Sudani hükümeti ciğeri kediye teslim etmiştir

Forum Haberleri —

Erdoğan-Sudani

Erdoğan-Sudani

  • 9 Ekim komplo anlaşması iptal edilmeden TC’nin Irak işgalini durdurmak mümkün değildi. Sudani hükümeti ise Êzîdîlere karşı yapılan soykırımı tamamlama anlaşmasına dokunmadı ve TC’nin Irak işgaline karşı çıkmadı. Kazimi hükümeti zamanında yapılmış olanları yetersiz buldu ve yetersiz bulduklarını da tamamladı.

SAİD HESEN

 

Mustafa Kazimi hükümeti döneminde Irak, KDP ve sömürgeci Türk devleti arasında Êzîdî soykırımını tamamlamaya yönelik olan 9 Ekim anlaşması başta olmak üzere bazı anlaşmalar yapıldı. Bu anlaşmaların sömürgeci, soykırımcı Türk devletinin Irak’ın işgaline onay verdiğini, Irak halklarının ve devletinin aleyhinde olduğunu başta Êzîdîler olmak üzere Irak’ın diğer halkları dile getirmiş ve Kazimi hükümetinin aldığı kararlara karşı çıkmışlardı. Kazimi hükümetinin TC ile yapmış olduğu anlaşmaların mihenk taşı Êzîdîlere karşı yapılan 9 Ekim anlaşmasıydı. Kazimi hükümeti anlaşmaları pratikleştirmek için 2020’nin sonunda ve 2021’nin başında Şengal’e saldırılarda bulundu. Şengal Özerk Yönetimi’nin saldırılara karşı gerçekleştirdiği direniş ve Irak’taki muhalif kesimlerin bu anlaşmaya karşı yürüttükleri mücadele ile Kazimi hükümeti o zaman tüm meşruiyetini yitirmiş, artık Irak devletini yönetemez duruma düşmüştü. Kazimi hükümetinin yönetimden düşmesinin temel nedeni TC ile yapmış olduğu anlaşmalardı. Bundan dolayı Irak devleti erken seçime gitmek zorunda kalmıştı.

Irak genel seçimleri sonucunda Sudani hükümeti başa geldi. Sudani hükümeti kurulunca bir çok kesimin beklentisi TC ile yapılmış olan anlaşmaların iptaliydi. Çünkü Sudani hükümeti seçim döneminde TC ile yapılan anlaşmalara karşı belli bir tutum ortaya koyuyordu. Sudani hükümeti ilk döneminde ufak tefek bazı anlaşmaları iptal etti.

9 Ekim komplo anlaşması iptal edilmeden TC’nin Irak işgalini durdurmak mümkün değildi. Sudani hükümeti ise Êzîdîlere karşı yapılan soykırımı tamamlama anlaşmasına dokunmadı ve TC’nin Irak işgaline karşı çıkmadı. Hal böyle olunca Kazimi hükümeti zamanında yapılmış olanları yetersiz buldu ve yetersiz bulduklarını da tamamladı. Mutabakat ve anlaşmalar adı altında Türk devletinin önünü açıp imkân ve olanaklar sağladı. Şu an Kazimi hükümetinden on kat daha fazla Irak halklarına ve devletine zarar vermektedir. Sudani hükümeti ile işgalci Türk devleti arasında gerçekleştirilen anlaşmalar basına yansıdı. Biz bu yazımızda anlaşmanın üç temel maddesi üzerinde duracağız.

Birincisi; Sudani hükümeti ihanetçi KDP ve işgalci Türk devletinin baskıları sonucunda PKK’yi Irak’ta yasaklı örgütler listesine dahil etti. PKK Irak halkları için zararlı mı, ya da faydalı mı ona bakalım. Faşist Erdoğan-Bahçeli hükümetinin Yeni Osmanlıcılık projesiyle ihanetçi Barzani ailesiyle birlikte Güney Kurdistan’dan başlayarak Irak’ın birçok yerini işgal ettiği ve işgali giderek genişlettiği ayan beyan ortada. Soykırımcı Türk devletinin işgaline, Güney Kurdistan ve Irak’ı TC’ye peşkeş eden hain Barzani aile hanedanlığına karşı direnerek Irak topraklarını savunan PKK gerillalarıdır. 2014’te DAİŞ çeteleri Kerkük ve Şengel a saldırdıklarında PKK gerillaları Şengal, Maxmur, Kerkük ve Xaneqine kadar DAİŞ çetelerine karşı savaşmış, yüzlerce şehit vererek Irak halklarını ve topraklarının savunmasını yapmışlardır. O dönemin Irak başbakanı olan Ebadi, Irak meclisinde PKK gerillalarına teşekkür etmişti.

