Üçüncü Dünya Savaşı

Forum Haberleri —

Ortadoğu

Ortadoğu

  • Bugün Ortadoğu’da sürmekte olan Üçüncü Dünya Savaşı her türden milliyetçi ve işbirlikçiliğe karşı yurtseverlik çizgisini esas alan kapitalist moderniteye karşı tüm demokratik modernite güçlerinin doğrudan içinde yer aldığı ve yer alması gereken bir mücadele olmaktadır.

XALID KARASUNGUR

Birinci Dünya Savaşı kapitalist-emperyalist güçlerin kendi aralarındaki bir pazar paylaşım savaşıydı. Ama aynı zamanda bir insan ve doğa kırım savaşı olarak da tarihteki yerini almıştır. Bunun yanında kapitalist modernite çağında insanlığın tanıklık ettiği ilk sosyalizm ideali büyük Ekim Devrimi de bu yıllarda gerçekleşmişti.

İkinci Dünya Savaşı’nın da bir pazar kapma ve rekabet sonucu olduğu söylenebilir. Fakat savaşın gerçek nedeni hiç kuşkusuz gerçekleşen Sovyet devrimiyle birlikte dünyanın her tarafında hızla gelişen ve gerçekleşen Ulusal Kurtuluş hareketleriydi. Bu aslında kapitalist-emperyalizmin Sovyet sosyalizminin şahsında dünya ulusal kurtuluş hareketlerine karşı açtığı bir savaş olmaktaydı. Hızla militaristleştirilen Hitler, Mussolini ve Franco faşizmi ise bunun bulunmaz kaftanları olmuştu. Savaşı her ne kadar Almanya başlattıysa da arkasında hesapları tutmayan yekvücut kapitalist-emperyalist güçlerin olduğu kesindir. Sonuçta Sovyet sosyalizmi bu savaşta güçlenerek çıkmış, ulusal kurtuluş hareketleri, dünya işçi sınıfı ve sosyalizm mücadelesi daha da yükselerek gelişen yeni bir ivme kazanmıştı.

Özellikle son zamanlarda birçok güç ve kesimler sık sık Üçüncü Dünya Savaşı’nın çıkma olasılığından söz etmektedir. Bunun için pek çok siyasi değerlendirme ve analiz yapılmaktadır. Kapitalist modernite sisteminin yapısal, çoklu ve derin bir kriz içinde olduğu doğrudur. Ama şu da doğrudur ki hegemonik güçler kendi kriz ve bunalımlarını kendilerine bağımlı işbirlikçileri olan dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı bölgelere ve ülkelere yansıtarak ve yükleyerek gidermeye ya da hafifletmeye çalışırlar. Bu anlamda şunu söylemek mümkündür: Kapitalist-emperyalizm kesinlikle kriz üreten ve kriz seven bir sistemdir. Hatta öyle ki her on yılda bir genel bir kriz ve bunalım yaşamak adeta doğası olmuştur. Kriz çıkarıp, kriz üzerinden çıkarlarını korumayı ve geliştirmeyi temel bir politika olarak benimsemişlerdir. Bu anlamda Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nı değerlendirme perspektifine göre evet Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’na benzer teorik olarak bir Üçüncü Dünya Savaşı pekala mümkündür, çıkabilir. Zaten şimdiden sistemin sözcüleri NATO’dan tutalım Rusya ve hatta Hakan Fidan gibileri bile sık sık Üçüncü Dünya Savaşı’nın çıkma olasılığından söz etmektedir. Ama gerçekten sistem adına konuşan sözcülerin belirtikleri gibi dünya bir Üçüncü Dünya Savaşı’nın eşiğinde midir?

