Statüsüz bir halkın kadın sesleri

Kültür/Sanat Haberleri —

Kadın dengbejlêr

Kadın dengbejlêr

  • Zeyneb Yaş’ın “Mezopotamya’da sesleri müzikte yankılanan Zarbêj ve Dengbêj Kadınları” isimli projesi birer kültür taşıyıcısı olarak dengbêj ve zarbêj kadınlara odaklanıyor.
  • Proje, sadece eser kayıtlarıyla ilgilenmiyor. Aynı zamanda bu kadınların hayat hikayelerine, anılarına, belirgin özelliklerine de odaklanıyor. Yani onları her yönüyle tarihe kaydediyor.

MIHEME PORGEBOL

“Mezopotamya’da sesleri müzikte yankılanan Zarbêj ve Dengbêj Kadınları” kültürel bir araştırma projesi. Projenin yürütücülüğünü, daha önce yaptığı birbirinden önemli birçok arşiv çalışmasıyla bilinen araştırmacı Zeyneb Yaş üstleniyor.

Yaklaşık 10 aydır çalışmaları süren proje, geçtiğimiz günlerde Amed’in Sur ilçesinde bulunan İskender Paşa Konağı’nda final etkinliğini yaptı. Proje, birer kültür taşıyıcısı olarak dengbêj ve zarbêj kadınlara odaklanıyor. 32 kadın dengbêj ve zarbêjin eserleri ve hayat hikayelerine odaklanan proje aslında dengbêj ve zarbêj kadınların on yıllardır yenen hakkını teslim etmek üzerine kurulu. Çünkü bu kadınların tamamının eserleri ya başka isimlerle biliniyordu ya da isimleri dahi silinmişti. Birçoğunun da eser ve kayıtları hiç bilinmiyordu. Araştırmaya 20 kadın belirleyerek başladıklarını söyleyen proje yürütücüsü Zeyneb Yaş, halihazırda ellerinin altında 160’tan fazla kadına ait kayıtlar olduğunu söylüyor.

 

Zeyneb Yaş

 

Kadının adı yok

Projenin detayları hakkında gazetemize konuşan Zeyneb Yaş, “Proje içeriğinde 19. yüzyıldan itibaren sesleri bant, kaset ve plaklara kaydedilmiş 32 dengbêj kadın üzerine yapılan arşiv çalışmasından bir derleme var. Proje hem bu kayıtların derlenip toplanması hem de bu kadınların yaşamları, eserleri ve çalışmaları üzerine bir araştırmayı kapsıyor. Onlar hakkında edinilen tüm bilgileri kataloglaştırdık. Statüsüz bir halkın kadın sanatçılarının seslerini taşıyan bu kayıtlar, eser sahibi kadınların kendi isimleriyle bile kaydedilmemiş. Çoğunlukla mahlas isimlerle kaydedilmişler. Ne telif hakları korunmuş ne de başka bir hakları gözetilmiş. Biz de projemizle bu hafızayı bir araya getirmek ve erişebildiğimiz bilgilerle bu eserlerin sahibi kadınları tanıtmak istedik. İsimlerinin, çalışmalarının ve bu topluma katkılarının hakkını vererek tanıtma çabası…” diyor.  Yaş, proje kapsamında 32 kadın üzerine çalıştığını ve bunlardan üç tanesi dışında geri kalanların tamamının ya farklı isimle ya da birden fazla isimle bilindiğinin altını çiziyor.

Kadın sesleri

Projeyi yapmaktaki esas amaçlarının bir kültürel miras olan kadın seslerinin boğulup gitmemesi olduğunu belirten Yaş, “Onca emek vermiş o kadınların artık görünmesi ve tanınması gerekiyor. Sözlü kültür ve tarihin taşınması için Kürt toplumunda dengbêjlik çok önemli bir gelenek. Bu gelenek içerisinde kadınların da çok önemli bir rolü var. Benim de amacım kadınların bu gelenek içerisindeki payını tereddüte yer bırakmayacak şekilde göstermekti. Bu projeyle kadınların kültürel ve tarihi miras içerisindeki yerini savunuyoruz aslında. Kendi yerleşikliğinde veya farklı biçimlerdeki egemenlikler altında, oryantalist ve kolonyalist bakışlar altında bütün yetenek ve hünerleri gözardı edilen kadınların eserlerinin hak ettiği değeri görmesini, tanınıp bilinmesini amaçlıyoruz. Bu Kürt kültürü için de çok önemli ve güçlü bir damar ve halk olarak bunlara sahip çıkmalıyız” ifadeleriyle yaptıkları işin önemini vurguluyor.

Meryem Xan değil Elmas Mihemed

“Mezopotamya’da Zarbêj ve Dengbêj Kadınların Yankılanan Sesleri”, sadece eser kayıtlarıyla ilgilenmiyor. Aynı zamanda bu kadınların hayat hikayelerine, anılarına, belirgin özelliklerine de odaklanıyor. Yani onları her yönüyle tarihe kaydediyor. Zeyneb Yaş, üzerine çalıştığı kadınların her birinin çarpıcı ve değerli hikayeleri olduğunu söylerken Elmas Mihemed’in kendisini en çok etkileyen kadınlardan biri olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Mihemed’in eskiden sadece stranları biliniyordu, kendisi bilinmiyordu. Bu proje sayesinde stranları da artık kendi adıyla Kürt müziği arşivine girebilecek.”

