Arazideki çuvaldan 73 yıl hapis
- Urfa'nın Suruç ilçesine bağlı Şevran Mahallesi yolunda 30 Nisan 2013'te bulunduğu iddia edilen “bomba çuvalı" nedeniyle haklarında dava açılan 7 kişiye ceza yağdı.
Aralarında gazeteci-yazar Mehmet Serhat Polatsoy’un da olduğu 5 kişi hakkında açılan davada toplamda 73 yıl 20 gün hapis cezası verildi.
Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 33. duruşmasına yargılanan Doğan Sayin mazeret bildirerek katılmazken; Mehmet Serhat Polatsoy, Mehmet Ekrem Polatsoy, Şahin Tanrıkulu, Ahmet Geçgel, Müslüm Halhallı ve Ayhan Oruç ile avukatları katıldı.
Hakkında TCK 302 (Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma), “Örgüt üyesi olma”, “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma” ve “Örgüt propagandası yapma” iddiaları ile müebbet ve 96 yıl hapis cezası talep edilen Kürt yazar Mehmet Serhat Polatsoy, iddia makamının mütalaasını kabul etmeyerek, iddialara “komplo” dedi. “Bomba çuvalı" olduğu iddia edilen çuvalların kendisine ait olmadığını belirten Polatsoy, “Ben bombacı değilim, hiçbir kirli ilişki içerisinde bulunmadım. Üzerime atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum” dedi.
Ardından savunma yapan Mehmet Ekrem Polatsoy, Şahin Tanrıkulu, Ayhan Oruç, Müslüm Halhallı ve Ahmet Geçgel de suçlamaları reddederek, beraatlarını talep etti. Avukatları, müvekkillerinin yapmış olduğu savunmaya katılarak beraat talep etti. Mahkeme heyeti, son sözleri kararını açıkladı.
Mahkeme, Mehmet Serhat Polatsoy hakkında “Örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla 7 yıl 6 ay, “Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme” iddiası ile 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 25 bin TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi; “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya teşebbüs” iddiası ve “Örgüt propagandası” ile ilgisi suçlamalardan beraat etti. Mahkeme, Mustafa Ekrem Polatsoy, Doğan Sayin, Şahin Tanrıkulu ve Müslüm Halhallı’nın ise “Örgüte silah sağlama” suçlaması ile ayrı ayrı 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına; aynı suçlamayla yargılanan Ahmet Geçgel ve Ayhan Oruç hakkında ise beraat kararı verdi.
Bomba değil, cam macunu
Yazar Polatsoy, dava süreciyle ilgili 15 Mart'ta MA'dan Emrullah Acar'a yaptığı açıklamada, Suruç ilçe merkezi meydanında gözaltına alınmalarına rağmen Türk medyasında “Suruç’ta 2 terörist bir köyde bomba çuvalları ile yakalandı” diye haber yapıldığını hatırlatarak, devamında tutuklandıklarını ve neyle suçlandıklarını iki ay sonra hazırlanan iddianameden öğrendiklerini söyledi. İddianameye konu olan “Suçlar” arasında “Gülen Cemaatinin Kirli Planları" başlıklı araştırma yazısının da olduğunu belirten Polatsoy, yazının delil olarak sunulmasının o yıllarda kendisini düşündürdüğünü kaydetti. O dönem “Gülen Cemaati” ile ilgili birçok yazı yazdığını anımsatan Polatsoy, “2013 yılı ‘Çözüm Süreci’nin başlangıç yılıydı. Sürecin başlangıcında, bozguna uğratmak için birçok benzer olay yaşandı. Suruç’ta o dönem polisler HÜDA PAR ve BDP’yi karşı karşıya getirmek için duvar yazılamaları bile yapmış, ‘Suruç’ta polisten provokasyon’ diye basında yazılıp çizilmişti. Bunları bir araya getirdiğimizde bir komplonun içine girdiğimizi anlamıştım. Sigara olarak aldığım çuvalların içinde ‘bomba’ olduğunu iddia ediyorlar ama içinde cam macunu çıktı” dedi.
Delil yok, kurgu var
İddianamede “Operasyonun Türkiye’de bir ilk olduğu” vurgusunun yer aldığını söyleyen Polatsoy, şunları dile getirdi: “Bu operasyon hala Türkiye’de bir ilk ve ben 8 yıldır yargılanıyorum. Hakkımda birçok kez benzer durumlardan düzmece işlem yapıldı. ‘1 Kasım seçimlerini kana bulama’ gerekçesi ile gözaltına alındım. Ankara patlaması ile ilgili atmadığım bir sanal medya mesajını attığım iddiasıyla gözaltına alındım. Defalarca yazdığım yazılar nedeniyle gözaltına alındım. Ortada somut bir delil yok, kurgu var. Bomba yok ortada ama Zaman Gazetesi ‘Ankara’yı kana bulayacaklardı’ diye bir gün sonra manşet haber girdi. Benim tabirimle bir ‘komplo’ var, ‘Çözüm Süreci'ne karşı bir arayıştı. Urfa’da farklı bir hukuk sistemi var. Ben bir köşe yazarıyım ve adalet istiyorum. Kalemimizden dökülen mürekkep birilerini rahatsız ediyorsa bundan sonra da etmeye devam edecek. Bir hakikat mücadelesi veriyorum ve korkmuyorum.”
URFA