CHP çözümden yana inisiyatif alabilir

Mustafa Karasu

Mustafa Karasu

  • KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, CHP’nin bu süreçte açıkça “Kürt sorununda bir çözüm olursa biz destek veririz” diyerek inisiyatif koyabilmesi gerektiğini söyledi.

Kürt demokrasi güçlerinin, “biz çözüme hazırız, ancak başta İmralı’daki tecridin kaldırılması olmak üzere şu şu yol temizliklerini yapın, biz zaten Türkiye partisiyiz, Kürt sorununu çözerek Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyoruz” demesi gerektiğini kaydeden KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, “Kuşkusuz, belirttikleri adımlar atılmadığı müddetçe de AKP-MHP iktidarına karşı tutumlarını ve mücadelelerini sürdürmelidirler. Böylece AKP-MHP’nin kurduğu bu oyunu açığa çıkarmalıdırlar” diye konuştu.

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, ANF'de bugün 3. bölümü yayınlanan söyleşide yeni bir çözüm süreci olasılığıyla ilgili soruları da yanıtladı. Türkiye’de tüm sorunların çözümü için Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün zorunlu olduğunu belirten Karasu, Türkiye’deki toplumsal ruh halini düzeltmek; çürümeyi, yozlaşmayı ve şiddeti önlemek için de Kürt sorununu çözmek gerektiğini söyledi. Kürtlere karşı yürütülen kirli özel savaşın, toplumu çürüttüğünü vurgulayan Karasu, "Türkiye’deki sorunların kaynağını Kürtler üzerinde yürütülen kirli özel savaş olarak görmeyenler ya bu savaşa gözlerini kapatıyorlar ya da dolaylı ortağı oluyorlar" dedi.

CHP esas nedeni görmüyor

Kürt sorununun çözümü doğrultusunda politika üretmeyen hiçbir siyasi gücün, demokratik olamayacağını kaydeden Karasu, CHP'nin Türkiye’nin temel toplumsal ve siyasi sorunlarını teğet geçmek için ekonomik sorunlara ağırlık verdiğini, ancak bunun kaynağına inmediğini söyledi. Karasu, "Ekonomik sorunları, Kürt’e karşı yürütülen savaş yaratıyor. CHP, ekonomik sorunların esas nedenini görmüyor. Toplum, CHP’den demokratikleşme doğrultusunda adım bekliyor. CHP ise bu konuda bazı söylemler dışında bir adım atmadı. Kürt sorunu konusunda bir politika geliştirmedi. Örneğin, Kürt sorununun çözümü için Meclis’te komisyon kurulmasını, bu sorunu Meclis’in ele almasını isteyebilirdi. Böyle bir önemli sorunda rol almayacak bir Meclis, Türkiye’nin sorunlarını çözme iddiasında olabilir mi?" diye konuştu.

Radikal demokrasi güçleri yetersiz

Türkiye’de 100 yıldır belirlenmiş sınırlar, çizilmiş bir ideolojik ve siyasi anlayışın varlığını hatırlatan Karasu, şöyle devam etti: "Türkiye’de yaşanan ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasi gelişmelere göre bazı konularda bu sınırların dışına çıkma eğilimi ve çabası olsa da hala bu ideolojik ve siyasi bariyerleri aşıp, Türkiye’yi gerçek anlamda demokratikleştirecek bir siyasi parti ve güç yoktur. (...) Türkiye’nin radikal demokrasi güçleri, hala demokratikleşme konusunda bir ortak program ve bu temelde ortak mücadeleyi tam sağlayamadıkları için istenen etkiyi gösteremiyor. Bir daha vurgulayalım ki; Türkiye demokrasi güçleri, Kürt halkının demokratik güçleriyle ortak mücadele vermeden rollerini oynayamaz. Aynı biçimde, Kürt demokratik güçleri de mevcut konjonktürde Türkiye’nin demokratik güçleriyle ittifak ve ortak mücadele içinde olmadan, Kürt sorununun çözümü temelinde demokratikleşmeyi sağlayamaz. Türkiye’nin diğer siyasi güçlerini de demokratikleşme doğrultusunda harekete geçirecek olan bu ortak mücadeledir.  Bu ittifak ve ortaklaşma esas olarak bir mücadele ortaklığı olmalıdır."

Değişmesi gereken durumlar

Her zaman demokratik çözümden yana olduklarını ifade ettiklerini anımsatan Karasu, özetle şunları söyledi: "İmralı’da hukuk çiğneniyor, ağır tecrit uygulanıyor, zindanlar ölüm evleri haline gelmiş, binlerce siyasetçi içeride ve her gün tutuklamalar ve Kürt kültürü üzerinde baskılar var. Bu durumlar değişmeden Kürt sorununun çözümü için samimi niyet ortaya konulmuş olamaz. Kürtler, böyle tavır koyabilir. Muhalifler ise çözüm sürecinin olumsuzluğu üzerinden tartışma yaparsa demokratik bir anlayış/tutum olmaz. Aslında AKP-MHP iktidarının şimdiye kadar ki politikaları onaylanmış olur.

CHP için de bir fırsattır

CHP, açıkça 'Kürt sorununda bir çözüm olursa biz destek veririz' diyerek inisiyatif koyabilir. Bu, Kürt sorununda inisiyatifi ele almak anlamına gelir. CHP’yi gerçek demokratik çizgiye oturtur. Böylece bir daha CHP’ye 'bölücülerin yanındasınız, şunun yanındasınız' diyerek bir suçlama içine giremezler. CHP, muhalif kanallarda bazılarının ortaya koyduğu yaklaşımın tersine, bizzat kendisi Kürt sorununun çözümünde inisiyatif alabilir. Böylece AKP-MHP’nin muhalefeti suçlama ve Kürtleri oyalama politikasını boşa çıkarmış olur. CHP’nin gerçek bir sosyal demokrat parti olması önündeki en büyük engel, MHP-AKP ve bazı çevrelerin, CHP’nin Kürt sorununda politika üretmelerini engelleyen suçlayıcı ve töhmet alında bırakan yaklaşımlarıdır. CHP, AKP-MHP’nin, DEM Parti’ye verdiği mesajları fırsat bilerek bu durumu aşabilir ve gerçek bir sosyal demokrat parti haline gelebilir. MHP ve AKP’nin Kürt sorunu konusunu araçsallaştırmalarının önemli bir nedeni de, Türkiye’de gerçek bir demokrat ya da sosyal demokrat duruş ve programın ortaya konulmamasıdır.

Adımlar atılmadıkça mücadele

AKP-MHP ittifakının, Kürtlere karşı yürütülen özel ve kirli savaşın zirveleşmiş hali; bir özel savaş hükümeti olduğunu vurgulayan Karasu, DEM Parti ve demokratik siyasal alan için kurulan tuzağa dikkat çekti. Karasu, şunların altını çizdi: "Tabii ki Kürt demokrasi güçleri, 'biz çözüme hazırız, ancak başta İmralı’daki tecridin kaldırılması olmak üzere şu şu yol temizliklerini yapın, biz zaten Türkiye partisiyiz, Kürt sorununu çözerek Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyoruz' demelidir. Kuşkusuz, belirttikleri adımlar atılmadığı müddetçe de AKP-MHP iktidarına karşı tutumlarını ve mücadelelerini sürdürmelidirler. Böylece AKP-MHP’nin kurduğu bu oyunu açığa çıkarmalıdırlar." BEHDÎNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.