareket, tasfiye edilmek isteniyor. Bu tasfiye ve imha konsepti ve işgal saldırılarına karşı bugün özgürlük hareketi ve her bir gerillası başta Zap, Metina, Avaşin başta olmak üzere bulunduğu bütün alanlarda büyük bir direniş içerisinde Kürdistan devrimi için mücadele etmektedir. Her gün bedeller veren Özgürlük Hareketi, bir yandan faşizmi yok etme mücadelesini verirken diğer yandan da Kürdistan Halklar Devrimini, Kürdistan ve Ortadoğu Halkları Baharını gerçekleştirme mücadelesini vermektedir. Evet, bunun ilk adımı olan bundan 11 yıl önce Rojava(Kuzey-Doğu Suriye) ilk adımları atıldı. Evet, 19 Temmuz Rojava devriminin ve Kürdistan ve Ortadoğu devriminin yıl dönümünün arifesindeyiz. Bunun için başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilen ve devrimci halklar Kürdistan’da ki direnişi zaferle sonuçlandırmak için Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin yanında olması gereken bir dönemdeyiz.
Bir yandan bu kadar devrime yakın olduğumuz bir dönemde AKP-MHP faşizmi son kozlarını oynuyor. Düştüğü bataklıktan debelendikçe debeleniyor. Bunun için Rojava’ya dönük işgal tehditleri yapan AKP-MHP zihniyetine, faşizmine karşı Amed zindanında Esat Oktay’a karşı direnen ve adını tarihe altın harflerle yazdıran Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Ali Çiçek ve Akif Yılmaz ile bugün Kemallerin, Xeyrilerin, Akiflerin, Alilerin ruhunu taşıyan Zap, Avaşin, Metina direnişçilerinin ruhuyla sahip çıkmaması gereken bir dönemi yaşıyoruz. Faşizmin saldırısı ile birlikte başta Rojava olmak üzere tüm Kürdistan başta olmak üzere faşizmin saldırısının olduğu her yerde 14 Temmuz direnişçilerinin ve Zap, Metina ve Avaşin savaşçılarının ruhu ile faşizme karşı mücadele etmemiz gereken bir dönemi yaşıyoruz.
Bugün Sri Lanka’da bu gerçekleşti. Devrim heyecanı, devrim ruhu tüm ezilen halklar arasına büyük bir umut olarak ortaya çıktı. Bizler bu umudu gerçekleştirme dönemine girdik. Bunun için faşizmin geliştireceği en ufak bir hamleye karşı bizlerin de büyük bir devrimci direniş ve mücadele ile karşılık vermemiz gereken bir dönemdeyiz. Bunun için gecikmeden, ülke tam batmadan, yaşanan ölümlere karşı halkların özgürlük devrimini gerçekleştirmeliyiz. Bunun için 19 Temmuz’da Rojava’da ilk adımı atılan ve zafer evresine giren Kürdistan devrimi için başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiyeli halklar, Ortadoğu ve dünya halklarını bu devrim mücadelesinde yer almaya çağırıyoruz. Bunun için tüm devrimci-demokrat ve ilerici kesimleri Kürdistan’da yaşanan devrimsel gelişmenin heyecanına çağırıyoruz. Ve gelin birlikte Rojava devrimini Kürdistan devrimine çevirelim diyoruz.