Yenilmeyen ruhtur Civan
- Gazeteci Hakkı Boltan’ın 28 yaşındaki oğlu Civan Boltan, 8 yıldır tutsak. Civan bir savaş esiri. Üstelik mermisi bitene kadar çatışıp son bombasını kendisinde patlatan bir gerilla. Öldüğü sanılıp ceset torbasıyla hastane morguna atılıyor.
- Yaşadığı anlaşılınca yüzü parçalanıp bir gözü çıkarılıyor, sağlam kolu kırılıyor. 5 günlük hastane işkencesinden sonra ağır yaralı ve alçılar içinde mahkemeye çıkarılıp ağırlaştırılmış müebbet ve 78 yıl hapis veriliyor. Civan, 20 yaşından beri cezaevinde.
PERVİN YERLİKAYA - FRANKFURT
Civan Boltan, Çewlik’te girdiği çatışmada ağır yaralandı, ‘öldü’ denilip ceset torbasına konuldu, hastane morgunda yaşadığı anlaşıldı. Tedavisi yapılmadan hapsedildi. Sağ kolu yok, sol gözü görmüyor, sağ gözü ise az görüyor. Koğuştaki arkadaşlarının yardımına gereksinim duyuyor. Civan hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 78 yıl hapis cezası bulunuyor.
8 yıldır cezaevinde tutulan Civan Boltan, 28 yaşında. Çocukluğundan itibaren siyaset içinde olan Civan, doğduğunda babası gazeteci Hakkı Boltan cezaevindeydi. Birçok kez tutuklanarak cezaevine konulan Boltan, özgür Kürt basınının emektarlarından, hakkında açılmış çok sayıda dava bulunuyor. 15 yıllık tutsaklık ardından 2006’da tahliye olduğunda Civan 14 yaşındaydı. Boltan, ”Civan’ın çocukluğu cezaevleri görüşlerinde geçti. Baskıların yoğun olarak yaşandığı Kürdistan coğrafyasında büyüdü” diyor. Civan da babasının yolundan giderek basın çalışmalarında yer almaya başladı. Boltan, ”Çocuk yaşta bizimle beraber basın çalışmalarında yer alıyordu” diye belirtiyor.
23 yıl ceza istediler
Cezaevine ise ilk olarak 16’sında girdi. Dönemin Başbakanı Recep T. Erdoğan’ın 20 Ekim 2008 Amed’i ziyareti sırasında ’polise taş attığı’ gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine konulanlardan. 6 aylık tutsaklık ardından serbest kaldığında hakkında 23 yıl hapis istemiyle Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Mazlum’un ardından gerillaya
”Cezaevinden çıktıktan sonra basında birlikte çalıştığı Mazlum Erenci’nin (Yılmaz Piling) gerillaya katılması Civan’ın üzerinde çok büyük bir etki yarattı” diyen Boltan, oğlunun 2011’de Mazlum’un şehadetinden birkaç gün sonra gerilla saflarına katıldığını aktarıyor.
Morgda yaşadığı anlaşıldı
Bir yıl sonra oğlunun Çewlik’te çıkan bir çatışmada yaralandığını aktaran Boltan, ”bize ilk önce öldüğü söylendi, hastanede yaşadığı anlaşılıyor” diyerek, o güne dair şunları paylaşıyor: ”Civan, 24 Nisan 2012’de 3 günlük bir çatışmadan sonra yaralandı. Dört arkadaşlarmış, bir arkadaşı yaralı diğer iki arkadaşı da şehit düşüyor. Civan, kurşunu bittiği için kendi silahını kırıp kayalıklardan attıktan sonra kalan el bombasını kendi üzerinde patlatıyor. Bu yüzden bize ilk başta yaşamını yitirdiğini söylediler. Askerler öldüğünü düşündüğü için cenaze torbasına koyup Çewlik’e gönderiyor. Hastane morgunda yaralı olduğu fark edilip tedavisi başlatılıyor.”
70’e yakın şarapnel parçası
Civan’ın yaşadığı bir sağlık probleminin yaralandıktan sonra hayatta kalmasına yardımcı olduğunu söyleyen Boltan, ”Soğuk hava olduğu zaman kan akışı duruyor. Bombayı patlattığında organları parçalanmasına rağmen kan akışı olmuyor ve bu sayede yaşıyor” diyerek, vücudunda 70’e yakın şarapnel parçası olduğunu ekliyor.
Hastanede gözünü aldılar
Oğlunun yaşadığı anlaşılınca hastanede işkenceye maruz kaldığını belirten Boltan, şöyle devam ediyor: ”Olay yerinde inceleme yapan savcı, Civan’ın annesine, ‘bir kolunun koptuğunu, vücudunda çok fazla şarapnel parçası izi olduğunu ancak yüzünde hiçbir darp izinin olmadığını’ söylemiş. Ancak yaralı olduğu anlaşılınca asker ya da koruyucular hastanede tekrar darp ederek gözünü kaybetmesine neden olmuşlar.”