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı tüm insanlık için büyük bir yıkım olmuş, benzeri görülmeyen feci felaketlere yol açmıştı. Bu savaşlar aslında birer insan ve doğa kırım savaşlarıydı. Kapitalist sistemin bizatihi kendisi de bu savaşlarda büyük yaralar almış, ekonomik, sosyal ve siyasi sorunları daha da artmış ve ağırlaşmıştı. Zaten daha sonra kendi aralarında oluşturdukları ekonomik, siyasi ve askeri birlik ve ittifakların bir amacı da bundan sonra bu tür savaşlara zemin hazırlanmaması, bir de kimsenin artık bu gibi savaşlara yeltenmeye cesaret etmemesiydi. Fakat kapitalizmin doğası kriz ve azami kârdır. Bu nedenle sistem kriz yaşadığı kadar yeni krizler de hep üretecektir. Ancak yönetilebilir ve kontrol edilebilir biçimde bunu yapmak sanıyoruz çıkarları için daha uygun görülen temel bir politikaları olmaktadır. Yoksa Birinci ve İkinci Dünya Savaşı gibi bir Üçüncü Dünya Savaşı’nı daha göze almaları en azından şimdilik pek olası gözükmemektedir. Yeni bir dünya savaşına ne Rusya ve birlikte olduğu güçler ne ABD ve NATO kolay cesaret edecektir. Zira ölçüsüz ve kontrol dışı bir savaşın kazananının olmayacağını hepsi de çok iyi bilmektedir. Birçok gücün sahip olduğu nükleer silahlar sistemin kendi içinde daha dikkatli ve daha duyarlı olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle yeni bir Üçüncü Dünya Savaşı yerine tercih edilen dünyanın neredeyse her tarafında, birçok merkezde görülen savaşlar olmaktadır. Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’da ve Ortadoğu’da böylesi savaş merkezleri ne yazık ki vardır ve yine ne yazık ki dünyanın birçok yerinde savaşlar farklı ad ve amaçlar altında zaten sürmektedir. Bunlar kimi zaman vekalet savaşları, kimi zaman Rusya ve Ukrayna örneğinde görüldüğü gibi doğrudan devletler arası savaşlar, kimi zamanda kimlik ve inanç eksenli sürdürülen savaşlar olmaktadır. Bu savaşların insanlığa açlık, yoksulluk ve göç gibi çok acı ve ağır bir fatura olduğu her gün yaşanan gelişmelerde açıkça görülmektedir.

Fakat diğer taraftan bölgemizin merkezinde Kürt Özgürlük Hareketi’nin olduğu Ortadoğu merkezli bir Üçüncü Dünya Savaşı’nın yaşandığı bir gerçekliktir. Reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte Körfez Savaşı’ndan bu yana süren bir savaştır bu. Ortadoğu’da yaklaşık 30 yıldır süren Üçüncü Dünya Savaşı’nın en temel ayırt edici özelliği hiç kuşkusuz savaşın uzun yıllar sürüyor olmasıdır. Bu savaş daha ne kadar, kaç yıl sürer kestirmek güçtür. Fakat net ve kesin olan şudur ki Ortadoğu demokratikleşinceye dek bu savaş sürecektir. Başka bir deyişle bu savaşın sonucunda mutlak Ortadoğu demokratikleşecektir. Ortadoğu’nun demokratikleşmesi ise büyük ölçüde Kürt sorununun çözümüne bağlıdır. Bu da demek olmaktadır ki Demokratik Ulus perspektifiyle çözülecek olan Kürt sorunu beraberinde Ortadoğu’nun da demokratikleşmesini, Ortadoğu’da Demokratik Halklar Konfederasyonu’nun oluşmasını getirecektir.

Bugün Ortadoğu’da sürmekte olan Üçüncü Dünya Savaşı her türden milliyetçi ve işbirlikçiliğe karşı yurtseverlik çizgisini esas alan kapitalist moderniteye karşı tüm demokratik modernite güçlerinin doğrudan içinde yer aldığı ve yer alması gereken bir mücadele olmaktadır. Demokratik Ulus perspektifiyle ulus devletçiliğe karşı bir mücadeledir, bu. Sonuçta Ortadoğu halklarının eşit, demokratik, özgür yaşamları Demokratik Halklar Konfederasyonu ile taçlandırılacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.