Bakırhan: Belediyelerin işi hizmettir
- DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, partisinin yeni seçilen belediye eşbaşkanlarını uyardı: "Siyaset il, ilçe örgütlerimizin, yetkili kurullarımızın, genel merkezimizin, milletvekillerimizin işidir. Hizmet belediyelerimizin işidir."
DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, seçim sonuçlarını değerlendirmek ve önümüzdeki dönem mücadele hattını belirlemek için önceki gün toplanan ve dün de devam eden Parti Meclisi (PM) toplantısının açılışında konuştu. Bu toplantıları başarıyı kutlamak için değil, seçimlerde eksik ve yetersiz kaldıkları, kaybettikleri yerlerdeki nedenleri tartışmak; bunları ortadan kaldırmaya yönelik çaba ve çalışmalar için yaptıklarını vurgulayan Bakırhan, "Kazanım halklarımızındır, eksik ve yetmezlikler bizimdir" dedi.
Yeni dönem perspektifi
Bakırhan, yeni dönem perspektiflerinin çok net olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
* Daha güçlü örgütleneceğiz. Önümüzdeki dönem en önemli çalışma alanlarımızdan birisi örgütlenme olacak. Örgütlü olduğumuz ve olmadığımız kentlerle önemli çalışmalar yapacağız.
* Genişleyeceğiz. Bu seçimlerle birlikte çok önemli bir fırsat elimize geçti. Evet genişleyeceğiz, sadece Kürdistan'da seçimleri kazanmak, batıda kent uzlaşısı ile yönetimlere girmek yetmiyor daha da genişleteceğiz, daha da büyüteceğiz. Seçim sonuçlarında ortaya çıkan bu zemini demokratik ittifakları büyüterek sonuca ulaştıracağız.
Kürt halkının mesajı
Bakırhan, seçimlerde Kürt halkı ve Türkiye halklarının verdiği üç temel mesajın altını çizerek paylaştı:
* Kürt halkı, inkâr, düşmanlık, zulüm, kayyum ve kıyım politikalarına hayır diyerek, bu politikaları sandığa gömdü. Kürt sorunun demokratik çözümü konusunda iradesini bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya koydu. İktidara, ana muhalefet partisine, muhalefet partilerine, devlet aklına bir kez daha PM toplantımızdan bir çağrı yapmak istiyorum; bir yüzyılı Kürtlerin iradesini inkâr ederek yok sayarak kaybettiniz, ikinci yüzyılda bu iradeyi tanıma zamanı gelmiştir.
* İkincisi; daha fazla demokrasi mesajı oldu. Türkiye halkları sandıkta söz birliği etti; bu sözün adı da ruhu da daha fazla demokrasidir. Kürt meselesi, Alevi meselesi, eşitlik ve adalet sorunlarının çözümü demokratik bir anayasadır.
* Bir diğer mesaj; açlığa ve yoksulluğa sandıkta hayır denildi. Emekliler çığlığını oy pusulalarına yansıttı. Gençler geleceksizliğe itiraz etti. İşçiler bu krizin faturasını yükünü ‘biz çekmeyeceğiz’ dedi.
Çözüm ve müzakere siyaseti
Bu mesajları gündeme taşımak, sahiplenmek ve sonuca ulaştırmak görevini üstlendiklerini belirten Bakırhan, inşacı ve kurucu bir perspektifle devam edeceklerini söyledi. Bakırhan, "Asla rövanşist olmayacağız. Asla kazandık diye kibirlenmeyeceğiz. Hedefimiz demokratik siyaset temelinde çözüm ve müzakere siyasetini büyüterek başarıya ulaştırmak ve büyütmek olacaktır. Halkımızın bize yüklediği sorumlulukların farkındayız. Bunu başaracak gücümüz, irademiz ve vizyonumuz var" dedi.
Halkla birlikte yöneteceğiz
Yerel yönetimlerimiz aracılığıyla siyasi, ekonomik ve kültürel olarak da toplumu koruyacaklarını kaydeden Bakırhan, şunların altını çizdi: "Bizim belediyecilik anlayışımızda rant dağıtma, belediyeleri borç batağına batırmak yok. Bizim yerimiz belediye binaları değil, bizim yerimiz sokaklardır, caddelerdir, evlerdir, köylerdir. İnsanlarımızın yaşamış olduğu her yerdir. Dolayısıyla halka dokunacağız, halklar birlikte karar alacağız, halkla birlikte yöneteceğiz. Yerel yönetimlerimiz için hayat, sokakta, hizmetle başlar. Bizim için hizmet; 7 gün, 24 saattir. Bu böyle devam edecektir. Siyaset il, ilçe örgütlerimizin, yetkili kurullarımızın, genel merkezimizin, milletvekillerimizin işidir. Hizmet belediyelerimizin işidir. Kayyum ve AKP’nin rant belediyelerinin yarattığı tahribatları bir an önce gidermeye çalışacağız. Birçok belediyemiz 50 yıl çalışsa dahi, tasarruf etse dahi AKP ve kayyumların yaratmış olduğu borç batağını ortadan kaldıramayacak derecede büyük bir şekilde borçlandırılmıştır. Bütün bunlara rağmen çalışacağız, altından kalkmaya çalışacağız.
Söylediğini yapan gelenek
5 yıl boyunca sabah akşam halka açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, geleceksizliğe karşı korumak bizim görevlerimiz olacak. Belediyelerimizin görevi olacaktır. Bizim yerel yönetimleri aldığımız yerlerde ulaşım hizmetini karşılanmadığı için kimse okulunu dondurmayacak. Bizim belediyelerimizde kimse çocuğuna süt ve bez götüremeyecek durumda kalmayacak. Bizim belediyelerimiz olanakları ölçüsünde o kentin dinamikleri ve halkıyla dayanışarak yoksulluğa ve çaresizliğe de çözüm ve çare olmak durumdadır. Görevlerimizin en başında bunlar geliyor. Biz söylediğini yapan, yaptığını söyleyen bir gelenekten geliyoruz. Tek bir referansımız var o da halka hizmet etmektir.”