Yüreğimizin yarısını bırakıyoruz

Kemal Ertürk

Kemal Ertürk

  • İHD'nin ağır hasta tutsaklar listesinde yer alan Kemal Ertürk’ün tedavi ve bakım imkanlarından yoksun şekilde cezaevinde tutulması yaşamını tehdit ediyor. Kardeşi Bahar Ertürk, “Aradan 25 yıl geçse bile eve her görüşten sonra bir yanım eksik dönüyorum” dedi.

ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL

Ailesi, ağır hasta mahpus ve Wernicke Korsakoff hastası Kemal Ertürk’ün acilen serbest bırakılmasını talep ediyor. Kardeşi Bahar Ertürk, “Aradan 25 yıl geçse bile her görüşte yüreğimizin yarısını orada bırakıyoruz. Elimiz kolumuz bağlı çıkıyoruz ama o orada yaşamaya devam ediyor. Eve her görüşten sonra bir yanım eksik dönüyorum” dedi.

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsaklar listesinde yer alan Kemal Ertürk’ün tedavi ve bakım imkanlarından yoksun şekilde cezaevinde tutulması yaşamını tehdit ediyor. İnsan hakları kurumları, Ertürk’ün bir an önce serbest bırakılmasını istiyor.

İdam cezasına çarptırıldı

Kemal Ertürk, 7 Mart 1999’da Çankırı Valisi'ne suikast iddiasıyla Eskişehir’den İstanbul’a gelirken gözaltına alındı. Ağır işkenceye maruz kaldı ve bir hafta sonra mahkemeye çıkarılarak halk arasında “Eskişehir tabutluğu” olarak bilinen Eskişehir Özel Tip Hapishanesi’ne konuldu. Burada uzun süre tek kişilik hücrede tutuldu ve sistematik işkenceye uğradı. Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) başlayan yargılamada, işkenceyle alınan tanık ifadeleri ve dayanaksız iddialar dışında kanıt olmamasına rağmen Ertürk, jet hızıyla idam cezasına çarptırıldı. Türkiye’de idam cezasının kaldırılmasının ardından cezası müebbet hapse çevrildi.

63 gün ölüm orucu

Kemal Ertürk, 1999'da cezaevinde yaşanan işkence ve kötü muameleleri protesto etmek ve başka bir cezaevine sevkinin yapılması talebiyle ölüm orucuna başladı. Ertürk, 63 gün ölüm orucunda kaldı ve durumu kötüleşince Ankara Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Ablası Bahar Ertürk, “Kemal hastaneye kaldırılınca oradaki doktorlar ‘her şeye hazırlıklı olun’ deyince biz artık yaşayacağından umudu kesmiş ve İstanbul’da cenaze hazırlıklarına başlamıştık. Ölüm orucunun 63. gününde talepleri kabul edilince eylemini sonlandırdı” dedi.

Sağlık durumu ağırlaşıyor

Eskişehir’den Nevşehir’e, ardından Sincan F Tipi'ne,  2016'da Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. Ertürk, halen bu cezaevinde kalıyor. 25 yıllık mahpus yaşamında, Wernicke Korsakoff, Tip 2 diyabet, hipertansiyon, görme bozukluğu, dizlerde menüsküs, bel fıtığı, hemoroid, mide ülseri ve gastrit gibi ciddi hastalıklarla mücadele ediyor. Kas-eklem ağrıları ve hemoroide bağlı kanama şikayetleri ise sürüyor.

Cezaevi ‘unutmuş’

Ablası Bahar Ertürk, kardeşinin hapishane koşullarına bağlı olarak birçok hastalığa yakalandığını ve sağlık durumunun gittikçe ağırlaştığını ifade etti. Abla Ertürk, “Kasım 2024’te planlanan kolonoskopi ve endoskopi işlemleri cezaevi yönetiminin ‘unutması’ nedeniyle yapılmadı. Bu tür hak ihlalleri yıllardır devam ediyor” dedi. 

 

 

Doktor kelepçe taktırdı

Kardeşinin kelepçeli muayene dayatmasına maruz kaldığını belirten Ertürk, “Doktorun itirazıyla kelepçesi takıldı ve tedavisi yapılmadan geri getirildi. Uzun hapishane sürecinde daha önce de kelepçe dayatmalarını ve hak ihlallerini defalarca duymuş ve dinlemiş bir mahpus yakını olarak, yüreğimin nasıl kanadığını anlatacak kelime bulamıyorum” diyerek tepki gösterdi. 

25 yılın 10 yılı tek başına 

Kardeşinin 25 yıllık tutsaklığını 10 yılını tek başına bir hücrede geçirdiğini belirten Bahar Ertürk, şöyle devam etti: “Kardeşim çok zor zamanlardan geçti. Beden sağlığının dışında bir de ruh sağlığı söz konusu. Kenan psikolojik olarak çok fazla yıprandı. Biz görüşlerine gittiğimizde bazen öyle şeylerden bahsediyordu ki belli etmesem de ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Tek başına hücrede kaldığı dönem kimseden destek alamıyordu. Bazen hücrede sürünerek tuvalete, su içmeye gittiği zamanları da oldu. Cezaevinde çok fazla sıkıntılar var. Tüm bu olumsuz ve gayrı insani koşulara rağmen umutlarını ve mücadele azmini korumayı biliyor.” 

Eve bir yanım eksik dönüyorum

“Görüşe gitmek çok güzel bir şey ama bir de o görüşün bittikten sonraki süreci var” diyen Bahar Ertürk, her görüş sonrası yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Biz yüreğimizin yarısını orada bırakıyoruz. Aradan 25 yıl geçse bile her görüşte bunu yaşıyoruz. Elimiz kolumuz bağlı oradan çıkıyoruz ama o orada yaşamaya devam ediyor. Her görüşmemizden sonra eve bir yanım eksik dönüyorum. Görüşe giderken ona çok şey anlatmak istiyorum, hatta yolda ne anlatacağımı kafamda netleştiriyorum ama görüşe gittiğimde çok şeyi anlatmadan geri dönüyorum.”  

ATK şaşırtmadı

Ailesi ve avukatlarının Kemal Ertürk’ün serbest bırakılması için yaptığı girişimler sonuçsuz kaldı. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) kardeşi için “cezaevinde kalabilir” raporu verdiğini belirten Ertürk, “Bütün hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavi süreçlerinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Kamuoyunun yanımızda olup sesimizi duyurmasını ve kardeşimin serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.