Ben artık Ramin’im

Kadın Haberleri —

Sharifa Panahi

Sharifa Panahi

  • Sharifa Panahi, İran rejiminin 6 yıl önce idam ettiği oğlu Ramin Hossein Panahi’nin mezarını arıyor. Siyasi tutsak olan büyük oğlu 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve diğer oğlu Eşref de yıllar önce suikast sonucu hayatını kaybetti.
  • Sharifa Panahi, rejimin şehitlerin mezarlarından dahi korktuğunu söyledi ve ekledi: “Birkaç ay önce idam edilen dört gencin annelerini ziyaret ettiğimde güvenlik güçleri Sanandaj’da beni durdurdu. ‘Neden evde oturmuyorsun? diye sordu. Ona Ramin'imin bu yolda canını feda ettiğini söyledim. ‘Ben artık Ramin’im’ dedim.”

Bu toprakların her bir oğlu ve kızı bizim çocuklarımızdır” diyor Sharifa Panahi. 6 yıl önce İran rejiminin idam ettiği oğlu Ramin Hossein Panahi’nin mezarını aramak için çıktığı yolda, sadece oğlu için değil katledilen herkes için adalet arıyor.

Kürt aktivist Ramin Hossein Panahi idam edildiğinde 24 yaşındaydı. 23 Haziran 2017’de arkadaşları Zanyar Muradî ve Luqman Muradî ile birlikte “Allah’a karşı gelmek” ve “Silahlı örgüte üye olmak” suçlamalarıyla idam cezasına çarptırıldı. Aktivistler, silahsız ve sivil olduklarını beyan etseler de rejim yargısı savunmaları kabul etmedi. 8 Eylül 2018’de idam edildiler ve cenazeleri ailelerine verilmedi. Zanyar Muradî ve Luqman Muradî, Tahran’daki Beheştî Zehra Mezarlığı’na defnedildi. Panahi ise ailesi Tahran’a gidemediği için defin işlemlerine katılamadı. Rejim, Panahi’nin hangi mezarlığa defnettiğini ve mezar numarasını ailesinden sakladı.

Sharifa Panahi, oğlu Ramin’in mezarını bulmak için 6 yıldır mücadele ediyor. Aynı zamanda aktif bir aktivist olarak idam cezalarına karşı kampanyalar yürütüyor, tutsakların sesi oluyor. Çünkü Ramin dışında, büyük oğlu önce idam cezası aldı daha sonra 16 yıl hapis cezasına çevrildi. Diğer oğlu Eşref ise siyasi suikast sonucu hayatını kaybetmiş.

Mezarlardan korkan rejim

Bir mezara sahip olmanın önemini MA’dan Berivan Kutlu’ya anlatan Sharifa Panahi, şunları ifade etti: “Her zaman diyoruz ki ‘şehit ölmez’. Gerçekten eşitlik ve özgürlük yolunda ölen birinin, bu toprakların tüm insanlarının gönlünde tarihin zirvesinde bir yeri vardır ve her zaman diridir. Ancak sorun şu ki, İslam Cumhuriyeti aileye işkence aracı olarak sevdiklerimizin cenazelerini vermiyor veya mezar yerlerini açıklamıyor. Çoğu zaman ölenlerin mezar yerleri, diğer direnişçilerin uğrak yeri oluyor. Bu nedenle rejim korkuyor. Ancak ben bir anneyim ve acımı dindirmek için oğlumun mezarına gitmek hakkım.”

Ben artık Ramin’im

Birkaç ay önce idam edilen Pijman Fatihi, Muhsin Mazlum, Wefa Azerbar ve Muhammed Faramerzi’nin annelerini ziyaret etmek istediğinde yolda güvenlik güçleri tarafından durdurulan Panahi, “Sanandaj şehrinin güvenlik görevlilerinden biri bana, ‘Neden evde oturmuyorsun? Neden sessiz kalmıyorsun?’ diye sordu. Ona Ramin'imin özgürlükçü olduğunu, haksızlık ve baskılar karşısında sessiz kalmadığını ve bu yolda canını feda ettiğini söyledim. Yani Ramin'in ruhu benim bedenimde yaşıyor, ben artık Ramin’im dedim” ifadelerini kullandı.

Gazetecilerin idamı barbarlıktır

Panahi, idam cezalarına karşı kampanyalarına katılmaya devam edeceğini, hakkında idam kararı verilen gazeteci Pexşan Azizi ve aktivist Şerife Muhammed için de mücadele ettiğini söyledi ve ekledi: “Gazeteciler her zaman sessizlerin sesi olmuştur. Onları idam etmek, sessizlerin çığlığını, özgürlüğünü ve kendini ifade etme özgürlüğünü öldürmektir. Bu durum en barbarca şiddetten başka ne anlama gelebilir ki? Gazetecilerin idamlarına karşı mücadele etmek önemlidir çünkü gazetecilerin idam edilmesi ifade özgürlüğünün de idam edilmesi demektir.”

Hepsi bizim çocuklarımız

Baskıya ve zulme karşı direnmenin ahlaki bir görev olduğunu söyleyen anne Panahi, “Dayanışma ve birlik, mücadelemizin ve ahlaki görevimizin bir parçası haline gelmiş olup, en büyük silahımızın birliğimiz olduğunu, bu ateşli silahı hiçbir şeyin ve hiç kimsenin elimizden alamayacağını söylemek istiyorum. Bu toprakların her bir oğlu ve kızı bizim çocuklarımızdır. Aileler olarak birbirimize destek olmamız, çocuklarımızın özgürlüğü için verdiğimiz mücadelenin bir parçasıdır. Birlik ve örgütlenme yönünde dostane ve samimi olan güçlü bağlantılarımız mutlaka var ve olmaya da devam edecek” diye konuştu.

Mezarımızı istiyoruz

STK ve dünya kamuoyundan destek beklediklerini söyleyen Panahi’nin çağrısı şöyle: “Çocuklarımızın mezarını istiyoruz. Kamuoyundan, insan hakları kurumlarından, özgürlük ve eşitliği savunan kuruluşlardan bu asgari talebin yerine getirilmesinde bize destek olmalarını istiyoruz.”

 

***

‘Herkesin gözlerinden öperim’

24 Ağustos 2018’de çekilen ve 3 Eylül 2023’te yayınlanan videoda Ramin Hossein Panahi’nin son sözleri şu şekilde kayıtlara geçti: “Ben Ramin Hüseyin Panahi, Recayişar zindanında tutuluyorum. Bana destek veren herkese, halkıma teşekkür ediyorum. Ben Kürdistan halkının özgürlüğünden yana bir aktivistim. Kürdistan halkına da İran halkına da bana verdikleri destek nedeniyle teşekkür ediyorum. Bu destek beni mutlu ediyor. Hakkımdaki iddiaları bir kez daha tekzip ediyorum. Ben terörist değilim. Sivil bir aktivistim. İran halkının, özellikle de Kürdistanlıların özgürlüğü için mücadele ediyorum. Herkesin gözlerinden öperim." TAHRAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.