4 bin kişi 'umut hakkı'nı bekliyor

Civan Ortaç

Civan Ortaç

  • Avukat Civan Ortaç, “umut hakkı”ndan yararlanmayı bekleyen 4 bin tutsağın olduğunu söyledi.

Mêrdîn Barosu İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Civan Ortaç, toplumsal uzlaşı ve barışın sağlanabilmesi için İmralı'daki tecridin sonlandırılması gerektiğini belirtti.

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yılı aşkın bir süredir tecrit altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 43 ay sonra yeğeni, milletvekili Ömer Öcalan ile 23 Ekim’de aile görüşü gerçekleştirdi. Kürt Halk Önderi, “Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” mesajı verdi. Abdullah Öcalan’ın yıllar sonra dışarıya ulaşan mesajının ardından ise ilk önce aile, ardından da avukat görüşüne yasak getirildi. Mesaj, gündemdeki yerini korurken, yıllardır Kürt kamuoyu ve hukukçuların dile getirdiği “umut hakkı”, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla yeniden tartışılıyor. 

Bakanlar Konseyi süre verdi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 Mart 2014'te Küt Halk Önderi'nin şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini, “umut hakkı” ilkesi gereğince Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı buldu ve Türkiye’den bu konuda düzenleme yapmasını istedi.  Türkiye, aradan geçen 10 yıla rağmen "ihlal" kararına dair herhangi bir adım atmadı. AİHM’in kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 17-19 Eylül arasında yaptığı son toplantısında, Türkiye’ye gerekli önlemlerin geciktirilmeden alınmasını, aksi halde Eylül 2025'teki toplantıda ara karar hazırlanacağı uyarısında bulundu. 

MA'ya konuşan Mêrdîn Barosu İnsan Hakları Komisyonu'ndan avukat Civan Ortaç, “umut hakkı”nın ilk olarak 1977'de Federal Almanya Anayasa Mahkemesi’nin içtihatları ile ortaya atıldığını hatırlatarak, “Daha sonrasında yine Federal Anayasa Mahkemesi’nin 1988'de verdiği bir karar var. AİHM'in bu kararı 1998'den bu yana tartıştığını fakat ilk kararı, 2013'te verdiğini görüyoruz. 2013'te Birleşik Krallık Winter kararı ile 'umut hakkı’nın temelleri atılmıştır. Yoksa gerek ulusal mevzuatlarda gerekse de uluslararası mevzuatlarda ‘umut hakkı’nın net bir tanımına denk gelmemekteyiz” dedi. AİHM’in “ağırlaştırılmış müebbet” ve “müebbet” hapis cezalarının ömür boyu çektirilmemesi gerektiğine atıf yaptığını dile getiren Ortaç, hapis cezalarının ömür boyu sürmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi bağlamında işkence ve kötü muamele yasağının ihlali durumunun ortaya çıkacağına dikkat çekildiğini söyledi.

Binlerce tutsak mahrum

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararına dikkat çeken Ortaç, AİHM’nin “koşullu salıverme için bir değerlendirme süresinin öngörülmemesi” nedeniyle AİHS’in ihlal edildiği yönünde karar verdiğini anımsattı. Ortaç, “Bakanlar Komitesi de yaptığı toplantıda, Türkiye’nin bu yönde denetim mekanizmasının kurulması, hem de belirli sürelerle kişinin salıverilip, salıverilmeyeceğine denetlemesine ilişkin karar vermiş. Bu noktada aslında sadece Abdullah Öcalan değil, genelde yaklaşık 4 bin kişinin bu durumda olduğunu belirtebiliriz. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye bu durumda kaç kişinin olduğunu sormuş ve Türkiye’nin verdiği cevaba göre; yaklaşık 4 bin kişinin ‘umut hakkı’ndan mahrum bırakıldığını söyleyebiliriz” dedi.

Yeni düzenleme ihtiyacı

“Umut hakkı”nın uygulanması gerektiğinin altını çizen Ortaç, bunu aşmanın yolunun 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’daki geçici 2. Maddesi’nde bulunan düzenlemenin kaldırılması olduğunu söyledi. Aynı zamanda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu dile getiren Ortaç, “umut hakkı”nın 5275 Sayılı Kanun ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’ndaki düzenlemelere dayanılarak engellendiğini vurgulayarak, “Bu düzenlemelerin ilga edilmesi, yeni düzenlemelerin yapılması ve denetim mekanizmasının kurulmasıyla bunun önüne geçilebilir” diye konuştu.  

Tecride zaten son verilmeli

Tecridin başlı başına insan haklarına dönük ağır bir ihlal olduğunu kaydeden Ortaç, şöyle konuştu: “Devlet Bahçeli’nin tecride ilişkin çıkışlarından sonra toplumsal anlamda toplumsal uzlaşının ve barışın sağlanabilmesi için tecride zaten son verilmesi gerekiyor. Bir yandan tecridin kaldırılmasını konuşuyoruz, diğer yandan kayyım uygulamalarını yaşıyoruz. O bağlamda aslında tecridin sona erdirilmesi, tamamen yürütmenin alabileceği bir kararla alakalı, çünkü bu yargısal bir karar değil. Yürütmenin müdahalesiyle olan bir durum. İnsan hakları bağlamında tecridin kaldırılması ile ‘umut hakkı’nın aynı anda kullandırılması ile sonuç alınabilir.”  MÊRDÎN 

 

* * *

Avukatlardan İmralı başvurusu

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatları yeni bir başvuru yaptı. 

Başvurular, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Cengiz Yürekli, Emran Emekçi, İbrahim Bilmez ve Suzan Akipa tarafından dün yapıldı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne başvuruda bulunan avukatlar, ayrıca İmralı'daki diğer müvekkilleri Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için de görüşme talep etti. 

Avukatların, görüşme başvurularının çoğuna yanıt verilmiyor. Bursa İnfaz Hakimliği tarafından verilen yanıtlarda ise "disiplin cezaları" gerekçe gösterilerek avukat görüşleri 6 aylık periyotlarla yasaklanıyor. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.