Almanya’da aşırı sağ neden ve nasıl yükseldi?

Dünya Haberleri —

AFD protestosu / foto:AFP

AFD protestosu / foto:AFP

  • Aşırı sağın yükselişinin arkasında elbette Almanya’da solun zayıflaması, Alman işçi sınıfının azımsanmayacak bir kesiminin bu partiye oy vermesinin rolü fazla.
  • Alman Sendikalar Birliği (DGB) tarafından yayınlanan grafiğe göre, AP seçimlerinde aşırı sağ parti AfD’ye oy verenlerin yüzde 18,5’i sendika üyesi idi.
  • “infratest dimap” adlı kamuoyu araştırma şirketinin verilerine göre “AfD kimden oy alıyor?” sorusunda verilen yanıtta yüzde 33 ile işçiler açık arayla önde.

YÜCEL ÖZDEMİR*

9 Haziran’da yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ortaya çıkan tablo bir kez daha Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde aşırı sağ partilerin, ırkçıların neden güç kazandığı tartışmasını başlattı. Ayrıca aşırı sağın nasıl güçten düşürülebileceği de sol ilerici kesimler arasında değişik düzeylerde tartışılıyor.

 

Yücel Özdemir

 

Aşırı sağcı, ırkçı ve faşist kesimlerin içinde örgütlendiği Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yükselişi ile artan sosyal-ekonomik sorunlar arasında doğrudan bir bağlantı var. 2008-2010 yılları arasında yaşanan ekonomik-mali krizin de etkisiyle geniş kesimler arasında başlayan gelecek korkusu ve endişesi üzerinden Şubat 2013’te bir grup neoliberal bilim insanı tarafından kurulan AfD, Eylül 2013’te girdiği ilk genel seçimlerde yüzde 4,7 oy almıştı. Bu oy oranı AfD’nin meclise girmesine yetmese de yükselişin devam edeceğini gösteriyordu. Nitekim 2015’de yaşanan “mülteci krizi”nin de etkisiyle 2017’deki genel seçimlerde yüzde 12,6 gibi yüksek bir oy alarak Federal Parlamento’ya girmeyi başardı. Ardından Almanya’nın bütün eyaletlerinde meclislere girmeye devam etti. 2021’deki genel seçimlerde de yüzde 10’nun üzerinde oy alarak mecliste güçlü bir grup olarak kalmaya devam etti.

Yükselişi küçümsenmemeli

Mülteciler, göçmenler, koronavirüs ve Ukrayna savaşının yükselişinde etkili olduğu AfD, bu AP seçimlerinde beş yıl öncesine göre yüzde 5 oyunu arttırarak, toplamda yüzde 15,9 oy aldı. Anketlerde de yüksek oy alabileceği görünüyordu. Bu yılın başından bu yana milyonlarca insan sokağa çıkıp AfD’ye karşı eylemler yaptığı halde alınan oy oranı elbette halen çok yüksek. Bu nedenle AfD’nin şahsında aşırı sağın yükselişi küçümsememeli. Artan ekonomik sosyal sorunlara bağlı olarak aşırı sağın daha uzun süre Almanya’da siyaset sahnesinde kalmaya devam edeceği görülüyor.

Sendika üyeleri sağı destekliyor

Aşırı sağın yükselişinin arkasında elbette Almanya’da solun zayıflaması, Alman işçi sınıfının azımsanmayacak bir kesiminin bu partiye oy vermesinin rolü fazla. Bu konuda hafta başından bu yana yapılan analizlerden kalan birkaç veri bulunuyor. Alman Sendikalar Birliği (DGB) tarafından yayınlanan grafiğe göre, AP seçimlerinde aşırı sağ parti AfD’ye oy verenlerin yüzde 18,5’i sendika üyesi idi. Irkçı parti ülke genelinde yüzde 15,9 oy alırken, sendika üyelerinden aldığı oyun ortalamanın üzerinde olması dikkat çekici. Sendikalar üzerinde büyük bir etkisi olan sözde sosyal demokrat SPD’nin aldığı oy ise yüzde 18,1. SPD’nin ülke genelindeki oyu da 13,9. Sendika üyeleri arasında muhafazakar CDU/CSU’ya oy verenlerin oranı ise yüzde 24,8. Toplamda, sendika üyelerinin daha fazla sağ partilere oy verdiği görülüyor.