Irak, başta Arap, Kürt, Süryani ve Türkmenler olmak üzere birçok etnik yapıya sahiptir. Yine Müslüman, Hristiyan, Êzîdî, Kakayî ve Zerdüştî inançlarının yanında Sünni ve Şia mezheplerinden toplumsal kesimler yaşamaktadır. Yani kısacası çok dili, çok dinli, kültürleri kendi bağrında barındıran topluluklara sahiptir. Irak’ın tüm sorunlarının çözümü ise demokratik ulus temelinde Irak’ın demokratikleşmesinden geçmektedir. PKK düşünsel olarak da Irak’ın demokratikleşmesine büyük bir katkı sunuyor. Sadece bunlara bakıldığında bile PKK Irak halkları için tehlike değil, tam tersine Irak halklarının geleceğinin teminatıdır.

İkincisi; Sudani hükümeti Irak’ta faaliyet yürüten ve Êzîdîlerin partisi olan PADÊ, Başur Kurdistan’da faaliyet yürüten Tevgera Azadi ve Irak genelinde çalışma yapan Demokratik Cephe Partisi’ni kapattı. Tevgera Azad Güney Kurdistan’da işgalcı-soykırımcı Türk devletine ve Türk devletinin Truva atı olan KDP siyasetine karşı mücadele ediyordu. Yine Güney Kurdistan’ın demokratikleşmesi için çalışmalar yürütüyordu. PADÊ ise işgalci soykırımcı Türk devletine ve KDP’ye karşı Şengal’de Êzîdîlerin ve tüm Iraklıların haklarını savunuyordu. Bir de Êzîdî toplumunun sorunlarının Irak’ın bütünlüğü ve demokratikleşmesi ekseninde çözümü için siyaset yapıyordu. Demokratik Cephe Partisi de etnik ve dinsel-mezhepsel yapıdan uzak, Irak’ın gerçek anlamda demokratikleşmeyle Irak’ın sorunlarının çözümünü hedefleyen bir siyasi çizgiye sahipti. Bu partilerin kapatılmaları Irak’taki halkların yararına değil, zararınadır.

Üçüncüsü; Sudani hükümeti ve işgalci Türk devleti arasındaki mutabakatın temel omurgasını oluşturan ise Kalkınma Yolu adı altında kamufle edilen, Savaş Yolu projesidir. Basra’dan başlayarak tüm Irak’ı geçecek ve Türkiye’ye gidecek sözde ticaret ve kalkınma yol hattının Kerkük ve Musul’a kadar güvenliğini TC devleti sağlayacakmış! Hani derler ya ciğeri kediye teslim etmek, Sudani hükümetinin yaptığı da tamı tamına budur. İşgalci Türk devleti Kerkük ve Musul’u Misakı Milli içinde görüyor. İşgalci Türk askerleri yol güvenliği adı altında Kerkük ve Musul’u askeri olarak işgal etmeyi hedefleyecek. Faşist Erdoğan-Bahçeli yönetimi bölgede emperyalist güç olmayı hedeflediklerini, Rojava ve Kuzey Suriye’nin bazı bölgelerini bunun için işgal ettiklerini, Libya’ya bundan dolayı girdiklerini açıkça söylemekten kaçınmıyor. Güney Kurdistan’dan başlayarak Irak işgalini sürdürüp genişletmeye çalışılıyor. Türkmen cephesi, KDP ve DAİŞ bağlantılı Sunni güçler eliyle Irak işgalini çok yönlü sürdürdüklerini gizleme gereği bile görmüyor. Sudani hükümeti yapmış olduğu bu anlaşmalarla TC., KDP ve DAİŞ ittifakına dahil olmuştur.

Şimdi sormak gerekir, Irak halkları ve ülkesi için bundan daha büyük bir tehlike ne olabilir ki? Bu Irak’ı Türk sömürgeciliğine peşkeş çekmek değil de nedir? Irak taki aydın, demokrat, yurtsever kişi ve partiler, Irak halkları bu tehlikeyi görmeli, bu anlaşmaların Kazimi döneminde yapılan anlaşmalardan on kat daha tehlikeli olduğunu görerek harekete geçmeliler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.