Kaçırmaya çalıştılar
Civan’ın ağır yaralarına rağmen 5 gün içerisinde sorgu ve tedavisinin tamamlanarak cezaevine konulduğunu ifade eden Boltan, o günleri şöyle anlatıyor: ”Hastanede Civan’a ‘istediğimiz cevabı verirsen sana yardım ederiz’ demişler. Bu dayatmayı reddeden Civan, ‘Eğer yardımcı olmak istiyorsanız beni pencereye kadar götürün, yarım bıraktığım işimi tamamlamasını bilirim’ diyerek ‘Bijî Serok Apo’ diye slogan atıyor. Civan’ın tutumu nedeniyle baskılar hastanede de bitmedi. Civan’ı yolda kaçırmaya çalıştılar. O dönem Çewlik Milletvekili olan İdris Baluken ve basın sayesinde kaçırılmasını engelledik. Ben de Çewlik’ten Amed’e gidene kadar bir kaç kez gözaltına alındım. Civan’ı tüm vücudu sargılı bir şekilde tekerlekli sandalye ile mahkemeye çıkardılar. Bir kolu yoktu, diğer kolunu da darp ederek kırdıklarından alçı içerisindeydi. Çatışmada yaralandıktan sonra Civan’ı ilk kez mahkemede görebildik. Tutuklanarak Amed’deki Cezaevi’ne gönderildi.”
Tedavisi engellendi
Civan, görülen 3. duruşmasında ‘örgüt üyeliği’nden ceza aldı ve karar onandı. Boltan, ”Hem ağırlaştırılmış müebbet cezası hem de 78 yıl ceza vererek bir insan yaşamından daha uzun cezalar veriliyor” diyerek tepkisini dile getirirken, Civan’ın tedavisinin de engellendiğine dikkat çekiyor. Eksik tedaviden dolayı Civan’ın sağ gözünün de görme yetisini önemli oranda yitirdiğini kaydeden Boltan, 2016’da sürgün edildiği Bolu cezaevinde de daha zorlu bir sürecin başladığını anlatıyor.
AİHM kararı: Tek kişi kalamaz
Bolu’da Yargıtay süreci bitti ve tek kişilik hücreye alındı. AİHM’e başvuru yaparak bu duruma itiraz ettik. AİHM bu süreci işkence olarak belirledi ve böylesi bir hastanın yalnız bırakılmayacağı kararını verdi. AİHM kararı ardından hücreden çıkarılsa da ”cezaevi koşulları düzeltilsin” kararının hayata geçirilmediğini söyleyen Boltan, şöyle devam ediyor: ”Odada üç kişi kalıyorlar. Temizlik, üstünü değiştirme konularında arkadaşları yardımcı oluyor. Hala vücudunun birçok yerinde özellikle başında büyük bir risk teşkil eden büyük bir şarapnel parçası var. Hayati tehlikesi olduğu için ameliyat yapılamıyor. Milimetrelik bir hareket bile ölümüne sebep olur.
Nasıl olsa 35’inde iyileşecek!
Doktorlar kan hastalığı yüzünden soğuk yerde kalmaması gerektiğini söylüyor. Bolu çok soğuk bir yer ve soğuk hava onun için hayati tehlike oluşturuyor. ‘Kan hastalığı 35’inden sonra iyileşecek’ denilerek tedavisi de yapılmıyor. Bu karar Adalet Bakanlığı tarafından veriliyor. Düşman hukuku uygulanıyor, Civan’ın sıcak bir bölgeye sevki yapılmayarak adeta işkence yapılıyor. Sevk için yaptığımız tüm başvurulara ilgisiz cevaplar veriyorlar. ‘Burada bırakalım, bir an önce ölsün’ düşüncesi hakim.”
Saz çalıyor, sıra kemanda
Her şeye rağmen Civan’ın moralinin çok yüksek olduğunu vurgulayan Boltan, “Civan bu devleti iyi tanıyor ve her şeyin bilincindedir. Tüm sağlık sorunlarına rağmen yaşama dört elle sarılıyor. Tek eliyle saz çalmayı öğrenmiş ve şimdi de keman çalmayı öğrenmeye çalışıyor. Yaşamaya olan bağlılığı ve aşkı bizlere moral oluyor” diyor.
İçeride tutsaklara dışarıda ailelere işkence yapıldığını kaydeden Boltan, ”Görüşlerde, telefon görüşmelerimizde çok farklı uygulamalara ve zorluklara maruz bırakılıyoruz. Her şeye rağmen onların haklarını sonuna kadar savunacak ve direneceğiz” diye belirtiyor.
Sesleri olacağız
Cezaevlerinde açlık grevleri başladığından bu yana baskıların da arttığının altını çizen Boltan, şunları ekliyor: ”Artık gece bile arama adıyla koğuşlara baskınlar yapılıyor. Yazı çalışmalarına ‘inceleyeceğiz’ diyerek el konuluyor. Özellikle Kürtçe yazıları ‘biz anlamıyoruz’ diyerek alınıyor. Türkçe yazılar da ise ‘özgürlük, demokrasi’ kavramını gördüklerinde alıyorlar. Açlık grevlerinde olan eylemcilerin talepleri bizlerin de talepleridir. Sessizlik, zindandaki tutsakların üzerindeki baskının daha çok artmasına neden olacaktır. Aileleri olarak onların sesi olacağız. Talepleri ve eylemlerini her yerde duyuracağız.”