60 milyon kadın tehlike altında
Dünya Haberleri —
- Dünya genelinde savaş ve çatışmalar sebebi ile mülteci ve göçmen durumuna düşen kadınlara yönelik tecavüz vakaları korkunç boyutlara ulaştı. UNHCR: “Mülteci kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet geçtiğimiz yıla oranla yüzde 50 arttı”
Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR) 25 Kasım'dan 10 Aralık'a kadar sürecek olan Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm kampanyasına, farkındalık yaratmak için yayımladığı son raporda, mülteci kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin 2024 yılında geçtiğimiz yıla oranla yüzde 50 oranında arttığını duyurdu. Doğrulanan son verilere göre toplumsal ahlak normlarının çöküşünün getirdiği cinsel şiddet endişe verici ve şoke edici boyutlarda. Savaştan ve ölüm tehlikesinden kaçan kadınların büyük kısmı göç yollarında ya da bulundukları ülkelerde tecavüze uğruyor.
Mültecilere saldırı arttı
Mülteci Yüksek Komiserliği, dünya genelinde, zorla yerinden edilen veya vatansız bırakılan 60 milyondan fazla kadın ve çocuğun, yüksek oranda toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Raporda, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin dünya çapında en yaygın insan hakları ihlallerinden biri olmaya devam ettiği, evlerini terk etmek zorunda kalan kadın ve kız çocukları için şiddet görme risklerinin giderek daha da arttığı uyarısında bulunuldu. UNHCR, bu yıl şoke edici düzeyde artan kadın mültecilere yönelik şiddet vakaları arasında en fazla ihlalin tecavüz vakaları şeklinde yaşandığı kaydedildi. Raporda, tecavüz ve cinsel taciz dahil birçok şiddet vakasının yetkililere bildirilmediği için bu rakamların yaşanılanların sadece küçük bir bölümünü yansıttığını kaydetti.
Yayınlanan raporda, çatışmalar ve insani krizler yüzünden birçok ücra bölgeye insani erişimin durduğu, temel gıda malzemesine dahi ulaşılamayan bu yerlerde kadınlara yönelik şiddet eylemlerine karşı adalet mekanizmasının çalışmadığı kaydedildi.
Akdeniz değil tecavüz denizi
Raporda, Akdeniz’i göç yolu için kullanan kadın mültecilere yönelik cinsel şiddet, sömürü, köleleştirilme ve insan kaçakçılığı vakalarının arttığına dikkat çekildi. İnsani yardım kuruluşlarının, Akdeniz’de göç yolunda olan bu kadınların yüzde 90'ının tecavüze uğradığını tahmin ettiği belirtildi.
Komşu ülkelere kaçan cinsel şiddet mağdurlarının, yerlerinden edilmeleri sırasında karşılaşabilecekleri cinsiyete dayalı şiddet risklerinin de arttığı kaydedildi. Raporda, zorla yerinden edilen mülteci kadın ve kız çocuklarının yakın partner şiddeti konusunda da yüksek risklerle karşı karşıya olduğu vurgulandı. Ayrıca, engelli kadınlar ve kız çocuklarının, yoksulluk içinde yaşayanların, farklı cinsel yönelimlerle, farklı cinsiyet özelliklerine sahip olanların şiddet görme riskinin çok daha yüksek olduğu ifade edildi.
İğrençliğin küçük bir bölümü
BM Mülteci Yüksek Komiserliği, elde ettiği son verilerle ilgili yaptığı açıklamada, “Kadınların ve kız çocuklarının sağlığını, onurunu, güvenliğini ve özerkliğini etkileyen bu iğrenç insan hakkı ihlalleriyle şiddetin pek çok vakası bildirilmediği için bu rakamlar gerçeğin küçük bir kısmını temsil ediyor. Dünyada çatışmaların yaşandığı bölgelerdeki ücra bölgelere ya insani yardım erişimi kesilmiş ya da kaynaklar ve ulaşan yardım kıt. Adalete erişim de sınırlı kalmakta ve hayatta kalanlar misilleme, sosyal marjinalleşme korkusu yaşamaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki çatışma durumlarında çalışan meslektaşlarımız, hayatta kalan kadınlardan, acımasız şiddet, işkence, cinsel sömürü, cinsel şiddet, savaş silahı olarak kullanılmak da dahil olmak üzere temel insan haklarının ihlal edilmesine kadar birçok dehşete tanıklık ediyor” denildi. NEW YORK