AfD’ye oy verenlerin yüzde 33’ü işçi

Bir diğer önemli veriyi de “infratest dimap” adlı kamuoyu araştırma şirketi yayınladı. “AfD kimden oy alıyor?” sorusunda verilen yanıtta yüzde 33 ile işçiler açık arayla önde. Üstelik bu oran 2019 seçimlerine göre yüzde 10 artmış. AfD’nin oy aldığı diğer meslek gruplarında memurlar yüzde 15, serbest çalışanlar yüzde 17, emekliler yüzde 11 görünüyor.

Aynı verilerde SPD’nin işçilerden aldığı oy oranı yüzde 12, muhafazakar Birlik partileri (CDU/CSU) yüzde 24, Sol Parti (Die Linke) yüzde 3, Yeşiller yüzde 6, Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) yüzde 6. Veriler, Alman işçi sınıfının yarısına yakınının muhafazakar ve aşırı sağ partilere oy verdiğini gösteriyor.

Doğu Almanya’da AfD’nin yükselişi

Almanya’da bir diğer önemli veri de bölgesel farklılığa dair. İki Almanya’nın birleşmesinden sonra uzun yıllar Sol Parti, Doğu Almanya’daki eyaletlerde birinci ya da ikinci güçtü. Şimdi işsizliğin, yoksulluğun, gelir adaletsizliğinin, alt yapı sorunlarının daha fazla olduğu zengin Almanya’nın yoksul doğusunda aşırı sağcı, ırkçı, hatta faşist parti açık arayla önde. AfD, Saksonya’da yüzde 32, Saksonya Anhalt’ta yüzde 30,5, Sol Partili başbakanın olduğu Thüringen’de yüzde 30,7, Brandenburg’da yüzde 27,5, Mecklenburg-Vorpommern’de yüzde 28,3 oy aldı. Doğu Almanya’daki eyaletlerde beş yıl öncesine göre oylarını yüzde 8-10 arasında arttırdı. Doğu Almanya’da Alman işçiler arasında AfD’ye oy verenlerin oranı Batı’ya göre çok daha fazla.

Parlamento seçimleri Eylül’de

Önümüzdeki Eylül ayında Brandenburg, Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde yapılacak parlamento seçimlerinde de AfD’nin yüksek oy alması bekleniyor. Bu eyaletlerde birinci parti olarak çıkması durumunda koalisyon hükümetleri kurulması da zorlaşacak.

 

AFD / foto:AFP

 

BSW, AfD’den oy almaya aday

Doğu’daki yüksek oran ülke genelindeki artışı etkiliyor. Bu eyaletlerde Sol Parti’nin oyu yüzde 5 civarına düşerken, yükselen diğer güç ırkçı olmayan ama göçmenler ve mülteciler konusunda muhafazakarların söylediklerini tekrarlayan “sol muhafazakar” BSW. Ocak ayında kurulan bu parti bölgede ortalama yüzde 15 oy aldı. Denilebilir ki; BSW asıl olarak beyaz Alman işçi sınıfına seslenen bir politika izliyor ve 2025’deki genel seçimlere kadar hem AfD’den hem de diğer partilerden işçi oylarını almaya aday bir parti.

Sol Parti hezimete uğradı

Keza; AfD ve BSW’ye Ukrayna savaşına, Alman sermayesinin çıkarları için Rusya ve Çin ile ilişkilerin bozulmasına karşı çıktıkları için oy verenler de fazla. Sol Parti, savaşa karşı mücadele etmediği için adeta hezimete uğradı.

Savaşa karşı çıkanlar güç topluyor

Gelişmeler; savunduğu ideolojiden bağımsız olarak Alman işçi sınıfını kazananların, savaşa karşı çıkanların güç toplayacağını gösteriyor. Muhtemelen 2025’deki genel seçimlerde de AfD’nin oyu yüzde 10-15 bandında kalmaya devam edecek.

Bütün bunlar sendikalardan başlayarak emek örgütlerinin işçilerin güvenini yeniden kazanması durumunda aşırı sağın, muhafazakarların güç kaybedebileceğini gösteriyor. Sermaye partilerinin arka bahçesine dönüşmüş Alman sendikalarının yöneticilerinin bunu yapması pek mümkün görünmüyor. Ancak, sendika bürokrasisi dışında tabandan ortaya çıkacak yerli-göçmen işçilerin içinde olduğu inisiyatifler bunu başarabilirler.

Almanya’da yaşayan Türkiye ve Kürdistanlıların aşırı sağın yükselişe karşı antifaşist güçlerle birlikte hareket etmesi büyük bir önem taşıyor. Unutmayalım ki, ırkçılık ve faşizm kendisi gibi düşünmeyen, hareket etmeyen bütün toplumsal gruplara düşmandır.

* Evrensel Gazetesi Yazarı

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.