Yaş’ın aktarımına göre Elmas Mihemed, sesi plağa kaydedilen ilk kadın dengbêjlerden. Neredeyse bütün çalışmaları Meryem Xan adına kaydedilip dolaşıma sokulmuş. Mihemed’in Meryem Xan’la yakın ilişkisi var ve bizzat kendisi Meryem Xan’a birçok eserini vermiş, birlikte de birçok eser seslendirmişler. Elmas Mihemed’e ait Mihemedo Ronî, Qumrîkê, Memo, Sêva Heciya gibi Kürtler arasında çok bilinen birçok eser Meryem Xan adıyla kaydedilmiş. Zeyneb Yaş, bu çalışma sayesinde Mihemed’in şarkılarının artık kendi adıyla anılabileceğini ve Kürt kültürüne yaptığı katkıların artık daha iyi görünebileceğini söylüyor. Yaş, ayrıca, Nesrîn Şêrwan û Fewzîya Mihemed’in kayıtlarının da Meryem Xan adına yayıldığını ekliyor.

“Ez, Ema Sazbend”

Kendisini etkileyen bir bir başka dengbêjden bahsediyor Zeyneb Yaş. Adı Gulîzar Xan. Adını özellikle vurgulamak gerekir Gulîzar Xan’ın, çünkü emeklerine dair hiçbir karar kendisine sorulmamış. “Gulîzar’ın zaten daha önce arşivlediğimiz üç plağı vardı” diyerek başlıyor Zeyneb Yaş anlatmaya: “Aynı zamanda bir şair de olduğu için Gulîzar Xan üzerine ayrıca yazmak da istemiştim. Hayat hikayesi ve eserlerinin peşine düştük. Araştırmalarımızı bitirdik ve Gulîzar Xan adıyla yayımladık. Bundan sonra birçok kişi ellerindeki kayıtları gerek sosyal medyada gerekse de doğrudan bize ulaştırarak paylaştılar. O kayıtlar üzerine de çalıştık. Gulîzar Xan’ın bir röportajında ‘Ez, Ema sazbend. Ez çaxa li mala bavê xwe bûm weke Ema Şengul dihatim naskirin. Lê paşê hinek ji Stenbolê hatin, denge min qeyd kirin û ev qeydên min birin û çûn Stenbolê. Xistin plaka û li serê nivîsandin Gulîzar Xan’ (Ben Ema Sazbend. Babamın evinde Ema Şengul diye bilinirdim. Sonra İstanbul’dan birileri geldi, sesimi kaydettiler, kayıtları alıp İstanbul’a döndüler. Plaklara bastılar ve üzerine Gulîzar Xan yazdılar) diyor. İsminin değiştirildiğinden haberi bile yokmuş. Kendisinin haberi yokken yeni bir isim verilmiş ona. Daha sonra bu bilgiyi kendi metinlerimize ekleyip onları da bu bilgilerle güncelledik.”

 

 

Bir hayalin başlangıcı

Projeye 20 kadınla başladıklarını ama şu ana kadar 160 kadının arşivine ulaştıklarını da ekleyen araştırmacı Zeyneb Yaş, sayının günden güne arttığını belirtti. “Bu isimlerin bir kısmı imkân bulup kayıtlar alıp sesleri kasetlerden, radyolardan yükselince bilinmeye başladılar ancak imkanı olamayıp sesleri saklı kalmış kadınlar daha çok. Biz bu projeyi imkân bulamayanların da sesinin açığa çıkması için oldukça önemsiyoruz. Örneğin onlardan biri Reqiya Pale. Kendisi de bir arşivci olan Hilmi Akyol’un annesidir aynı zamanda. Hilmi Akyol, 1994 yılında annesinin masal, şarkı ve anlatılarının yer aldığı bir derleme kitap yayımlamıştı. Ancak ne yazık ki bu çalışma külliyatı olan bir kadının adıyla literatüre giremedi. Bir sözlü kültür anlatıcısı olarak kaldı Reqiya Pale. İşte bu projeyle bu kadınları bir araya getirdik. Her ne kadar geçmişte albümleri, plakları, kasetleri olmasa da, isimleri olmasa da bu kadınların her biri birer kültür taşıyıcısıdır ve her biri paha biçilemez birer hafıza kaynağıdır. Öne çıkarmaya çalıştığımız şey de buydu” diyen Yaş, bu projenin kendisi için de bir başlangıç olduğunu söylüyor.

Kadınlara odaklanan arşiv çalışmalarıyla bilinen Zeyneb Yaş, hayalinin adı bilinmeyen, kayıtları duyulmayan, sesi ve ismi farklı şekillerde bilinen kadınlar üzerine toplu bir arşiv yapmak olduğunu, bu projenin de kendisi için bir hayalin başlangıcı anlamına geldiğini belirtiyor.

Projenin içeriğine youtube ve instagram üzerinden yayın yapan @dengejinenmezopotamyaye kullanıcı adlı hesaptan ulaşılabilir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.